30 Nisan 2011

SÖYLEŞİ : Ak Parti Hatay Mv. Prof.Dr.MUSTAFA ÖZTÜRK


Bugünkü Konuğum , şu anda Ak Parti Hatay Milletvekilliğini yürüten ancak yeni dönemde milletvekili aday listelerinde adı yer almayan Sayın Prof.Dr.Mustafa Öztürk.  Bir süre önce açıklanan milletvekili aday listelerinde adının yer almaması geniş bir çevre tarafından açıkası oldukça garipsenen ve konuşulan, Sayın Öztürk ile kendisini daha yakından tanımak , milletvekilliği görev süresi sonrasındaki  süreci ve gündemdeki meseleler  hakkında söyleştik.  Samimiyeti  ve paylaştığı tüm bilgi ve açıklamalar nedeniyle kendisine çok teşekkür ediyorum.
-Sayın Öztürk, Yeni Dönemde Sayın Erdoğan Tarafından ,  Yeniden Milletvekili Adayı Gösterilmediniz. Söyleşimize ‘’ Aday Gösterilmediğinizi Duyduğunuz İlk Anda  Neler Hissettiniz ?’’ Sorusuyla Başlamak İsterim.
Bir anlık bir burukluk oluyor insanda.  Milletvekili olmadan da bu ülke için yapılacak çok şey var diyorsunuz sonra. Hayırlısı olsun. 
-Aday Gösterilmemeniz Sizin İçin Süpriz Mi Oldu Yoksa  Aday Gösterilmeyeceğinizi Bekliyormuydunuz ?
Seçim sistemi kanunu böyle olduğu sürece herkes için aday olup olmama sürprizlerle doludur.
-Milletvekilliği Süreniz Resmen Bittikten Sonra, Partideki Görevleriniz Kaldığı Yerden Devam Edecek Mi? Aslında Siyaset Devam Edecek Mi Sizin İçin Yoksa Artık Mesleğinizle İlgili Mi Devam Edecek Yaşantınız Diye Sormalıyım Sanırım ? Paylaşırmısınız ? Gelecek Planlarınız Hazır Mı , Var Mı ?
Siyasetle de uğraşacağım, ama birikimlerimi ve tecrübelerimi daha geniş kesimle paylaşacağım. Çevre konusunda uygulamaya dönük daha geniş çalışmalar içinde yer alacağım. Ülkemizde yaşabilir çevre için yapılacak çok şey var. 
-Sizce Aday Gösterilmemenizin Ardındaki Gerçek Sebepler Neler Olabilir  ? Sayın Başbakan İle Diyalogunuzda Milletvekili Olarak Görevleriniz Ve İcraatlarınız Hakkında Bir Sorun Yaşandı Mı Bugune Kadar ?
Ben Başbakanla 1994 yılından beri beraberim. Yıllardır bürokratlık yaptım. 18 yıldır hiçbir sorunum olmadı. Ben proje adamıyım. Projelerimi ve düşünceleri toplumun tüm katmanları ile paylaşmaya devam ederim.
-Sayın Öztürk, Hepimizce Bilindiği Üzere Bazı ETÖ Sanıklarının CHP Ve MHP’den Aday  Oldu Bu Durumu Nasıl Değerlendirmektesiniz ?
Demokrasi, saydamlık ve hesap verilebilirlik için talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Darbecileri halka seç ve onları dokunulmaz yap diye sunmak çok çirkin bir tavır. Bunların halk ile değil de kimlerle organik bağ içinde olduklarını göstermektedir.
-Devam Eden Etö Davası Sizce Türk Siyasi Ve Toplumsal Hayatına Nasıl Bir Etki Yaratmaktadır ?
Dokunulmaz olan darbecilere, post modern darbeciler, e-muhtıracılara dokunulacağını ve yargılanacaklarını, hesap vereceklerini halkımız öğrendi.  Milletin iradesinin üzerinde iradenin olmadığını bu millet öğrendi. Bu kervan artık bence daha demokratik yürüyecektir.
-Sizden Birer Cümle İle Bazı Önemli İsimleri Değerlendirmenizi Rica Edeceğim.
-Merhum Turgut Özal ?
İcraat adamıydı. Bu ülke için farklı sesti. Ülkede liberal ekonomiyi ilk uygulamaya koyan, sivilleşmenin ilk adımlarını atan kişiydi
-Merhum Alparslan Türkeş ?
1960 darbesini yapanların yanında ırkçı söylemleri ile tanınan kişiydi
-Merhum Bülent Ecevit ?
Demokrasiye inanmış ama özümsememiş, sosyal demokrat ama uygulayamamış, duygusal şiirler yazan, Kontgerillayı teşhis etmiş ama bir şey yapamamış bir lider. Şiirlerini severim. Devlet adamlığı noktasında bende bir iz bırakmadı.
-Sayın Kenan Evren ?
1980 darbesinin başı, Diyarbakır cezaevi, 12 Eylül çağ dışı anayasası, kan, göz yaşı
-Sayın Süleyman Demirel ?
7 defa giden 6 defa gelen demokrasi adına kılını kıpırdatmamış, sözü ile özü bir olmayan bir lider.
-Sayın Deniz Baykal ?
Demokrasiyi özümsememiş, demokrasi dışı çıkışlara sessiz kalmış, bir gecede bir kasetle giden bir lider.
-Sayın Recep Tayyip Erdoğan ?
Belediye başkanı iken bir şiir okudu diye hapse atılmış, kurduğu partinin genel başkanı olarak seçime girememiş, 27 Nisan’da e-muhtırasına siz benim memurumsunuz oturun oturduğunuz yerde diyen, altyapı hizmetlerine öncelik veren, risk almayı ve mücadele etmeyi seven bir lider. Demokrasi, özgürlük, insan hakları, hesap verilebilirlik adına daha yapması gerekli çok işi var.
-Ak Parti’de Yeniden Aday Gösterilmeyen Milletvekillerinden, Aday Gösterilmemesi Nedeniyle Sizi Şaşırtan  İsimler Oldu Mu  ?
Aday olmayan birçok arkadaş oldukça kapasiteli kişilerdir. Milletvekilliği dışında da bu arkadaşların önümüzdeki günlere başarılı çalışmalara imza atacağına inanıyorum. Bu arkadaşlarla 4 yıl birlikte olmaktan ve onları tanımaktan çok mutlu oldu.
-Twitter Ve Diğer Sosyal Medya Araçlarının Siyasetçiye Fayda Sağladığını Düşünüyormusunuz? İzlediğimiz Kadarıyla Oldukça Aktif Bir Twitter ve Facebook Kullanıcısısınız, Twitter ve Facebook un Faydalarını Bizlere Nasıl İfade Edebilirsiniz?
Siyaset yapıyorsanız herkesimdeki insanlarla diyalog ve iletişim içinde olmak gerekiyor.  İletişim çağında bu gereklidir. İnsanlarla yüz yüze, göz göze iletişime devam edildiği sürece. Halkla sohbet ve muhabbet  edildiği sürece. Bu sohbetlerin ve yüz yüze diyalogların yeri bir başka oluyor.
