21 Nisan 2011

SÖYLEŞİ : Ak Parti İstanbul Mv.Adayı M.FATİH BULAÇ

Bugünkü Konuğum , oldukça genç adaylardan biri olan, Ak Parti istanbul 1.Bölge Mv.Adayı  Sayın M.Fatih Bulaç. Açık söylemek gerekirse 167 milletvekilinin yeniden aday gösterilmediği bu seçimlerde İstanbul 1. Bölge 27. Sıradan aday gösterilerek , Sayın Erdoğan’ın yeni ekibinde yer alması uygun görülen bir isim olarak dikkatimi en çok çeken adaylardan. Kendisi ile hem onu daha yakından tanımak için, hem de aday gösterilmesine uzanan süreci söyleştik.

-Sayın Bulaç, Yeni Dönemde Sayın Erdoğan Tarafından  Aday Gösterildiniz. Öncelikle Tebrik Ediyor Başarılar Diliyorum. Söyleşimize ‘’Aday Gösterildiğinizi Duyduğunuz İlk Anda  Neler Hissettiniz ?’’ Sorusuyla Başlamak İsterim.
Heyecanlandım, gurur duydum. Tüm Türkiye’ye söyleyebilecek sözü olan, kitlelerin umudu olmayı başarmış Ak Parti’nin çatısı altında siyaset yapabilecek olmanın mutluluğunu yaşadım.

-Aday Gösterilmeniz Sizin İçin Süpriz Oldu Mu ? Aday Gösterileceğinizden Eminmiydiniz ?
Açıkçası çok emin değildim. Nihayetinde her birisi kendi alanında başarılı olmuş ve Ak Parti şemsiyesi altında siyaset yapmayı arzulayan yaklaşık 6,000 aday arasından listeye girebilmek büyük bir şeref ve başarı olsa gerek. Bu büyük ilgi aday adaylarının adaylığa terfi edebilmeleri konusunda sanıyorum kolaylıkla emin olabilmelerine müsaade etmiyor.

-Bir İslami Bankacı Olarak, Neden Mesleğinizi İcra Etmek Yerine Siyaseti Tercih Ettiniz?
On bir yıldır İslami Bankacılık üzerine çalışmalar yapıyorum. İşim gereği kırktan fazla ülkeye gittim. Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya defalarca seyahat ettim. Birçok uluslararası konferansta ülkemi temsil ettim, sunumlar yaptım. İslami Bankacılığın sadece Ortadoğu’da değil Batıda da son yıllarda yükselen bir eğilim olduğunu, her geçen gün bu enstrümana olan ilginin arttığını not etmemiz gerekiyor. Türkiye’de bugün kullanılan bazı faizsiz bankacılık ürünlerini ilk kez düzenleyen ve uygulayanlardan birisi olduğumu söylersem mübalağa etmiş olmayacağım. Bu alanda kayda değer tecrübeler elde ettim. İslami bankacılık prensipleri doğrultusunda çalışan yurtdışındaki bazı büyük fon kaynaklarıyla temaslarım oldu, beraberce yürüttüğümüz projeleri hayata geçirdik.
Sayın Başbakanımızın Türkiye’nin gündemine soktuğu, 2,5 milyar dolar milli gelir, 500 milyar dolar ihracat, 30,000 dolar ferd başına düşen gelir vb.,  2023 yılına dair büyük hedefler var. İslami Bankacılık alanında edinmiş olduğum tecrübeyi bu hedefler doğrultusunda kullanabileceğimi ve uluslararası arenada özellikle yatırım bankacılığı kulvarında birçok ürüne vakıf olduğum gerçeğinden hareketle katkı sunabileceğimi düşünüyorum.  Bu yüzden siyaset yapmak fikri bana cazip göründü. Bununla beraber sevdiğim ve değer verdiğim hatırı sayılır insanların da beni teşvik ettiğini belirtmek isterim.

- Aday Gösterilmenizden Hareketle, Seçilmeniz Durumunda Siyasi Ufukta Hedeflediğiniz Bakanlığın  Ne Olduğunu Öğrenebilirmiyim ?
Özellikle hedeflediğim bir bakanlık yok.

- Sayın Gazeteci Yazar Ali Bulaç’ın Oğlusunuz. Babanız Milletvekili Olmayı İstediğinizi Öğrendiğinde Bunu Nasıl Karşıladılar  ?
Babam Türkiye’deki en önemli entelektüellerden birisidir. Yazdıkları, söyledikleri ciddi bir birikimin hasatıdır. Bu tür insanların siyaset üstü olması bence en doğrusudur. Kendisi de bugüne kadar siyaseti hep uzak mesafeden takip etti, aktif olarak içinde bulunmadı. Ali Bulaç gibi okuyan, düşünen, düşündüğünü toplumla paylaşan ve onların bilgi dağarcığını zorlayan insanların fiilen siyasetin içinde bulunmaları onlar için kısıtlayıcı olacaktır. Onların daha üst perdeden meselelere bakıp yol gösterici rolü üstlenmeleri çok daha anlamlı ve faydalıdır. Ancak ben Fatih Bulaç olarak siyaset yapabilecek iradeyi ve inancı kendimde gördüm ve sonrasında bu yönde bir adım attım. Babam da bu kararıma saygı duydu ve hayır duasını eksik etmedi.

