Geçtiğimiz Cumartesi günü hemen tüm meday tarafından ‘’tarihi’’
olarak tanımlanan ve büyük önem atfedilen bir miting yaşandı
Diyarbakır’da, eh madem böyle tanımlanmıştı orada olmak gerekiyordu, ben
de öyle yaptım ve yakından izlemek üzere Diyarbakır’a gittim.
Tam
da çözüm sürecinde bir takım tıkanmaların yaşandığı, karşılıklı
restleşmelerin dile getirildiği gerçekte ‘’sıkıntılı’’ olan bir dönemin
hemen üzerine gelişen bu miting, bir miting olmasından ziyade, mitingin
katılımcıları anlamında diğerlerinden bir farklılık arz ediyordu.
Otuzyedi yıldır vatanından uzakta olmak durumunda kalmış önemli bir Kürt ozanı Şıvan Perwer’in, uzunca bir süredir geçirdiği talihsiz bir saldırı sonucu sahnelerden uzak kalmış bir başka önemli Türkiyeli Kürt sanatçı İbrahim Tatlıses’in
ve her ne kadar devlet katmanında bir takım ikili görüşmeler ve
temaslarla şimdiye kadar Türkiye’ye sıklıkla gelip gitmekte olssa da
uzun yıllar sonra ilk defa Diyarbakır’a gelecek olan Irak Kürdistanı
lideri Mesud Barzani’nin bir arada olacağı bir miting olacaktı.
Bahsettiğim
isimler ile birlikte miting dahil karşılama, ziyaret, davet gibi bir
takım başka organizasyonlar çerçevesinde yirmiye yakın Ak Partili bakan
ve onlarca milletvekili ve Barzani ile bir araya gelecek olan BDP
kanadından Leyla Zana, Ahmet Türk, Osman Baydemir, Altan Tan gibi diğer
önemli siyasi aktörler de Diyarbakır buluşmasına katılınca evet
buluşmaya ‘’tarihi’’ bir tanım yakıştırmak çok fazla abartılı durmuyor.
Sadece
bu miting vesilesi ile gerçekleşen buluşmya katılan isimler mi
buluşmayı önemli kılıyordu diye bana soracak olsanız, cevabım daha çok
bu buluşma sonrası çıkacak sonuçlara bağlı olarak şekillenecektir olurdu
ki nitekim de öyle oldu.
Açıkçası
buluşma sonrası ortaya çıkacak tabloyu ve sonuçları duyup görmeden
özellikle medyanın miting öncesi atfettiği önemi abartılı ve riskli
bulduğumu söylemeliyim.
Ancak
miting ve gerçekleşen organizasyonlar sonrası verilen demeçlere paralel
olarak ortaya çıkan fotoğraf bu sefer medyayı boşa düşürmedi.
Barzani’nin,
Baydemir’in ve Perwer’in barış ve kardeşlik temalı konuşmaları ile
birlikte, benim de yazılarımda sıklıkla önem atfettiğim Kürt-Türk
ittifakına yapılan vurgulara ilaveten, Erdoğan’ın o etkileyici ve samimi
bulduğum coşkulu konuşması da eklenince, Diyarbakır buluşması tıpkı
daha öncesinde Diyarbakır’da gerçekleşen son Newroz mitingi gibi ülke
siyasi tarihinde önemli bir gün olarak yerini aldı.
Barzani’nin
öncelikle Kürtleri kendi aralarında bir ittifaka davet eden ve bu
ittifakla birlikte bölgedeki Türk, Arap ve Fars halklarıyla da barış ve
huzur içinde bir yaşama olan inancını içeren sözleri çok önemliydi.
Baydemir’in
Barzani’ye hitaben Amed’in sizin eviniz, Hewler’in de bizim evimiz
olduğunu belirten sözleri ile birlikte dile getirdiği samimi ve coşkulu
misafirperver ifadeleri yine oldukça anlamlı ve önemliydi.
Başbakan
Erdoğan’ın barışa ve kardeşliğe yaptığı vurgular ile birlikte, dağdan
inişlere ve cezaevlerine yönelik umut vaad eden sözleri oldukça önemli,
dikkat çekici ve açıkçası bölge halklarına güven vericiydi.
Usta
siyasetçi Erdoğan bu miting vesilesi ile elbette ve doğal olarak bu
önemli ve tarihi denilebilecek Diyarbakır buluşmasından partisi adına
siyasal bir kazanç da sağlayacaktır, bunun yadsınacak hiç bir tarafı
yoktur, varsın kazansın ve bu türden güzellikleri bundan sonra da her
kim Türkiye toplumuna yaşatabiliyor ve bunu sürdürebiliyorsa varsın
onlar da kazansın.
Bu
miting vesilesi ile bir kaç arkadaşla birlikte değerli sanatçı Şıvan
Perwer’i kaldığı otelde ziyaret edip tanışma fırsatı da bulduk.
Bir
dostun üzerime emanet ettiği özel selamını Perwer’e iletme fırsatım da
oldu, aldığı selama ‘’ooo’’ diyerek sevinip gülümsemesini ve lütfen sen
de ona selamlarımı ilet derken ki mutluluğu görülmeye değerdi.
Hele
ki hayatım boyunca unutamayacağım bir başka an daha var ki, o da Perwer
ile kaldığı odada bir kaç arkadaşla birlikte, sözleri ünlü Kürt şair
Feqiye Teyran’a ait olan Ey Dilbere adlı türküyü hep birlikte
söylememizdi...
Türkiye
Diyarbakır buluşmasında toplumun ortak aklının bir sonucu ve iktidarın
da bu paralelde ortaya irade koyması ile birlikte belki de yıkılırken
yeni bir milad olsun diye vaktiyle örülmüş bir kaç sağlam duvarı daha el
ele vererek yıktı.
Bu
önemli iki gün ve sonrasında elbette daha bir çok şey yaşandı, hepsini
bu yazıya sığdırmak inanın pek mümkün değil, yeri geldikçe aktarmaya
çalışacağım elbette.
Kürt-Türk İttifakı Diyarbakır buluşması ile oldukça önemli bir mesafe daha kat etti..
Hep birlikte el ele duvarları yıkmaya devam...
Hoş Kalın
19 Kasım 2013
@cngzkync