-Samimi Bir Değerlendirme Yapmak Gerekir İse Ak Parti İktidarları Süresince Hangi Konuda Evet Bunu Başaramadık Ve Tam Anlamıyla Gerçekleştiremedik Dersiniz ?
Entegre Su Yönetimi Kanunu, Çevre Ajansı Kanunu, Atık Kanunu, Temiz Hava Kanunu, Yani çevre için yapılacak daha çok iş var.
-Seçimlerle İlgili Olarak Partinizin Ve En Ciddi Rakibiniz Olan CHP ve MHP’nin Oy Oranları Hakkında Tahmininizi Alabilirmiyim ? Nasıl Bir Oy Oranı Partiniz Açısından Başarı Ve Hangi Oy Oranı Başarısızlık Olacaktır ?
YSK saçma ve iki zıt kararından önce MHP baraj altı kalabilirdi. Ama şimdi barajı aşabilir. CHP şu ana kadar ciddi bir proje sunamadı. Uçuk fikirleri hariç.  Bu seçimlerde tüm partiler AK Partiye saldıracaklar. Allah Başbakanın yardımcısı olsun.  Şimdiden bir tahminde bulunmak çok yüzeysel kalır.
-MHP Nin Baraj Altında Kalma İhtimali Çok Konuşuluyor, Sizin Görüşleriniz Bu Konuda Nedir ? Size Göre De Böyle Bir Riski Varmıdır MHP Nin ?
Yukarıda da değindiğim gibi YSK saçma sapan kararı iki partiye yaramıştır. MHP ve BDP. YSK kararı özellikle MHP barajı aşmasına önemli katkı vermiştir.
-Sayın Devlet Bahçeli’nin , Sayın Fetullah Gülen Hakkında Yaptığı Ve Çok Konuşulan Açıklamaları İle İlgili Olarak Görüşlerinizi Alabilirmiyim?
Yakışıksız ve gayri ahlaki buldum.  Parti liderleri sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına köstek değil destek olmalılar. Maazallah bunlar birde iktidara gelseler tüm sivil toplum örgütlerini istedikleri yönlendirmeye çalışırlar.
-Sayın Öztürk, YSK Kararlarını Hukuki Buluyormusunuz ? Değerlendirmelerinizi Paylaşırmısınız ?
YSK kararı bir faciadır. Bir insanın ölümüne, 50 kişinin yaralanmasına ve onlarca işyerinin tahribatına sebep oldu. Belgeler eksikse çağırırsın insanları bunlar bunlar eksik dersin.  Sakin bir şekilde sorun çözülebilirdi. Ama öyle yapmadı. Ülkeyi kısa sürelide olsa kaos ortamına sürüklediler. YSK kararları denetime tabi olmalıdır.
-YSK Kararı Değişmeseydi Sizce Seçim Sonuçlarını Nasıl Etkiler Di ? Karardan Bir Anlamda Dönülmesini Nasıl yorumluyorsunuz ? YSK Kararlşarı Protestolarında Ölen ve Yaralanan Vatandaşlarımız Oldu, Karardan Dönülmesi YSK yı Tüm Bu Olup Bitenler Konusunda Aklar Mı?
BDP’li bağımsızlar ülke genelinde tanınmıyorlardı, tanınır oldular. Birkaç daha fazla adayının milletvekili seçilmelerine katkı verdiler. Ayrıca ülkenin batı tarafında da MHP oyunun artmasına ve barajı aşmasına sebep oldular
-Ak Parti Demokratik Açılım Çalışmalarında  Sizce Başarılı Olabildi mi ?Süreci Nasıl Değerlendiriyorsunuz ?
12 Eylülde mini bir anayasa değişikliği yapıldı. Yetmez. Ülkenin demokratikleşmesi, özgürleşmesi, tüm kurumların hesap verebilir yapıya gelebilmesi için köklü anaya değişikliği şart. Parlamenter demokrasi esas alınmalıdır. Bu anayasa ile bu ülke maddi olarak kalkınırı ama sosyal olarak gelişmesi mümkün değildir. Eğitim sistemi anayasa ile köklü değişikliğe tabi tutulmalı.
-Sizce Mecliste Başörtülü Milletvekili Olabilmeli Midir ? Ak Parti Bu Sorunu Yeni Dönemde Çözecek Mi ?
Bu dönem demokrasiye, seçme seçilme özgürlüğüne inanan tüm partiler seçilebilecek yerlerden başörtülü bayan adaylar koymalıydılar. Dengeler, dengeler diyerek nereye kadar?  Bu ülkede hala bu konular sorunsa demokrasi adına önemli adımların ve yasal çalışmaların yapılması şart. Bu konular artık ülkede sorun olmaktan çıkmalı. Kimsenin giyiminden, kuşamından dolayı seçilme hakkı özgürlüğü kısıtlanmamalıdır. Özgürlükler cesaretli çıkışlarla başarılır, elde edilir.
-Sizin Çevreye Son Derece Duyarlı Biri Oldugunuzu Biliyoruz, Adeta Tüm Konsantrenizi Çevre İle İlgili Konulara Yöneltmiş Birisiniz, Başlıklar Halinde Gitmek Gerekirse, Size Önce Nükleer Santral ve Enerjisi nin Türkiye Açısından Değerlendirmesini Sormak İsterim ?
Japonya’da yaşanan nükleer kaza birçok olayı da içinde barındırıyor. Birincisi teknoloji, ikincisi deprem, üçüncüsü tsunami. Japonya’da yaşanan nükleer felaket tüm yönleri ile iyi incelenmeden Türkiye’de proje çalışmalarına başlanılmamalıdır. Rusya teknolojisi uluslar arası uzman müşavirlik kurumları tarafından iyice incelenmeden proje çalışması uygulamaya konmamalıdır. Türkiye nükleer teknoloji konusunda önemli adımlar atmalıdır, dünyada yaşanan sorunları, faydaları da iyi inceleyerek .
-Bazı Kaynaklarda Global Isınma ve Ozon Tabakasındaki Problemin Bu Hızla Gitmesi Sonucunda Yaklaşık Elli Yıllık Bir Projeksiyonda, Kuzey Amerika Kıtasında Çölleşme Beklendiği Belirtiliyor. Bu Durumda O Bölgede Bulunan Kanada ve ABD nin Gelecek Planlarında ‘’Yeni BirYurt’’ Arayışı Söz Konusu Olabilir mi?  Bir Süper Gücün Yeni Bir Vatan Toprağı Arama Gereği Duyduğunu Varsayarsak , ABD Veya Benzeri Bir Ülke Bölge Yeni Yerleşim Yeri Olarak Kendine Enerji Kaynaklarının Oldugu Bir Bölgeyi Mi Seçer ? ABD nin Ortadoğu İle Bu Denli İlgili Olmasının Ardındaki gerçekliklerden Biri Olarak Bunu da Görebilirmiyiz ?
Küresel ısınmaya sebep olan ülkeler gelişmiş ülkelerdir. Gelişmiş ülkelerin küresel ısınmada tarihi sorumlulukları vardır. Halada küresel ısınmaya sebep olan ülkeler ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerdir. Küresel ısınmanın ciddi olumsuz etkilerini kuraklık, sel felaketleri, sıcak hava dalgaları, fırtınalar, kar yağışlarında azalmalar, buzulların erimesi olarak görülüyor. Tüm bunların ana sorumluları gelişmiş ülkelerdir.