-Babanızın Geçtiğimiz Günlerde Kadın Başörtülü Milletvekili Adaylıkları İle Yazdığı Makale Özellikle Başörtülü Çevrelerden Tepki Aldı. Sizin Bu Makale Hakkındaki Yorumunuzu Öğrenebilirmiyim ?
Bana kalırsa orada anlatmak istediği şey başörtülülerin geri dönülemez bir şekilde anayasal meşruiyet kazanmaları ve sonrasında özgürce kamuda, üniversitelerde ve mecliste temsil edilmelerinin en doğrusu olduğuydu. Mevcut durumdaki bazı belirsizliklerin yeni bir kapatma davasına neden olabileceği ihtimali ve akabinde anayasa çalışmalarının akamete uğraması riski onu rahatsız etti. Ne yazık ki mesele nahoş bir şekilde başka mecralara çekildi. Gerisini hepimiz biliyoruz zaten.

-Bize Sayın Erdoğan İle İlk Tanışmanızı Anlatabilir Misiniz ?
Sayın Erdoğan ile ilk kez kendisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken tanıştım. Ben o zamanlar öğrenciydim. O dönem başkanı olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin patronajlığında gerçekleştirilen dünyanın sayılı entelektüellerinin iştirak ettiği uluslararası konferansların organizasyonlarında aktif olarak rol alıyordum. Bu vesileyle arasıra kendisine tercümanlık da yapıyordum.

-Siyasete Ak Parti İle Mi Başladınız  ? Ak Parti Öncesi Siyasi Çalışmalarınız Olmuş Muydu?
Evet Ak Parti ile başladım.

-Sizi Okuyucularımızın Daha İyi Tanımaları İçin, Eğitim Ve Kariyerinize Dair Bizlerle Neleri Paylaşmak İstersiniz?
1997 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi, İngiliz Dili Eğitimi, Ana Bilim Dalından mezun oldum. 2004 yılında Fatih Üniversitesi İngilizce İktisattan mezun oldum. Profesyonel iş hayatıma ise 1999 yılında başladım,  Bank Asya ile başladığım bu süreçte üç farklı bankada bulundum. Adaylığım nedeniyle en son çalıştığım bankadan istifa ettim. İstifa öncesinde bu bankada Uluslararası Bankacılık Müdürüydüm. İleri seviyede İngilizce, orta seviyede Arapça biliyorum.

-Ailenizde Daha Önce Herhangi Bir Partide Siyaset Yapan Biri Oldu Mu ? Siz Ailenizin İlk Siyaset Yapan Bireyimisiniz?
Bizim ailede siyasete merak salan ilk kişi sanıyorum benim.

-Siyaset Dışında Vaktinizi Ne Yaparak Değerlendirmektesiniz ? Hobileriniz Nelerdir   ? Mesela Spor İle İlgilimisiniz ? Hazır Spor Demişken Her Hangi Bir Takımın Taraftarımısınız ?
Klasik olacak belki ama müzik dinlemeyi ve film izlemeyi çok seviyorum. Gezmek, bazen sadece araba kullanmak veya Üsküdar Çınaraltında çay içip sohbet etmek bile iyi bir hobi olabiliyor benim için.
Eskiden daha çok kitap okuduğumu itiraf etmeliyim. Bu aralar kitaptan ziyade makale ve köşe yazısı okuyorum. Özellikle Arap gazetelerini yakından takip etmeye özen gösteriyorum. Düzenli olarak spor yapıyorum. Haftada en az iki gün koşarım ya da muhakkak yürürüm. Her ne kadar fanatik değilsem de Galatasaray’ı tutuyorum.

-İstanbul Milletvekili Adayı Olarak, İstanbul Seçmenine En Önemli Diyebileceğiniz Proje Ve Vaadleriniz Nelerdir ?
Depreme karşı dirençli bir kent oluşturabilmek ve İstanbul sosyolojisini depreme karşı güçlendirmek üzere projelerle birlikte gerekli düzenlemelerin takipçisi olacağım. Ulaşım sorununun çözümüne katkısı olacak projelerin hızlandırılmasını yakından takip edeceğim.  Dünya metropolleriyle rekabet edebilecek kapasitesine rağmen mevzuat engelleri nedeniyle bir türlü sıçramasını gerçekleştiremiyor. Mutlaka İstanbul Yasası'nın çıkması için çalışacağım. Şehrin göç almasını önlemenin toplumsal ve siyasal önlemleri üzerinde çalışacağım. İstanbulluların kentin yönetimine azami katılımı ve iktidarın sosyalizasyonu için projeler geliştirip il ve ilçe yönetimleriyle bunu gerçekleştireceğim. Sokak çocukları, tinerciler, sokaklarda çalışmak zorunda kalan çocuklar için çalışmalar yapacağım. Şehrin engelli hayata entegrasyonu için gerekli düzenlemelerin Meclis'te takipçisi olacağım.

