Hatırlar mısınız ?
Bülent Arınç, 3 Şubat 2012 Akşamı CNN Türk televizyonunda yayınlanan Şirin
Payzın’ın yönettiği “Neler Oluyor” programında, Türkçe’nin
bir medeniyet dili olduğunu ancak Kürtçe’nin bir medeniyet dili olmadığını,
dolayısıyla Kürtçe ile eğitim-öğretim yapılamayacağını, Kürtçe’nin öğretimde
ancak seçimlik ders olacağını ifade etmişti.
Aynı açıklamada bir çoğumuzun belki de gözünden kaçmış bir diğer sorunlu, hatta hastalıklı ifadesi de ‘’Kürtçe gençlerin geleceği açısından sakıncalı’’ şeklindeki sözleri olmuştu.
Oysa aynı Arınç o
açıklamasından bir süre önce Uludere vesilesi ile yaptığı bir başka açıklamada
ise, Kürtlerin de Türkler kadar hak sahibi olacağını ifade etmiş
ve Kürtlere hak verilmeyeceğini, Kürtlerin ellerinden alınmış haklarının
Kürtler tarafından kazanılmasının bir lütuf değil, gayet doğal
olduğunu da dile getirmişti.
Vatandaş olarak bizler
siyasetçilerin bu birbirinden farklı açıklamalarına ilk kez mi rastlıyoruz ?
Elbette hayır...
Arınç’ ın o günlerde yaptığı talihsiz ve önyargılar barındıran medeniyet
tanımı ile genel ve kabul edilen medeniyet tanımı arasında tabii ki çok ciddi farklar
söz konusuydu.
Türkler de Kürtler de birer
millet olduğuna göre ve bu milletlerin de kendi dilleri gün gibi ‘’VAR’’
olduğuna göre, bu milletleri ve dillerini medeni ve medeni olmayan diye ayrıştırmak abesle iştigaldi.
Geçtiğimiz gün, vaktiyle Arınç’ın
yaptığı türden bir başka abesle iştigali de CHP-MHP nin Çatı Adayı ve şu an için toplamda 7 veya 8 siyasi
partinin de ortak adayı olan Prof.Dr. Ekmeleddin
İhsanoğlu’ndan duyduk.
İhsanoğlu eski devlet doktrinini derinden derinden dillendirmeye devam
ededursun, verdiği röportajla Kürt meselesine bakış açısını ve sorunların
çözümü noktasındaki tavrını da bir tık daha netleştirmiş oldu.
İhsanoğlu’nun dedikleri şunlar
;
‘’Kürtçenin zaten bilim dili
olmasını sağlamak o kadar kolay değil ki. Bir dilin, bilim dili olması için en
azından bir asrın geçmesi lazım. O dile bütün bilim dallarında zengin literatürü
tercüme edeceksiniz; terminoloji yaratacaksınız ; fizik, kimya, matematik,
psikoloji, felsefeyle ilgili binlerce terim yaratacaksanız. Bunları bir günde
yapabilir misiniz ?’’
Aslında söyledikleri teknik tanım
olarak pek de yanlış değil, evet dedikleri olmalı ki bir dil bilimde
kullanılabilen bir dil haline gelebilsin.
İyi de, Kürtler de zaten bildik
bileli bunun, yani anadillerini yok olmaktan kurtarmanın, kültürlerini var
edebilmenin, özetle kimlikleriyle var olabilmenin mücadelesini vermiyorlar mı ?
Peki o zaman soralım İhsanoğlu’na,
neden Kürtçe’nin eğitim öğretim dili olarak kullanılmasına karşı duruyorsunuz o
halde ? O yüzyıl dediğiniz süre tamamlanmasın ve Kürtçe bir bilim dili olamasın diye mi ?
Demişsiniz ya ‘’ ’Kürtçenin
bilim dili olmasını sağlamak o kadar kolay değil’’, evet kolay değil çok
doğru...
Yine demişsiniz ya ‘’Bir
dilin, bilim dili olması için en azından bir asrın geçmesi lazım’’, evet
bu da belki uzunca bir zaman lazım anlamında doğru bir ifade.
İyi de o zaman neden Kürt vatandaşlarının
bu zaman sürecini bir an evvel aşmaları için bir yerlerden başlamasına, yani
Kürtçe anadillerinde eğitim öğretimlerine destek olmuyorsun, hadi destek
olunmayı geçtik neden karşı duruyorsun ?
Neden yazıma Arınç’tan
örneklemeyle başlayıp İhsanoğlu’ ile devam ettim diye düşünenleriniz olabilir,
onlara cevabım İhsanoğlu’nun içinden bir Arınç çıktığını görmüş olmanın etkisi
diyebilirm.