Önümüzdeki yıllarda enerjide devrim olacak. Yeni teknolojiler devreye girecek. Sera gazı salımı minimize edilecek. Ama kazanan yine gelişmiş ülkeler olacak. Çünkü teknolojiyi onlar geliştiriyor. Onlar bu konularda harıl harıl çalışıyorlar. Gelişmekte olan ülkeler ve az gelişmiş ülkeler ise konuşuyor.
Ozon tabakasının delinmesine de gelişmiş ülkeler sebep oldular.  Şimdi ozon tabakasının delinmesine sebep olmayan yeni ürünleri devreye koydular.  Kısaca önce kirlettiler, şimdi çözüm üretiyorlar. Doğaya zarar veriyor diyorlar sonra yeni ürünleri pazarlıyorlar.
-Sayın Öztürk , Ülkemiz Kendi Kendine Yeten Ülkeler Arasında İken, Şimdilerde Gıda Maddeleri İthal Eden Bir Durumdayız, Hem Bu Durumu Hem De Dünya Genelinde Artmakta olan Gıda Fiyatları Hakkında Değerlendirmelerinizi Bizimle Paylaşırmısınız ?
Küresel ısınmadan en fazla etkilenecek ülkelerden biride Türkiye’dir. Türkiye kurak iklim kuşağına girmiştir. Buda tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir.
Türkiye tarımsal üretimde teknolojik değişime henüz girememiştir.  Tarım sektörünü sanayi sektörü gibi görmek gereklidir. Tarımsal sanayi sektörünü kurmak için tarımda ciddi reformlar yapmak gereklidir.
Dünyada gıda fiyatları hızla yükseliyor. Bunun iki ana sebebi var; iklim değişikliği ve Kuzey Afrika, Ortadoğu ülkelerinde süren olaylar. İklim değişikliği gıda üretimini ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Geçen yıl Rusya ‘da, bu yıl Çin’de yaşanan kuraklık, Amerika’da ve Kuzey Avrupa’da aşırı soğuklar ve yağışlar, Avustralya’da yaşanan sel felaketleri tarımsal üretimi ve gıda fiyatlarını olumsuz etkilemiştir. Ve son zamanlarda Mısır, Tunus, Libya, Cezayir, Suriye, Bahrain, Yemen gibi ülkelerde yaşanan sosyal ve yönetim değişikliği ile ilgili olaylar petrol fiyatlarını arttırdı. Önümüzdeki yıllarda dünyanın en büyük sorunun gıda fiyatları artışları olacaktır. .
-Sayın Öztürk, Bir Yazınızda Adıyaman’ın Kahta İlçesinde İçme Suyundaki Tehlikeden Bahsetmiştiniz, Son Derece Önemli Buldugum Bu Konuyla  ilgili Son Durum Nedir ? Bu Konunun Takipçisimisiniz ? Umarız Gerekli Tedbirler Hızla Alınmıştır.
Ben ülkenin her yerindeki çevre sorunlarına tarafsız, yansız ama insan odaklı olarak bakarım. Elime bir rapor geçti. Resmi bir rapordu. Ama raporda çelişkiler vardı. Araştırdım ve bir makale yazdım. Çelişkileri ortaya koydum. Doğrusunun nasıl yapılması gerektiğini belirttim. İlgili tüm kurumlara çalışmamı gönderdim. Makalede bu ölçümlerin tekrar yapılması ve hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiğini yazdım. Tekrar ölçümler yapıldı, değerlendirmeler tekrar yapıldı ve içme suyunda edişe edilecek bir durumun olmadığı ortaya çıktı. Kısaca sadece analiz yaparak sonuca gitmenin sakıncalarını bu çalışma ile ortaya koyduk.
-Halen Bazı İllerimizde Çöp Toplama ve Atık Depolama Anlamında Ciddi Sıkıntılar Var, Açık Alanlarda Yapılan Depolamanın İnsana ve Doğaya Zararları Hakkında ve Bu Konuyla İlgili Yapılan Çalımalar Hakkındaki Görüşlerinizi  Bizlerle Paylaşırmısınız ?
Ülkemizde çöplerin önemli kısmı birçok şehrimizde vahşi şekilde depolanmaktadır. Ülkemizde binlerce vahşi çöp depolama alanı bulunmaktadır. Çöplerin vahşi şekilde depolanmasıyla yüzeysel ve yer altı su kaynakları, toprak ve hava kirletilmektedir. Vahşi çöp depolama alanları küresel ısınmaya neden olmaktadır.
Bazı il belediyeleri milyonlarca TL verilerek düzenli çöp depolama alanları yapılıyor ama kısa süre içinde bu alanlar vahşi depolama alanlarına dönüşüyor. Yapılan tesisler tekniğine ve teknolojisine uygun olarak çalıştırılmadığı için. Bizim yapma kültürü güçlü ama işletme kültürü çok zayıf.
Lafta değil özde çevrecilik için bu ülkede yapılacak çok iş var.
-Bu Söyleşimizi Okuyacak Okurlarımıza Özellikle Çevre Konularında, Benim Sormayı Unutmuş Olabileceğim Ancak Sizin Belirtmekte Fayda Gördüğünüz Konular Var İse Lütfen belritirmisiniz?
Bu ülkede çevre sanayi sektörünü oluşturulmadığı ve güçlü ve kapasiteli denetim mekanizması kurulmadığı sürece çevre lobicilikten hobicilikten öte gitmez.
Yaşanabilir çevre için ele ele vermeliyiz. Çevrenin partisi falan yoktur. Çevre hepimizin ortak malı ve değeridir.
-Siyaset Dışında Vaktinizi Neler Yaparak Değerlendirmektesiniz ? Hobileriniz Nelerdir ? Mesela Spor İle İlgilimisiniz ? Her Hangi Bir Takımın Taraftarımısınız ?
Bol kitap okuyorum. Çevre konusunda sürekli inceliyor, araştırıyor ve yazıyorum. İlgili tüm kurumları ikaz ediyorum. Ama işimiz zor.
Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum. Daha geniş kesime çevre bilincini yaymak ve insanları daha duyarlı hale getirmek için bunu yapıyorum. Onların eleştirileri ve değerlendirmeleri benim çalışmama önemli katkı vermektedir.
-Son Olarak Siyaset Yapmak İsteyen Gençlerimize Tavsiye Ve Önerileriniz Nedir? Bu Sorumla Birlikte Bize Zaman Ayrıdıgınız İçin Çok Teşekkür Ediyorum Şahsım ve Okurlarımız Adına.
Gençler, siyaset değil iş yapın, proje yapın, araştırma yapın, iş adamı olun. Siyasette tecrübeni paylaş, uzmanlığını paylaş, gördüğün eksiklikleri paylaş. Siyasetin gelip geçici olması gerektiğini unutma. Siyaseti meslek edinme.
Bana bu imkanı verdiğiniz içi çok teşekkürler. Sizlere başarılar dilerim.

