30 Ağustos 2013

Zımane Dayıke

Yazının başlığı Kürtçe...

Bilenleriniz için anlamı net.. 

Bilmeyenleriniz için ise elbette  anlatmak gerekir...

Zımane Dayıke, Kürtçe dilinde bir ifade ve Anadili demek.


Bu günlerde yeniden gündeme  gelen önemli bir konu...

Türkiye Kürtleri analarının dilinde eğitim yapabilme hakkının bahaneler öne sürülerek engellenmemesini ve artık kendilerine iadesini bekliyor...

Tıpkı iki dilde eğitim ve öğretim yapılan Kanada’daki gibi..

Eğitim politikası ülkedeki dil farkına göre belirlenen ve farklı dillerde eğitim serbestisi olan Belçika’daki gibi...

Başlıca dört dilin konuşulmakta olduğu ve bazı eyaletlerde yerel dilin eyaletin resmi dili olarak dahi kabul edildiği.

Ülke resmi dilinin her koşulda yine İspanyolca olduğu, mesela Bask bölgesinde Bask dilinin eğtim ve öğretim dili olarak da serbestçe kullanılabildiği bir İspanyadaki  gibi...

Ülkenin çeşitli başka bölgelerine dağılmış durumda yaşamakta olan, Türkiye deki Kürt ve diğer halklar gibi uzunca bir süre kendi devletince baskı altına alınarak kendisine asimilasyon politikaları uygulanmış, anadilinde eğitim öğrenim hakları önceleri gasp edilmiş ancak sonradan iade edilmiş olduğu Sami halkının yaşadığı ülke olan Norveç’deki gibi...

Anaokullarından başlamak üzere temel eğitimde İtalyanca ile beraber talebe göre diğer dillerin de eğitim aracı olarak kullanılmasının mümkün olduğu İtalya’daki gibi...

Ülkesinde yaşayan Alman halkına aynen kendi ülkelerinde yaşadıkları gibi her türlü din, dil, eğitim ve kültür gibi haktan yararlandırıldığı, ilaveten eğitim için de ülke eğitim bütçesinden ödenek dahi verildiği Danimarka’daki gibi...

Altı ayrı anadilde, evet yanlış duymadınız altı (6) ayrı anadilde, eğitim yapılabilen okullarının bulunduğu Finlandiya’daki gibi...

1967 yılından bu yana okullarında ek anadil dersi verilmekte olan Avusturya’daki gibi...

Bir çok yasal düzenlemede örnek aldığımız, resmi dili dışındaki yerel dillerin, anaokullarından başlamak üzere üniversiteye kadar hem resmi, hem de özel okullarda sorunsuz ve engelsiz şekilde öğretildiği Fransa’daki gibi...

23 eyaletten oluşan federal bir devlet olan, her eyalette eğitimde o eyaletin Almanca, Fransızca, İtalyanca ve Roman dili gibi anadillerin kullanılabildiği, diğer bir eyaletin dilinin de zorunlu seçmeli dil olarak eğitimde kullanıldığı İsviçre’deki gibi...

Otuz yerel dilin bütün okullarda hem dil dersi, hem de öğretim dili olarak kullanılmasına olanak sağlanan Bolivya’daki gibi...

Arapların ilk ve orta öğretimde kendi Anadillerinde Eğitim alabildikleri ve ikinci dil olarak da İbranice’yi öğrenmek zorunda oldukları İsrail’deki gibi...

Çok sayıda farklı etnik grup ve yaklaşık yüzkırk farklı dilin konuşulmakta olduğu, bölgesel özerkliklerle yönetilen, söz konusu özerk bölgelerde, o bölgede  yaşayan halkın eğitim dili hakkında karar alma yetkisine sahip olduğu ve özerk bölgelerdeki öğrencilerin kendi anadillerinde eğitim ve öğrenim alabildiği Çin’deki gibi...

Çift dilli eğitimin gerekliliği yaklaşımı kabul edilmiş. Haftada iki saat Türk ve Alman öğretmenlerin bir arada girebilecekleri derslerin düzenlendiği ve her iki dilin de karşılaştırmalı öğretiminin uygulandığı Almanya’daki gibi...

Anadili İspanyolca olan çocuklara yönelik okulların bulunduğu, nüfusun yüzde yirmibeşi tarafından konuşulan İspanyolca dilinin, eğitimde ikinci dil olarak yer alabildiği, öğrencilerin eğitimlerini bir hafta İngilizce, bir hafta da İspanyolca olarak alabildiği ABD’deki gibi...

Anadilinde Eğitim hakkı bulunan İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler’deki gibi...

Türkiye Kürtleri, demokrasi yolunda on yıl öncesine rağmen hayal dahi edilemeyecek adımlar atmayı başarmış mevcut iktidardan, kalıcı barış adına yürütülen çözüm süreci paralelinde devam eden yeni demokratikleşme paketleri kapsamında, bugüne dek gasp edilmiş olan, bu en insani temel hak ve hürriyetinin kendisine iadesini bekliyor...

Kürtler bekliyor beklmesine de, tam da umutlar en yoğun seviyesinde iken, yönetenlerden gelen açıklama ve uygulamalar adeta hakları gasp edilmiş bu halkı hayal kırıklığı ve yeni endişelere sevk ediyor....

Anadilinde Eğitim, yönetenlerin bir türlü önyargılardan kurtulamayıp, bu yüzden de sürekli öteledeği ve çözmeye cesaret edemediği bir ‘’sorun’’...

Sorun diyorum çünkü bu hakkın iadesi, Kürt halkı için ceberrut devlet anlayışyla elinden alınmış haklarının geri kazanımı anlamında ve bir manada devletiyle yeni bir helalleşme demek olacakken, toplumunun diğer kısmı için ise gerçekten sorun anlamına geliyor...

Hatta bunu sorun olarak gördüklerini bazıları şöyle dile getiriyor....

Diyorlar ki ; ‘’Anadilinde Eğitim ülkeyi böler’’

Ben de diyorum ki ;

Belki yukarıda saydığım ülkelerdeki uygulamalardan her hangi biri örnek alınarak ya da yeni oluşturulacak bir bileşimden bize özel yeni bir metod üretilerek....

Türkiye Kürtlerine ve diğer tüm Türkiye halklarına, anadillerinde eğitim hakkı, ayak diretmeden iade edilmelidir...

Anadilinde eğitim hakkı bir ülkeyi, yukarıda saydığım ülkelerde de göreceğiniz üzere BÖLMEZ...

Ülkenin bölünmesinden samimiyetle endişe duyuyor iseniz, emin olunuz ki anadilinde eğitim hakkının iadesi değil, tam da aksine anadilinde eğitim hakkının iade edilmemesi bir ülke için önemli bir BÖLÜNME riskidir...

Türkiye’ye yakışan bu ve benzer hakların halklara bir an evvel komplekssiz ve ön yargısız olarak, bahanelere sığınmadan, süratle ve cesaretle, tam olması gereken şekil ve anlamıyla iadesidir...


Hoş Kalın
30 Ağustos 2013

@cngzkync