19 Kasım 2013

Duvarlar Yıkılıyor

Geçtiğimiz Cumartesi günü hemen tüm meday tarafından ‘’tarihi’’ olarak tanımlanan ve büyük önem atfedilen bir miting yaşandı Diyarbakır’da, eh madem böyle tanımlanmıştı orada olmak gerekiyordu, ben de öyle yaptım ve yakından izlemek üzere Diyarbakır’a gittim.

Tam da çözüm sürecinde bir takım tıkanmaların yaşandığı, karşılıklı restleşmelerin dile getirildiği gerçekte ‘’sıkıntılı’’ olan bir dönemin hemen üzerine gelişen bu miting, bir miting olmasından ziyade, mitingin katılımcıları anlamında diğerlerinden bir farklılık arz ediyordu.

Otuzyedi yıldır vatanından uzakta olmak durumunda kalmış önemli bir Kürt ozanı Şıvan Perwer’in, uzunca bir süredir geçirdiği talihsiz bir saldırı sonucu sahnelerden uzak kalmış bir başka önemli Türkiyeli Kürt sanatçı İbrahim Tatlıses’in ve her ne kadar devlet katmanında bir takım ikili görüşmeler ve temaslarla şimdiye kadar Türkiye’ye sıklıkla gelip gitmekte olssa da uzun yıllar sonra ilk defa Diyarbakır’a gelecek olan Irak Kürdistanı lideri Mesud Barzani’nin bir arada olacağı bir miting olacaktı.

Bahsettiğim isimler ile birlikte miting dahil karşılama, ziyaret, davet  gibi bir takım başka organizasyonlar çerçevesinde yirmiye yakın Ak Partili bakan ve onlarca milletvekili ve Barzani ile bir araya gelecek olan BDP kanadından Leyla Zana, Ahmet Türk, Osman Baydemir, Altan Tan gibi diğer önemli siyasi aktörler de Diyarbakır buluşmasına katılınca evet buluşmaya ‘’tarihi’’ bir tanım yakıştırmak çok fazla abartılı durmuyor.

Sadece bu miting vesilesi ile gerçekleşen buluşmya katılan isimler mi buluşmayı önemli kılıyordu diye bana soracak olsanız, cevabım daha çok bu buluşma sonrası çıkacak sonuçlara bağlı olarak şekillenecektir olurdu ki nitekim de öyle oldu.

Açıkçası buluşma sonrası ortaya çıkacak tabloyu ve sonuçları duyup görmeden özellikle medyanın miting öncesi atfettiği önemi abartılı ve riskli bulduğumu söylemeliyim.

Ancak miting ve gerçekleşen organizasyonlar sonrası verilen demeçlere paralel olarak ortaya çıkan fotoğraf bu sefer medyayı boşa düşürmedi.

Barzani’nin, Baydemir’in ve Perwer’in barış ve kardeşlik temalı konuşmaları ile birlikte, benim de yazılarımda sıklıkla önem atfettiğim Kürt-Türk ittifakına yapılan vurgulara ilaveten, Erdoğan’ın o etkileyici ve samimi bulduğum coşkulu konuşması da eklenince, Diyarbakır buluşması tıpkı daha öncesinde Diyarbakır’da gerçekleşen son Newroz mitingi gibi ülke siyasi tarihinde önemli bir gün olarak yerini aldı.

Barzani’nin öncelikle Kürtleri kendi aralarında bir ittifaka davet eden ve bu ittifakla birlikte bölgedeki Türk, Arap ve Fars halklarıyla da barış ve huzur içinde bir yaşama olan inancını içeren sözleri çok önemliydi.

Baydemir’in Barzani’ye hitaben Amed’in sizin eviniz, Hewler’in de bizim evimiz olduğunu belirten sözleri ile birlikte dile getirdiği samimi ve coşkulu misafirperver ifadeleri yine oldukça anlamlı ve önemliydi.

Başbakan Erdoğan’ın barışa ve kardeşliğe yaptığı vurgular ile birlikte, dağdan inişlere ve cezaevlerine yönelik umut vaad eden sözleri oldukça önemli, dikkat çekici ve açıkçası bölge halklarına güven vericiydi.

Usta siyasetçi Erdoğan bu miting vesilesi ile elbette ve doğal olarak bu önemli ve tarihi denilebilecek Diyarbakır buluşmasından partisi adına siyasal bir kazanç da sağlayacaktır, bunun yadsınacak hiç bir tarafı yoktur, varsın kazansın ve bu türden güzellikleri bundan sonra da her kim Türkiye toplumuna yaşatabiliyor ve bunu sürdürebiliyorsa varsın onlar da kazansın.

Bu miting vesilesi ile bir kaç arkadaşla birlikte değerli sanatçı Şıvan Perwer’i kaldığı otelde ziyaret edip tanışma fırsatı da bulduk.

Bir dostun üzerime emanet ettiği özel selamını Perwer’e iletme fırsatım da oldu, aldığı selama ‘’ooo’’ diyerek sevinip gülümsemesini ve lütfen sen de ona selamlarımı ilet derken ki mutluluğu görülmeye değerdi.

Hele ki hayatım boyunca unutamayacağım bir başka an daha var ki, o da Perwer ile kaldığı odada bir kaç arkadaşla birlikte, sözleri ünlü Kürt şair Feqiye Teyran’a ait olan Ey Dilbere adlı türküyü hep birlikte söylememizdi...

Türkiye Diyarbakır buluşmasında toplumun ortak aklının bir sonucu ve iktidarın da bu paralelde ortaya irade koyması ile birlikte belki de yıkılırken yeni bir milad olsun diye vaktiyle örülmüş bir kaç sağlam duvarı daha el ele vererek yıktı.

Bu önemli iki gün ve sonrasında elbette daha bir çok şey yaşandı, hepsini bu yazıya sığdırmak inanın pek mümkün değil, yeri geldikçe aktarmaya çalışacağım elbette.

Kürt-Türk İttifakı Diyarbakır buluşması ile oldukça önemli bir mesafe daha kat etti..

Hep birlikte el ele duvarları yıkmaya devam...

Hoş Kalın
19 Kasım  2013

@cngzkync