30 Nisan 2011
Twitter : @cngzkync

28 Nisan 2011

İstanbul'a Kanal Tedavisi Ve Seçmene Kanal Ayarı

Tüm Türkiye televizyon ekranlarına adeta kilitlenmiş bir şekilde projenin açıklanmasını bekledik ve günlerdir beklenen ‘’proje’’ Başbakan Erdoğan tarafından nihayet açıklandı.
Hitabet yeteneğini, kürsü hakimiyetini kurmaylarının iyi organizasyonu ve toplumda oluşan merak ile birleştiren Başbakanımız, belki de son yılların en geniş katılımlı ve başarılı seçim mitinglerinden birini gerşekleştirdi.  Tanıtım programını adeta ‘’icraatın içinden’’ programına ustalıkla dönüştüren Sayın Erdoğan’ı bu anlamda gerçekten başarılı buldum.
Merakla beklenen ‘’proje’’ nin sunumuna geçildiğinde ise aynı kurmayların başarısız ‘’simülasyon’’ una şahit oldum. Gerçekten son derece önem atfedilen bir ‘’proje’’ nin sunumu bu şekilde olmamalıydı. Onlarca konut projesinin bile ne denli özenle ve daha gerçekçi görsellerle sunulduğu ve gayet ileri teknoloji ürünü bilgisayar programlarının bulunabilir olduğu günümüzde, bu görsel sunum hiç de iyi ve kaliteli değildi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında daha önce de kullandığı üzere ‘’çanak çömlek’’ ifadelerini yeniden kullanması ise bence yerinde değildi.
Aslına bakarsanız henüz ortada ne bir ‘’etüd’’ çalışması var, ne de ortaya konmuş reel bir proje. Bugün itibariyle  ‘’Çılgın Proje’’ demenin erken olduğu, ancak ‘’Çılgın Hayal’’ demenin an itibari ile çok daha yerinde olduğunu düşünüyorum. İki yada belki üç yıl sürecek projelendirme öncesi etüd çalışmalarının sonucunu merakla beklerken, hemen hemen bir o kadar süre de de projenin ortaya çıkması söz konusu. Buradan hareketle takribi 500 yıllık bir hayal olarak çeşitli dönemlerde siyasilerin ve devlet başkanlarının hayallerinin süsü olan bu kanal projesinin hayata geçmesi ciddi  zaman alacak.
Projenin bugün itibariyle var olduğunu düşünerek bir projeksiyon yaptığımızda ise hali hazırda çimento ve demir üretimimizin böyle bir projeyi karşılayacak durumda olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla projenin ortaya konulmasına paralel geçecek sürede, ülkemizde yeni çimento ve demir sanayii yatırımlarının da proje üretimine paralel olarak yürütülmesi önemli ve gerekli görünüyor.
Başbakan Erdoğan’ın da daha önceki siyasiler ve devlet başkanları gibi hayallerini süsleyen bu kanal fikrine, daha duyduğu ilk andan itibaren salt muhalefet anlayışıyla karşı duruş gösteren Ak Parti karşıtı söylemleri anlamakta güçlük çektiğim gibi, bir o  kadar da hiç bir detay değerlendirmeye gerek duymaksızın adeta ‘’körü körüne’’ bu bilinen hayali abartılı bir şekilde sahiplenen Ak Parti sempatizanlarını da anlamak zor.
Türkiyemizin bu hayali önce bir projeye sonrada o projeyi hayata geçirecek kapasiteye sahip olmasının bir vatandaş olarak haklı gururunu duyarken, şu anda daha öncelikli olduğunu düşündüğüm GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve Nükleer Santraller gibi projelerin aksamamasını ümit ediyorum.
Bu ‘’çılgın hayal’’ toplumun tüm akademik katmanlarında daha uzun süre tartışılacaktır ancak tüm bu tartışmaların, kanal projesinin tam anlamıyla ortaya konulmasından sonra anlam kazanabilir.
Bu aşamada Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’a Kanal Tedavisi hayali ile seçime doğru tüm seçmenlere partisi adına başarılı bir ‘’Kanal Ayarı’’ yaptığını düşünüyorum.

