21 Nisan 2011

Kılıçdaroğlu Haklı

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geçtiğimiz gün, hükümete ilginç bir eleştiri gelmişti. Ekonomideki büyüme rakamlarının % 9 ile beklenenden yani % 4 ten yüksek çıkmasını, "Hedefi tutturamadınız" şeklinde yorumlamıştı .

Bu bence de haklı eleştiri üzerine, CHP ve Kılıçdaroğlu karşıtı çevreler, yine ''yürüyen merdiven'' meselesinde olduğu gibi, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu fırsat bu fırsat bilip, açıklamayı ekonomik realiteler ışığında değerlendirmeksizin, tabiri caiz ise ''ti'' ye aldı.

Aslına bakarsanız, diğer bir çok memleket meselesi hakkında yaptığı açıklama ve değerlendirmelerinde şahsen ben de kendisini yeterli ve doğru bulmayanlardanım. Hatta daha da ileri giderek çeşitli platformlarda, kendisinin belki de şimdiye kadar hiç bir siyaset adamının eline geçmeyecek konjonktürel şansları ve her siyasetçinin kolaylıkla arayıp da bulamayacağı ''rüzgarları'' arkasına almışken, alabilecekken ; ne hikmetse Sayın Kılıçdaroğlu'nun istenilen siyasi performansı sağlayabildiği kanaatinde değilim.

Ancak şu son ''hedefi tutturamadınız'' yönündeki açıklama noktasında, kendisine yöneltilen alaycı yaklaşım ve eleştirileri açık yüreklikle ifade etmek gerekirse haksız buluyorum. Evet iktidar hedefini tutturamamıştır. Bununla birlikte iktidarın büyüme ile ilgili oranların riskleri konusunda ise bir umarsızlık içerisinde olmadığını belirtmekde de fayda görüyorum.

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan'ın gerekirse ''Polisiye Tedbirler Alırız'' şeklindeki kredileri kontrol almaya yönelik söylemini hatırlayınız. Bu açıklama ve sonrasında yine Sayın Ali Babacan'ın ''istikrarlı büyüme'' ve ''büyümeyi kontrol altında tutmalıyız'' yönündeki açıklamalarına lütfen dikkat buyurunuz.

Hedeflenenden oldukça fazla ve + % 5 şeklinde gerçekleşen büyüme oranı, üretim sanayiinde kullanılan girdilerin büyük oranda ithal hammaddelere bağlı olması nedeniyle ciddi miktarlarda ''cari açık'' doğuracağı son derece açık ve nettir.

Yüksek büyümenin cari açık sorunu meydana getirmesinin temel nedeni, üretim için gerekli girdilerin ithal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kur ve iç tüketim üzerinde baskı oluşturularak cari açık sorununun dengelenmesi, büyümenin hız kaybedilmesi gibi bir alternatif maliyeti, Türkiye’nin karşısına getirmektedir.

2011 yılında bankalar üzerinden kredi hacmini baskı altına alan Merkez Bankası’nın yanı sıra, ekonomi yönetiminin tüm unsurlarıyla büyümeyi kontrol altına almaya çalıştığı açıkça görülmektedir. Cari açık probleminin risk oluşturabileceğini bu nedenle Ekim ayından beri bu konuda önlem aldıklarını belirten Sayın Ali Babacan'ın bunu her konuşmasına ayrıca vurgulaması konuya verilen önemi ve kararlılığı göstermektedir.

Cari açık sorununun kalıcı olarak giderilmesi için, imalat sanayi girdilerinin Türkiye'de üretimine ciddiyetle önem verilmesi gerekmektedir.

Ar-Ge yatırımlarına destek verilmesi, mevcut koşullarda bu gerekliliğe ciddi katkı sağlar düşüncesindeyim.

Sonuç itibari ile Sayın Kılıçdaroğlu büyüme oranları ile ilgili eleştirisinde siyaseten ve ekonomik anlamda haklı idi .

Twitter : @cngz_kync