28 Nisan 2011

İstanbul'a Kanal Tedavisi Ve Seçmene Kanal Ayarı

Tüm Türkiye televizyon ekranlarına adeta kilitlenmiş bir şekilde projenin açıklanmasını bekledik ve günlerdir beklenen ‘’proje’’ Başbakan Erdoğan tarafından nihayet açıklandı.
Hitabet yeteneğini, kürsü hakimiyetini kurmaylarının iyi organizasyonu ve toplumda oluşan merak ile birleştiren Başbakanımız, belki de son yılların en geniş katılımlı ve başarılı seçim mitinglerinden birini gerşekleştirdi.  Tanıtım programını adeta ‘’icraatın içinden’’ programına ustalıkla dönüştüren Sayın Erdoğan’ı bu anlamda gerçekten başarılı buldum.
Merakla beklenen ‘’proje’’ nin sunumuna geçildiğinde ise aynı kurmayların başarısız ‘’simülasyon’’ una şahit oldum. Gerçekten son derece önem atfedilen bir ‘’proje’’ nin sunumu bu şekilde olmamalıydı. Onlarca konut projesinin bile ne denli özenle ve daha gerçekçi görsellerle sunulduğu ve gayet ileri teknoloji ürünü bilgisayar programlarının bulunabilir olduğu günümüzde, bu görsel sunum hiç de iyi ve kaliteli değildi.
Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında daha önce de kullandığı üzere ‘’çanak çömlek’’ ifadelerini yeniden kullanması ise bence yerinde değildi.
Aslına bakarsanız henüz ortada ne bir ‘’etüd’’ çalışması var, ne de ortaya konmuş reel bir proje. Bugün itibariyle  ‘’Çılgın Proje’’ demenin erken olduğu, ancak ‘’Çılgın Hayal’’ demenin an itibari ile çok daha yerinde olduğunu düşünüyorum. İki yada belki üç yıl sürecek projelendirme öncesi etüd çalışmalarının sonucunu merakla beklerken, hemen hemen bir o kadar süre de de projenin ortaya çıkması söz konusu. Buradan hareketle takribi 500 yıllık bir hayal olarak çeşitli dönemlerde siyasilerin ve devlet başkanlarının hayallerinin süsü olan bu kanal projesinin hayata geçmesi ciddi  zaman alacak.
Projenin bugün itibariyle var olduğunu düşünerek bir projeksiyon yaptığımızda ise hali hazırda çimento ve demir üretimimizin böyle bir projeyi karşılayacak durumda olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla projenin ortaya konulmasına paralel geçecek sürede, ülkemizde yeni çimento ve demir sanayii yatırımlarının da proje üretimine paralel olarak yürütülmesi önemli ve gerekli görünüyor.
Başbakan Erdoğan’ın da daha önceki siyasiler ve devlet başkanları gibi hayallerini süsleyen bu kanal fikrine, daha duyduğu ilk andan itibaren salt muhalefet anlayışıyla karşı duruş gösteren Ak Parti karşıtı söylemleri anlamakta güçlük çektiğim gibi, bir o  kadar da hiç bir detay değerlendirmeye gerek duymaksızın adeta ‘’körü körüne’’ bu bilinen hayali abartılı bir şekilde sahiplenen Ak Parti sempatizanlarını da anlamak zor.
Türkiyemizin bu hayali önce bir projeye sonrada o projeyi hayata geçirecek kapasiteye sahip olmasının bir vatandaş olarak haklı gururunu duyarken, şu anda daha öncelikli olduğunu düşündüğüm GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve Nükleer Santraller gibi projelerin aksamamasını ümit ediyorum.
Bu ‘’çılgın hayal’’ toplumun tüm akademik katmanlarında daha uzun süre tartışılacaktır ancak tüm bu tartışmaların, kanal projesinin tam anlamıyla ortaya konulmasından sonra anlam kazanabilir.
Bu aşamada Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’a Kanal Tedavisi hayali ile seçime doğru tüm seçmenlere partisi adına başarılı bir ‘’Kanal Ayarı’’ yaptığını düşünüyorum.

28 Nisan 2011
Twitter : @cngz_kync