28 Nisan 2011
Twitter : @cngz_kync

21 Nisan 2011

Veto Ayıbı !...Buyur Burdan YSK !

Buyur burdan yak denir ya hani, aynen bu durum hasıl oldu bugün YSK nın 12 bağımsız milletvekilinin adaylığını veto etmesiyle.
Seçim sathı mahalline girdiğimiz ve açıkçası birtakım provokatif eylem ve söylemlerin sıkça yaşanmasını beklediğimiz şu süreçte her gün yeni bir hadise ile ülke gündemi oradan oraya savrulur oldu. Güne Bedri Baykam’ın , şahsen tereddütsüz kınadığım bıçaklı saldırıya uğraması olayı ile başlamış ve bu konu ile gündem meşgul iken, akşam saatlerinde saat tam 19:27 de YSK nın şok eden veto kararı ile gündem tamamen değişti ve bu veto kararına odaklandı.
YSK nın yapısal olarak Yargıtay ve Danıştay tarafından seçilen üyelerle seçilmiş bir kurum olduğunu hatırlatarak sözlerime devam etmek istiyorum. Unutmamalıyız ki YSK yurt disindaki vatandaslarımızın oy vermeleriyle ilgili engeli de koyan kurumdur. Ayrıca İlhan Cihaner’in CHP adayi olmasinin önünü de bu kurum saglamıştır diyebiliriz.  Dolayısıyla bu karar açıklanır açıklanmaz bu ‘’veto ayıbını’’ direkt olarak Ak Parti ile ilişkilendirmeyi de bu bilgiler nedeniyle oldukça haksız buluyorum. Bu karar Ak Parti’ye birşey kazandırmayacağı gibi tam tersine onu iddialı olduğu demokrat kimlik açısından oldukça zora sokacağı göz ardı edilmemelidir.
Bu karar neticesinde, özellikle BDP li milletvekillerinin bağımsız olarak aday olamamalarının getireceği sosyal ve siyasal sorunların ülkemizin başını hem yurt içinde hem yurt dışı platformalarda oldukça ağrıtacağını söylemek sanırım hiç de yanlış olmayacaktır.
YSK kararını görülen o ki mevcut yasalar doğrultusunda kanunen almıştır, dolayısı ile karar kanuni denilebilir ancak hukuki olduğu ise elbette çok tartışılır bir noktadadır.
İsteyerek ya da istemeyerek, YSK nın aldığı bu veto kararı olası sonuçları itibariyle toplumun kardeşliğinin dibine yerleştirilen sinsi bir dinamittir. ! Bu ister bilinçli ister kanuni mecburiyetler ndeniyle alınmış olsun, genel duruşu itibariyle bir ‘’demokrasi ayıbı’’ olarak siyasi tarihimize kara bir leke olarak düşmüştür.
Bu noktada , demokrat duruşundan her fırsatta övgü ile bahseden Ak Parti’nin öncelikle bu veto ayıbı karşısında dik duruş göstermesi gereklidir.  Ak Parti‘nin bu vetoya duyarsizlik gostermesi ve gerekeni yapmamasi  Ak kelimesine dusecek kara bir leke olacaktır. Ak Parti ne kadar demokrat oldugunu simdi ve hemen gostermeli ve veto ile ilgili dogru yerde durmalidir!
Elbette aynı şekilde diğer siyasi partiler CHP, MHP ve diğerleri de bu ayıp karşısında doğru duruşu sergilemeli ve sorunun çözümü için mümkün olabilecek her formülü el birliğiyle ortaya koymalı ve seçimleri adil bir ortamda gerçekleştirmelidirler.
Aksi tavır ve duruşlarda bu seçim maalesef  ‘’adil’’ bir seçim olarak siyasi tarihimize geçemeyecektir. Bu "veto ayibiyla" secime girilirse bu secim adil degildir ! Şaibeli bir secim olarak tarihe gececektir..!
Bu vetolar ile seçimlere gidildiğinde ilk görünen bu durumun , BDP içindeki şahinleri harekete geçirebileceği  ve buna paralel olarak da terör örgütünün bir takım eylemler gerçekleştirebileceğidir. Bu durumun iç siyasette milliyetçi duyguları tetiklemesi nedeniyle, öncelikle MHP nin oy oranlarının öncelikle İç Anadolu ve Orta Anadolu’da artmasına yol açabileceği ihtimal dahilindedir. YSK bu durumda bir anlamda MHP nin çok konuşulan barajı aşıp aşamaması ile ilgili risklerine bilerek yada bilmeyerek olumlu yönde katkı yapmış olacaktır. 
CHP ise YSK nın bu kararı sonrasında adeta suya sabuna dokunmadan, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da en karlı çıkacak partilerin başında yer alacaktır. Tabiki sahillerdeki oy oranını da koruyacak ve bir miktar arttıracaktır.
Ak Parti nin yanılgıya düşerek Doğu ve Güneydoğudaki rakiplerinin bu veto kararı ile yara alması sonucu, Kürt vatandaşlarımızın oylarının otomatikman kendi partisine geleceğini düşünmesi  ve veto kararı karşısında sessiz kalması durumunda ise kanaatim odur ki tam tersine kendisine bölgede ciddi bir oy kaybı yaşatacaktır. Ak Parti yi bu durumdan kurtaracak tek doğru hamleyi ise samimiyetle bu sorunun çözümüne çaba sarf etmek olarak görüyorum.
YSK nın bu ‘’tarihi’’ kararı daha doğrusu ayıbı, şimdiye kadar öngörülmüş tüm seçim tahminlerini ve anketlerini de adeta alt üst etmiştir. Bu veto ayıbının olduğu gibi kalması durumunda, tüm tahmin ve değerlendirmelerin yeniden gözden geçirilmesi gerekecektir.

