Bilenleriniz için anlamı net..
Bilmeyenleriniz için ise elbette anlatmak gerekir...
Bilmeyenleriniz için ise elbette anlatmak gerekir...
Zımane Dayıke, Kürtçe dilinde bir ifade ve Anadili demek.
Bu günlerde yeniden gündeme gelen önemli bir konu...
Türkiye Kürtleri analarının dilinde eğitim yapabilme hakkının bahaneler öne sürülerek engellenmemesini ve artık kendilerine iadesini bekliyor...
Tıpkı iki dilde eğitim ve öğretim yapılan Kanada’daki gibi..
Eğitim politikası ülkedeki dil farkına göre belirlenen ve farklı dillerde eğitim serbestisi olan Belçika’daki gibi...
Başlıca
dört dilin konuşulmakta olduğu ve bazı eyaletlerde yerel dilin eyaletin
resmi dili olarak dahi kabul edildiği.
Ülke resmi dilinin her koşulda yine İspanyolca olduğu, mesela Bask bölgesinde Bask dilinin eğtim ve öğretim dili olarak da serbestçe kullanılabildiği bir İspanya’daki gibi...
Ülke resmi dilinin her koşulda yine İspanyolca olduğu, mesela Bask bölgesinde Bask dilinin eğtim ve öğretim dili olarak da serbestçe kullanılabildiği bir İspanya’daki gibi...
Ülkenin
çeşitli başka bölgelerine dağılmış durumda yaşamakta olan, Türkiye deki
Kürt ve diğer halklar gibi uzunca bir süre kendi devletince baskı
altına alınarak kendisine asimilasyon politikaları uygulanmış,
anadilinde eğitim öğrenim hakları önceleri gasp edilmiş ancak sonradan
iade edilmiş olduğu Sami halkının yaşadığı ülke olan Norveç’deki gibi...
Anaokullarından
başlamak üzere temel eğitimde İtalyanca ile beraber talebe göre diğer
dillerin de eğitim aracı olarak kullanılmasının mümkün olduğu İtalya’daki gibi...
Ülkesinde
yaşayan Alman halkına aynen kendi ülkelerinde yaşadıkları gibi her
türlü din, dil, eğitim ve kültür gibi haktan yararlandırıldığı, ilaveten
eğitim için de ülke eğitim bütçesinden ödenek dahi verildiği Danimarka’daki gibi...
Altı ayrı anadilde, evet yanlış duymadınız altı (6) ayrı anadilde, eğitim yapılabilen okullarının bulunduğu Finlandiya’daki gibi...
1967 yılından bu yana okullarında ek anadil dersi verilmekte olan Avusturya’daki gibi...
Bir
çok yasal düzenlemede örnek aldığımız, resmi dili dışındaki yerel
dillerin, anaokullarından başlamak üzere üniversiteye kadar hem resmi,
hem de özel okullarda sorunsuz ve engelsiz şekilde öğretildiği Fransa’daki gibi...
23 eyaletten oluşan federal bir devlet olan, her eyalette eğitimde o
eyaletin Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Roman dili gibi anadillerin
kullanılabildiği, diğer bir eyaletin dilinin de zorunlu seçmeli dil
olarak eğitimde kullanıldığı İsviçre’deki gibi...
Otuz yerel dilin bütün okullarda hem dil dersi, hem de öğretim dili olarak kullanılmasına olanak sağlanan Bolivya’daki gibi...
Arapların
ilk ve orta öğretimde kendi Anadillerinde Eğitim alabildikleri ve
ikinci dil olarak da İbranice’yi öğrenmek zorunda oldukları İsrail’deki gibi...
Çok
sayıda farklı etnik grup ve yaklaşık yüzkırk farklı dilin konuşulmakta
olduğu, bölgesel özerkliklerle yönetilen, söz konusu özerk bölgelerde, o
bölgede yaşayan halkın eğitim dili hakkında karar alma yetkisine sahip
olduğu ve özerk bölgelerdeki öğrencilerin kendi anadillerinde eğitim ve
öğrenim alabildiği Çin’deki gibi...
Çift
dilli eğitimin gerekliliği yaklaşımı kabul edilmiş. Haftada iki saat
Türk ve Alman öğretmenlerin bir arada girebilecekleri derslerin
düzenlendiği ve her iki dilin de karşılaştırmalı öğretiminin uygulandığı
Almanya’daki gibi...
Anadili İspanyolca olan çocuklara yönelik okulların bulunduğu, nüfusun
yüzde yirmibeşi tarafından konuşulan İspanyolca dilinin, eğitimde ikinci
dil olarak yer alabildiği, öğrencilerin eğitimlerini bir hafta
İngilizce, bir hafta da İspanyolca olarak alabildiği ABD’deki gibi...
Anadilinde Eğitim hakkı bulunan İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler’deki gibi...
Türkiye
Kürtleri, demokrasi yolunda on yıl öncesine rağmen hayal dahi
edilemeyecek adımlar atmayı başarmış mevcut iktidardan, kalıcı barış
adına yürütülen çözüm süreci paralelinde devam eden yeni demokratikleşme
paketleri kapsamında, bugüne dek gasp edilmiş olan, bu en insani temel hak
ve hürriyetinin kendisine iadesini bekliyor...
Kürtler
bekliyor beklmesine de, tam da umutlar en yoğun seviyesinde iken,
yönetenlerden gelen açıklama ve uygulamalar adeta hakları gasp edilmiş bu halkı
hayal kırıklığı ve yeni endişelere sevk ediyor....
Anadilinde Eğitim, yönetenlerin bir türlü önyargılardan kurtulamayıp, bu yüzden de sürekli öteledeği ve çözmeye cesaret edemediği bir ‘’sorun’’...
Sorun
diyorum çünkü bu hakkın iadesi, Kürt halkı için ceberrut devlet
anlayışyla elinden alınmış haklarının geri kazanımı anlamında ve bir
manada devletiyle yeni bir helalleşme demek olacakken, toplumunun diğer
kısmı için ise gerçekten sorun anlamına geliyor...
Hatta bunu sorun olarak gördüklerini bazıları şöyle dile getiriyor....
Diyorlar ki ; ‘’Anadilinde Eğitim ülkeyi böler’’
Ben de diyorum ki ;
Belki
yukarıda saydığım ülkelerdeki uygulamalardan her hangi biri örnek
alınarak ya da yeni oluşturulacak bir bileşimden bize özel yeni bir
metod üretilerek....
Türkiye Kürtlerine ve diğer tüm Türkiye halklarına, anadillerinde eğitim hakkı, ayak diretmeden iade edilmelidir...
Anadilinde eğitim hakkı bir ülkeyi, yukarıda saydığım ülkelerde de göreceğiniz üzere BÖLMEZ...
Ülkenin bölünmesinden samimiyetle endişe duyuyor iseniz, emin olunuz ki anadilinde eğitim hakkının iadesi değil, tam da aksine anadilinde eğitim hakkının iade edilmemesi bir ülke için önemli bir BÖLÜNME riskidir...
Türkiye’ye yakışan bu ve benzer hakların halklara bir an evvel komplekssiz ve ön yargısız olarak, bahanelere sığınmadan, süratle ve cesaretle, tam olması gereken şekil ve anlamıyla iadesidir...
Hoş Kalın
30 Ağustos 2013
@cngzkync