-Size Bir Ak Partili Olmanızdan Hareketle,  Samimi Bir Özeleştiri Sorusu Sormam Gerekirse, Geçtiğimiz İktidar Dönemlerinde Şunu Da Layığı Gibi Yapamadık Dediğiniz Bir Konu Varmıdr  ?
Aktif siyasete henüz adım atmış ancak siyasetle arasını keskin çizgilerle asla ayırmamış birisi olarak diyebilirim ki kamu borç stokunun milli gelire oranını AB ülkeleri içerisinde en iyilerden birisi haline getirmiş, ülkenin toplam gelirini arttırmış, enflasyonun ateşini söndürmüş, Türkiye’nin her bir yanına yatırım yapmak konusunda oldukça cömert davanmış,  yani kısacası makro düzeyde ekonomik resmi gözle görülür bir şekilde düzeltmiş olan Ak Parti bu dönem sanıyorum mikro ölçekte çalışmalarını yoğunlaştıracak ve gelir dağılımındaki bazı bozukluklara odaklanacak ve istihdama yönelik çalışmalarına hız kazandıracaktır.

-Devam Eden Etö Davası Sizce Türk Siyasi Hayatına Nasıl Bir Etki Yaratmaktadır ?
 Ergenekon davası Türkiye'nin karanlıktan çıkma ve özgürleşme davasıdır, bu nedenle hakettiği ciddiyette sürmelidir. Ergenekon davasının siyaset üzerinde çok etkisi yoktur, böyle de kalmalıdır. Dava hukuk mecrasında kendi koşullarında devam etmelidir. Ergenekon davası ne halkla ilişkilerin, ne de siyasi propagandanın konusudur. Sayın Genel Başkanımız bu davanın bağımsız yargı tarafından yürütüldüğünü müteaddit defalar dile getirmiştir. Bu davanın Türkiye'nin normalleşmesi için önemli olduğu unutulmamalıdır, dolayısıyla bu önemli amacı engelleyecek hiçbir yönlendirmeye olumlu bakılmaması icap eder.

-Ak Partide Siyaset Yapmak Ve Milletvekili Olmak Üzere 6000 Civarı Başvuru Yapılmışken Sadece 167 Milletvekilinin Tekrar Aday Gösterilmemiş Olması, Sizce Ne İfade Ediyor ? Daha Fazla Yeni Aday Belirlenmesi Gerekmezmiydi ?
AK Parti, süreklilik içinde değişimin ve siyasal kurumsallaşmanın simgesidir. Partimiz ardada iktidar olma başarısını buna borçludur. Tekrar aday gösterilmeyen isimlerin mutlaka bir kusurlarının olduğu yaklaşımı yanlıştır. Partimiz, kusursuz insanların da bayrak değiştirebileceğini gösterdiği için diğer partilerden açık ara başarılı olabiliyor. Her seçim döneminde Meclis grubunun önemli bir bölümünü değiştiren partimiz üç dönemde Meclis'in toplam milletvekili sayısınca siyasetçiyi Meclis birikimiyle topluma armağan etmiştir. Bu kadar yetişmiş insanın toplumsal hayata, siyasete ve şehirlerimize kazandırılmasının toplam kaliteye olan büyük katkısının dikkatlerden kaçırmamak gerekir. 2015 seçim döneminde üçüncü dönem kotasını doldurmuş çok sayıda milletvekilimiz partimizden aday olamayacak. Yine büyük bir değişim yaşanacak. Bu kadar dinamik bir partinin başarılı olmasına şaşılmaması gerekir.

-Yeniden Aday Gösterilmeyen Milletvekilleri Arasında En Çok Hangi İsme Şaşırdınız ?
 Bunu hiç düşünmedim.

-Twitter Ve Diğer Sosyal Medya Araçlarının Siyasetçiye Fayda Sağladığını Düşünüyormusunuz?
Sosyal medya inkar edilemez bir gerçektir. Facebook, twitter vd sosyal medya araçlarını aslında bir bankanın şubesi veya büyük bir zincirin franchise’ı gibi görebiliriz. Bunlar birer iletişim vasıtasıdır. Adeta kendinizi ifade edebilmenizi temin eden dağıtım kanalları da denebilir. Bu kaynaklardan sonuna kadar yararlanmak gerekir.