19 Nisan 2011
Twitter : @cngz_kync

SÖYLEŞİ : Ak Parti İstanbul Mv.Adayı M.FATİH BULAÇ

Bugünkü Konuğum , oldukça genç adaylardan biri olan, Ak Parti istanbul 1.Bölge Mv.Adayı  Sayın M.Fatih Bulaç. Açık söylemek gerekirse 167 milletvekilinin yeniden aday gösterilmediği bu seçimlerde İstanbul 1. Bölge 27. Sıradan aday gösterilerek , Sayın Erdoğan’ın yeni ekibinde yer alması uygun görülen bir isim olarak dikkatimi en çok çeken adaylardan. Kendisi ile hem onu daha yakından tanımak için, hem de aday gösterilmesine uzanan süreci söyleştik.

-Sayın Bulaç, Yeni Dönemde Sayın Erdoğan Tarafından  Aday Gösterildiniz. Öncelikle Tebrik Ediyor Başarılar Diliyorum. Söyleşimize ‘’Aday Gösterildiğinizi Duyduğunuz İlk Anda  Neler Hissettiniz ?’’ Sorusuyla Başlamak İsterim.
Heyecanlandım, gurur duydum. Tüm Türkiye’ye söyleyebilecek sözü olan, kitlelerin umudu olmayı başarmış Ak Parti’nin çatısı altında siyaset yapabilecek olmanın mutluluğunu yaşadım.

-Aday Gösterilmeniz Sizin İçin Süpriz Oldu Mu ? Aday Gösterileceğinizden Eminmiydiniz ?
Açıkçası çok emin değildim. Nihayetinde her birisi kendi alanında başarılı olmuş ve Ak Parti şemsiyesi altında siyaset yapmayı arzulayan yaklaşık 6,000 aday arasından listeye girebilmek büyük bir şeref ve başarı olsa gerek. Bu büyük ilgi aday adaylarının adaylığa terfi edebilmeleri konusunda sanıyorum kolaylıkla emin olabilmelerine müsaade etmiyor.

-Bir İslami Bankacı Olarak, Neden Mesleğinizi İcra Etmek Yerine Siyaseti Tercih Ettiniz?
On bir yıldır İslami Bankacılık üzerine çalışmalar yapıyorum. İşim gereği kırktan fazla ülkeye gittim. Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya defalarca seyahat ettim. Birçok uluslararası konferansta ülkemi temsil ettim, sunumlar yaptım. İslami Bankacılığın sadece Ortadoğu’da değil Batıda da son yıllarda yükselen bir eğilim olduğunu, her geçen gün bu enstrümana olan ilginin arttığını not etmemiz gerekiyor. Türkiye’de bugün kullanılan bazı faizsiz bankacılık ürünlerini ilk kez düzenleyen ve uygulayanlardan birisi olduğumu söylersem mübalağa etmiş olmayacağım. Bu alanda kayda değer tecrübeler elde ettim. İslami bankacılık prensipleri doğrultusunda çalışan yurtdışındaki bazı büyük fon kaynaklarıyla temaslarım oldu, beraberce yürüttüğümüz projeleri hayata geçirdik.
Sayın Başbakanımızın Türkiye’nin gündemine soktuğu, 2,5 milyar dolar milli gelir, 500 milyar dolar ihracat, 30,000 dolar ferd başına düşen gelir vb.,  2023 yılına dair büyük hedefler var. İslami Bankacılık alanında edinmiş olduğum tecrübeyi bu hedefler doğrultusunda kullanabileceğimi ve uluslararası arenada özellikle yatırım bankacılığı kulvarında birçok ürüne vakıf olduğum gerçeğinden hareketle katkı sunabileceğimi düşünüyorum.  Bu yüzden siyaset yapmak fikri bana cazip göründü. Bununla beraber sevdiğim ve değer verdiğim hatırı sayılır insanların da beni teşvik ettiğini belirtmek isterim.

- Aday Gösterilmenizden Hareketle, Seçilmeniz Durumunda Siyasi Ufukta Hedeflediğiniz Bakanlığın  Ne Olduğunu Öğrenebilirmiyim ?
Özellikle hedeflediğim bir bakanlık yok.

- Sayın Gazeteci Yazar Ali Bulaç’ın Oğlusunuz. Babanız Milletvekili Olmayı İstediğinizi Öğrendiğinde Bunu Nasıl Karşıladılar  ?
Babam Türkiye’deki en önemli entelektüellerden birisidir. Yazdıkları, söyledikleri ciddi bir birikimin hasatıdır. Bu tür insanların siyaset üstü olması bence en doğrusudur. Kendisi de bugüne kadar siyaseti hep uzak mesafeden takip etti, aktif olarak içinde bulunmadı. Ali Bulaç gibi okuyan, düşünen, düşündüğünü toplumla paylaşan ve onların bilgi dağarcığını zorlayan insanların fiilen siyasetin içinde bulunmaları onlar için kısıtlayıcı olacaktır. Onların daha üst perdeden meselelere bakıp yol gösterici rolü üstlenmeleri çok daha anlamlı ve faydalıdır. Ancak ben Fatih Bulaç olarak siyaset yapabilecek iradeyi ve inancı kendimde gördüm ve sonrasında bu yönde bir adım attım. Babam da bu kararıma saygı duydu ve hayır duasını eksik etmedi.

-Babanızın Geçtiğimiz Günlerde Kadın Başörtülü Milletvekili Adaylıkları İle Yazdığı Makale Özellikle Başörtülü Çevrelerden Tepki Aldı. Sizin Bu Makale Hakkındaki Yorumunuzu Öğrenebilirmiyim ?
Bana kalırsa orada anlatmak istediği şey başörtülülerin geri dönülemez bir şekilde anayasal meşruiyet kazanmaları ve sonrasında özgürce kamuda, üniversitelerde ve mecliste temsil edilmelerinin en doğrusu olduğuydu. Mevcut durumdaki bazı belirsizliklerin yeni bir kapatma davasına neden olabileceği ihtimali ve akabinde anayasa çalışmalarının akamete uğraması riski onu rahatsız etti. Ne yazık ki mesele nahoş bir şekilde başka mecralara çekildi. Gerisini hepimiz biliyoruz zaten.