Sizce de öyle değil mi ?
Size de siyasi ve fikri anlamda
İhsanoğlu’nun içinden bir Arınç ‘’çıktığı’’,
veya İhsanoğlu’nun içine bir Arınç ‘’kaçtığı’’
izlenimi uyandırmadı mı yapmış oldukları açıklamalar ?
Yeri gelmişken belki hem Arınç
hem İhsanoğlu için bir fayda sağlar diye şu bilgilendirmeleri yapalım.
1- Dünyada birçok üniversite bünyesinde Kürt Dili ile ilgili bölümler vardır.
2- Dünyada birçok akademisyen Kürtçe bilmektedir.
3-
Dünyada birçok akademisyen Kürt Dili kullanarak araştırmalar yapmaktadır.
4-
Kürt Dili, Hint-Avrupa dil gurubundandır.
5-
Kürt Dili, dünyanın sayılı ve kabul edilir dillerinden birisdir.
6-
Kürt Dili, büyük klasik eserler, divanlar yaratan bir dildir.
7-
Melayê Cizîrî, Feqîyê Teyran, Baba Tahirê Uryan, Ehmedê Xanî, Huseynê
Bateyî,
birkaç Kürt Şair ve Edebiyatçısına örnektir.
8- Dîwana
Melayê Cizîrî, Mem û Zîn, Nûbihar, Mewlûd, Mêjûyî Edebiyatê Kurdî, Bîra
Qederê,
bir kaç Kürtçe edebi esere örnektir.
9- Kürt Dili,
Dünya’da en az 45 milyon Kürt tarafından aktif olarak kullanılmaktadır
10- Kürt Dili ile
yaratılan onbinlerce eser bulunmaktadır.
11- Kürt Dili’nin Edebiyat
ve Bilim dili olduğu binlerce eser ile zımnen ispatlanmış
durumdadır.
12- Hemen yanıbaşımızda
bağımsızlık veya konfedarasyon ilanına çok yakın Kürdistan
Federe Devleti
adında bir devlet var ve Eğitim, Öğretim ve BİLİM DİLİ de
KÜRTÇEDİR.
Kürtçe ile medeniyet ve bilim
arasında bir ilişki kuramayan zihniyete, bu ilişkiyi kurabilmede yardımcı olması
bakımından Ebu Hanifi Dineveri (820-895)
iyi bir örnek olabilir.
Kürdistan’da Dinaver kentinde
doğan ve gözlemevi Moğollar tarafından yıkılan çok yönlü Kürt Bilim Adamı Ebû Hanifi Dineveri
için Harvard Üniversitesinde Yakın Doğu Dilleri ve Uygarlıkları fakültesinde
Öğretim görevlisi Mehrdad R. Izady, “Kürt
ileri gelenleri içinde en mükemmel olanı, İslam topraklarında o güne kadar
ortaya çıkmış en büyük beyin olan Ebu Hanife Ahmed Dineverî’dir” demiş.
Yaşamı boyunca çok sayıda esere
imza atmış bir Kürt Bilim Adamı olan Dineveri, Flora kitabından, Güneş Tutulması
meselesine, Hesap Kitabından, Yıldızların Konumuna, Genel Tarih kitabından, Coğrafya
kitabına kadar bir çok konu üzerinde eserler vermiş.
Ümmetçiliğin, hatta Arapçılığın
üstün olduğu dönemde “Flora Kitabı”nın
metinlerinde, Kürdistan’ın yerli bitkileri için 800’lü yıllarda Kürtçe terimler kullanan ilk
yazardır.
Uzun lafın kısası....
Onca yıl başta dili ve kültürü
olmak üzere kimliği asimile edilmeye çalışılmış, çoğunlukla yok sayılmış,
yasaklarla baskı altında tutulmuş ve ciddi katliamlara, acılara muhatap
kılınmış bir milletin, haklarına yeniden kavuşma sancılarını çektiği bir
dönemde ve bulunduğu coğrafyalara toplumsal hafızasındaki birikimleriyle demokratik
gelişim anlamında, özgürlük ve barış adına son derece ciddi katkılar sunmakta
olan Kürt halkının anadilinin, Arınç ve İhsanoğlu‘nunkiler gibi çağdışı kalmış önyargılı
ve baskıcı zihniyet ve söylemlerin, Kürtçe’yi veya yine aynı zihniyetin hedefinde
olabilecek Lazca, Çerkesce, Gürcüce gibi diğer halk dillerini de bu
topraklardan yok edemeyeceği açıktır.
Hoş Kalın
17 Temmuz 2014
@cngzkync