7 Şubat 2011

Adı Konmamış Renkler

Herbirimiz kendimizce yaşarız ömrü, kim bilir kaç başka ömürde neler yaşanır yaşanıyor hala, kendince. Herbirimizin yaşadığı elbet kendince özel, kendince fırtınalı, kendince güzel yada kötü. Ne sığdıysa işte dört onluk yıllara...


Renklidir ömür, rengarenktir hatta. Herbirimiz bir renk katarız yeryüzündeki yaşama öyle ya. Karamsarlıktan değil ama kelimenin kendisindede yer aldığı üzere ''kara'' yada ''siyah'' niye hakim renktir ki bu dünyada... ?


Siz de bilirsiniz hep baskındır o siyah... o kara adlı renk.. ve alır götürür çoğu zaman tüm diğer renkleri...ve kendine benzetir... siyaha çaldırır yaşamı çoğumuz için.


Ancak mücadeleye devam duygusu bırakmaz insanı.. doğasında vardır insanın yaşamla savaşma isteği.... peki ya lanet olası savaşlar neden çıkmıştır ki ?


Savaşları da biz çıkarmadık mı ? Ve hatta savaşlarla hayatı kendimizce kırmızıya boyamadık mı.? O akan kanların kırmızısını bile kendi ellerimizle siyaha çaldırmadık mı ?


Savaşlardan sonra heryeri kaplayan o zifiri karanlık da siyah renkte değilmi? Akan yaşlar renksiz görünse bile onlar da siyah değil mi? Ağıtlar siyah değil mi? Ölümü göze alıp savaşarak, hayata kırmızı renk katmak bile nafile değilmi? Elde kalan yine siyah renk DEĞİLMİ ??!!


Yok yahu karartmayalım yüreğimizi şimdi. Abartmayalım bu kadar karayı siyahı . Yok yahu değildir bence de hayat bu kadar siyah. Yada belki siyahtan baskın başka renkler de vardır.


Vardır vardır...!


Sarıdan kırmızıdan lacivert ve yeşilden başka renkler, maviden ve de beyazdan çok başka renkler de vardır. Hoşgörünün Kardeşliğin Barışın rengi vardır. Sevginin sevdanın rengi vardır. Hele de aşkın bambaşka rengi vardır bilinenler tüm renkler dışında.


Senin Benim Onun hepimiz için bilinenler dışında Adı Konmamış Renkler vardır.