-Bize Sayın Erdoğan İle İlk Tanışmanızı Anlatabilir Misiniz ?
Sayın Erdoğan ile ilk kez kendisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken tanıştım. Ben o zamanlar öğrenciydim. O dönem başkanı olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin patronajlığında gerçekleştirilen dünyanın sayılı entelektüellerinin iştirak ettiği uluslararası konferansların organizasyonlarında aktif olarak rol alıyordum. Bu vesileyle arasıra kendisine tercümanlık da yapıyordum.

-Siyasete Ak Parti İle Mi Başladınız  ? Ak Parti Öncesi Siyasi Çalışmalarınız Olmuş Muydu?
Evet Ak Parti ile başladım.

-Sizi Okuyucularımızın Daha İyi Tanımaları İçin, Eğitim Ve Kariyerinize Dair Bizlerle Neleri Paylaşmak İstersiniz?
1997 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İngiliz Dili Eğitimi, Ana Bilim Dalından mezun oldum. 2004 yılında Fatih Üniversitesi İngilizce İktisattan mezun oldum. Profesyonel iş hayatıma ise 1999 yılında başladım,  Bank Asya ile başladığım bu süreçte üç farklı bankada bulundum. Adaylığım nedeniyle en son çalıştığım bankadan istifa ettim. İstifa öncesinde bu bankada Uluslararası Bankacılık Müdürüydüm. İleri seviyede İngilizce, orta seviyede Arapça biliyorum.

-Ailenizde Daha Önce Herhangi Bir Partide Siyaset Yapan Biri Oldu Mu ? Siz Ailenizin İlk Siyaset Yapan Bireyimisiniz?
Bizim ailede siyasete merak salan ilk kişi sanıyorum benim.

-Siyaset Dışında Vaktinizi Ne Yaparak Değerlendirmektesiniz ? Hobileriniz Nelerdir   ? Mesela Spor İle İlgilimisiniz ? Hazır Spor Demişken Her Hangi Bir Takımın Taraftarımısınız ?
Klasik olacak belki ama müzik dinlemeyi ve film izlemeyi çok seviyorum. Gezmek, bazen sadece araba kullanmak veya Üsküdar Çınaraltında çay içip sohbet etmek bile iyi bir hobi olabiliyor benim için.
Eskiden daha çok kitap okuduğumu itiraf etmeliyim. Bu aralar kitaptan ziyade makale ve köşe yazısı okuyorum. Özellikle Arap gazetelerini yakından takip etmeye özen gösteriyorum. Düzenli olarak spor yapıyorum. Haftada en az iki gün koşarım ya da muhakkak yürürüm. Her ne kadar fanatik değilsem de Galatasaray’ı tutuyorum.

-İstanbul Milletvekili Adayı Olarak, İstanbul Seçmenine En Önemli Diyebileceğiniz Proje Ve Vaadleriniz Nelerdir ?
Depreme karşı dirençli bir kent oluşturabilmek ve İstanbul sosyolojisini depreme karşı güçlendirmek üzere projelerle birlikte gerekli düzenlemelerin takipçisi olacağım. Ulaşım sorununun çözümüne katkısı olacak projelerin hızlandırılmasını yakından takip edeceğim.  Dünya metropolleriyle rekabet edebilecek kapasitesine rağmen mevzuat engelleri nedeniyle bir türlü sıçramasını gerçekleştiremiyor. Mutlaka İstanbul Yasası'nın çıkması için çalışacağım. Şehrin göç almasını önlemenin toplumsal ve siyasal önlemleri üzerinde çalışacağım. İstanbulluların kentin yönetimine azami katılımı ve iktidarın sosyalizasyonu için projeler geliştirip il ve ilçe yönetimleriyle bunu gerçekleştireceğim. Sokak çocukları, tinerciler, sokaklarda çalışmak zorunda kalan çocuklar için çalışmalar yapacağım. Şehrin engelli hayata entegrasyonu için gerekli düzenlemelerin Meclis'te takipçisi olacağım.

-Size Bir Ak Partili Olmanızdan Hareketle,  Samimi Bir Özeleştiri Sorusu Sormam Gerekirse, Geçtiğimiz İktidar Dönemlerinde Şunu Da Layığı Gibi Yapamadık Dediğiniz Bir Konu Varmıdr  ?
Aktif siyasete henüz adım atmış ancak siyasetle arasını keskin çizgilerle asla ayırmamış birisi olarak diyebilirim ki kamu borç stokunun milli gelire oranını AB ülkeleri içerisinde en iyilerden birisi haline getirmiş, ülkenin toplam gelirini arttırmış, enflasyonun ateşini söndürmüş, Türkiye’nin her bir yanına yatırım yapmak konusunda oldukça cömert davanmış,  yani kısacası makro düzeyde ekonomik resmi gözle görülür bir şekilde düzeltmiş olan Ak Parti bu dönem sanıyorum mikro ölçekte çalışmalarını yoğunlaştıracak ve gelir dağılımındaki bazı bozukluklara odaklanacak ve istihdama yönelik çalışmalarına hız kazandıracaktır.

-Devam Eden Etö Davası Sizce Türk Siyasi Hayatına Nasıl Bir Etki Yaratmaktadır ?
 Ergenekon davası Türkiye'nin karanlıktan çıkma ve özgürleşme davasıdır, bu nedenle hakettiği ciddiyette sürmelidir. Ergenekon davasının siyaset üzerinde çok etkisi yoktur, böyle de kalmalıdır. Dava hukuk mecrasında kendi koşullarında devam etmelidir. Ergenekon davası ne halkla ilişkilerin, ne de siyasi propagandanın konusudur. Sayın Genel Başkanımız bu davanın bağımsız yargı tarafından yürütüldüğünü müteaddit defalar dile getirmiştir. Bu davanın Türkiye'nin normalleşmesi için önemli olduğu unutulmamalıdır, dolayısıyla bu önemli amacı engelleyecek hiçbir yönlendirmeye olumlu bakılmaması icap eder.