-Kolay Ulaşılabilir Bir Milletvekili Olacakmısınız ? Özellikle İstanbul’dan Seçmenleriniz Dilediklerinde Size En Kolay Nasıl Ulaşabilirler ?
Buna söz verebilirim. Seçmenler diledikleri zaman bana telefonla, e-posta ile ve elbette yüzyüze görüşmek suretiyle ulaşabileceklerdir.

-Seçimlerle İlgili Olarak Partinizin Ve En Yakın Rakibiniz Olan CHP'nin Oy Oranları Hakkında Tahmininizi Alabilirmiyim ?
Bizim Ak Parti olarak amacımız “nasıl bir oy daha alabiliriz” sorusuna cevaplar üretmek olacaktır. Diğer partilerin oy oranlarıyla ilgili tahmin yapmak istemiyorum ancak Ak Parti’nin anayasa yapabilecek milletvekili sayısına ulaşacak bir oy oranını elde edeceğine inanıyorum.

-MHP'nin Baraj Altında Kalma İhtimali Çok Konuşuluyor, Sizin Bu Konudaki Görüşleriniz Nedir ?
Bu sorunun cevabını ben değil seçmen belirleyecektir. Dediğim gibi bu konuda tahmin yapmak veya ihtimaller üzerinden konuşmak istemiyorum.

-Sayın Devlet Bahçeli’nin , Sayın Fethullah Gülen Hakkında Yaptığı Ve Çok Konuşulan Açıklamaları İle İlgili Olarak Görüşlerinizi Alabilirmiyim?
Sayın Fethullah Gülen'in siyaset dışında olduğu bilinmesine rağmen Sayın Bahçeli'nin çağrısının Sayın Gülen'i siyasi tartışmaya konu etmesi yanlıştır. Sayın Gülen'i sevenlerce yürütülen sivil toplum faaliyetlerinin askıya alınmasını istemesi de çok anlaşılır değildir. Sivil toplum faaliyetinin askıya alınmasını beklemek demokratik bir hakkın iptali anlamına gelebilir. Bu çağrıyı sehven yapılmış kabul etmek en iyisi.

-Demokratik Açılımla İlgili Olarak İktidarı Başarılı Buluyormusunuz ?
Demokratik açılım, Türkiye'nin birlik ve beraberlik tasavvurunu ortaya koydu. Açılıma birbiriyle uzlaşması imkansız çevrelerin ortak bir dil kullanarak karşı çıkması bu tasavvurun yüksek anlamındandır. Demokratik açılım yeni sivil anayasa olmaksızın tamamlanamaz, Sayın Başbakan bunu dile getirmişti. Bu nedenle 12 Haziran seçimlerinde AK Parti'nin tek  başına anayasa yapacak güçte iktidar yapılmasını talep ediyoruz halkımızdan. En önemlisi Türkiye'nin huzura kavuşması, istikrarın korunması ve refahtan herkesin payını alabilmesi için demokratik açılımın tamamlanması gerekir.

-Adaylık Sıralamanız Sizce Seçilebilirlik Açısından , Ak Partinin Bölgenizde Daha Önce Aldığı Oylar Da Gözönünde Tutuldugunda Seçilme Şansınızı Nasıl Etkiler ? Zor Sıralardan Aday Gösterilmek Yerine Bunu Öğrendiklerinde İstifa Edenadaylara Rastladık.Sizin Bu Durum Hakkında Görüşlerinizi Alabilirmiyim.?
Sıralamadaki yerimin zor olduğunu biliyorum. Ancak ben uzun soluklu bir yarışa merhaba dedim. Hedefim pes etmeden, ısrarla ve azimle çalışmak olacaktır. Siyaset yapabilmenin, hizmet etmenin tek mecrası milletvekilliği değildir. Sıralamadaki yerini beğenmeyip istifa edenlerin kendilerince haklı sebepleri olabilir fakat benim kanaatim bunun pek doğru bir yöntem olmadığı yönündedir.

-Son Olarak Siyaset Yapmak İsteyen Gençlerimize Tavsiye Ve Önerileriniz Nedir?
 Genç nüfus güçtür. Tüm dünyada, özellikle Batı’da nüfusun hızla yaşlandığını biliyoruz, üstelik devletlerin her türlü teşviklerine rağmen. Türkiye bu konuda birçok muadiline göre avantajlıdır. Kendine güvenen, hizmet etmeyi görev edinmiş, donanımlı ve kabiliyetli genç arkadaşların siyaset konusunda daha cesur olmalarını diliyorum. Motivasyonlarını asla yitirmemeleri gerektiğini düşünüyorum.


15 Nisan 2011
Twitter : @cngz_kync