-Ak Partide Siyaset Yapmak Ve Milletvekili Olmak Üzere 6000 Civarı Başvuru Yapılmışken Sadece 167 Milletvekilinin Tekrar Aday Gösterilmemiş Olması, Sizce Ne İfade Ediyor ? Daha Fazla Yeni Aday Belirlenmesi Gerekmezmiydi ?
AK Parti, süreklilik içinde değişimin ve siyasal kurumsallaşmanın simgesidir. Partimiz ardada iktidar olma başarısını buna borçludur. Tekrar aday gösterilmeyen isimlerin mutlaka bir kusurlarının olduğu yaklaşımı yanlıştır. Partimiz, kusursuz insanların da bayrak değiştirebileceğini gösterdiği için diğer partilerden açık ara başarılı olabiliyor. Her seçim döneminde Meclis grubunun önemli bir bölümünü değiştiren partimiz üç dönemde Meclis'in toplam milletvekili sayısınca siyasetçiyi Meclis birikimiyle topluma armağan etmiştir. Bu kadar yetişmiş insanın toplumsal hayata, siyasete ve şehirlerimize kazandırılmasının toplam kaliteye olan büyük katkısının dikkatlerden kaçırmamak gerekir. 2015 seçim döneminde üçüncü dönem kotasını doldurmuş çok sayıda milletvekilimiz partimizden aday olamayacak. Yine büyük bir değişim yaşanacak. Bu kadar dinamik bir partinin başarılı olmasına şaşılmaması gerekir.

-Yeniden Aday Gösterilmeyen Milletvekilleri Arasında En Çok Hangi İsme Şaşırdınız ?
 Bunu hiç düşünmedim.

-Twitter Ve Diğer Sosyal Medya Araçlarının Siyasetçiye Fayda Sağladığını Düşünüyormusunuz?
Sosyal medya inkar edilemez bir gerçektir. Facebook, twitter vd sosyal medya araçlarını aslında bir bankanın şubesi veya büyük bir zincirin franchise’ı gibi görebiliriz. Bunlar birer iletişim vasıtasıdır. Adeta kendinizi ifade edebilmenizi temin eden dağıtım kanalları da denebilir. Bu kaynaklardan sonuna kadar yararlanmak gerekir.

-Kolay Ulaşılabilir Bir Milletvekili Olacakmısınız ? Özellikle İstanbul’dan Seçmenleriniz Dilediklerinde Size En Kolay Nasıl Ulaşabilirler ?
Buna söz verebilirim. Seçmenler diledikleri zaman bana telefonla, e-posta ile ve elbette yüzyüze görüşmek suretiyle ulaşabileceklerdir.

-Seçimlerle İlgili Olarak Partinizin Ve En Yakın Rakibiniz Olan CHP'nin Oy Oranları Hakkında Tahmininizi Alabilirmiyim ?
Bizim Ak Parti olarak amacımız “nasıl bir oy daha alabiliriz” sorusuna cevaplar üretmek olacaktır. Diğer partilerin oy oranlarıyla ilgili tahmin yapmak istemiyorum ancak Ak Parti’nin anayasa yapabilecek milletvekili sayısına ulaşacak bir oy oranını elde edeceğine inanıyorum.

-MHP'nin Baraj Altında Kalma İhtimali Çok Konuşuluyor, Sizin Bu Konudaki Görüşleriniz Nedir ?
Bu sorunun cevabını ben değil seçmen belirleyecektir. Dediğim gibi bu konuda tahmin yapmak veya ihtimaller üzerinden konuşmak istemiyorum.

-Sayın Devlet Bahçeli’nin , Sayın Fethullah Gülen Hakkında Yaptığı Ve Çok Konuşulan Açıklamaları İle İlgili Olarak Görüşlerinizi Alabilirmiyim?
Sayın Fethullah Gülen'in siyaset dışında olduğu bilinmesine rağmen Sayın Bahçeli'nin çağrısının Sayın Gülen'i siyasi tartışmaya konu etmesi yanlıştır. Sayın Gülen'i sevenlerce yürütülen sivil toplum faaliyetlerinin askıya alınmasını istemesi de çok anlaşılır değildir. Sivil toplum faaliyetinin askıya alınmasını beklemek demokratik bir hakkın iptali anlamına gelebilir. Bu çağrıyı sehven yapılmış kabul etmek en iyisi.

-Demokratik Açılımla İlgili Olarak İktidarı Başarılı Buluyormusunuz ?
Demokratik açılım, Türkiye'nin birlik ve beraberlik tasavvurunu ortaya koydu. Açılıma birbiriyle uzlaşması imkansız çevrelerin ortak bir dil kullanarak karşı çıkması bu tasavvurun yüksek anlamındandır. Demokratik açılım yeni sivil anayasa olmaksızın tamamlanamaz, Sayın Başbakan bunu dile getirmişti. Bu nedenle 12 Haziran seçimlerinde AK Parti'nin tek  başına anayasa yapacak güçte iktidar yapılmasını talep ediyoruz halkımızdan. En önemlisi Türkiye'nin huzura kavuşması, istikrarın korunması ve refahtan herkesin payını alabilmesi için demokratik açılımın tamamlanması gerekir.

-Adaylık Sıralamanız Sizce Seçilebilirlik Açısından , Ak Partinin Bölgenizde Daha Önce Aldığı Oylar Da Gözönünde Tutuldugunda Seçilme Şansınızı Nasıl Etkiler ? Zor Sıralardan Aday Gösterilmek Yerine Bunu Öğrendiklerinde İstifa Edenadaylara Rastladık.Sizin Bu Durum Hakkında Görüşlerinizi Alabilirmiyim.?
Sıralamadaki yerimin zor olduğunu biliyorum. Ancak ben uzun soluklu bir yarışa merhaba dedim. Hedefim pes etmeden, ısrarla ve azimle çalışmak olacaktır. Siyaset yapabilmenin, hizmet etmenin tek mecrası milletvekilliği değildir. Sıralamadaki yerini beğenmeyip istifa edenlerin kendilerince haklı sebepleri olabilir fakat benim kanaatim bunun pek doğru bir yöntem olmadığı yönündedir.

-Son Olarak Siyaset Yapmak İsteyen Gençlerimize Tavsiye Ve Önerileriniz Nedir?
 Genç nüfus güçtür. Tüm dünyada, özellikle Batı’da nüfusun hızla yaşlandığını biliyoruz, üstelik devletlerin her türlü teşviklerine rağmen. Türkiye bu konuda birçok muadiline göre avantajlıdır. Kendine güvenen, hizmet etmeyi görev edinmiş, donanımlı ve kabiliyetli genç arkadaşların siyaset konusunda daha cesur olmalarını diliyorum. Motivasyonlarını asla yitirmemeleri gerektiğini düşünüyorum.


15 Nisan 2011
Twitter : @cngz_kync