Bir tartışmadır gidiyor….
Konu, CHP’li Milletvekili Engin Altay’ın Cumhurbaşkanı yemin töreni
öncesi Başkanlık Divanı’na Anayasa ve İçtüzük kitapçığını fırlatması ve
sonrasında Demirtaş’ın medyaya açıklamalar yapmak durumunda da kaldığı
‘’alkış’’…
Yazımın başlığında geçen ‘’çepik’’ kelimesinin, Türkçe’deki karşılığının ‘’alkış’’ olduğunu da hatırlatarak devam edelim…
Demirtaş zaten bu konuda bazı açıklamalar yapmış ve neden alkışladığını izah etmek durumunda kalmıştı…
Burada o izahatların ve kendisinin ifade ettiği nedenlerin üzerine çok fazla birşeyler eklemek niyetinde değilim…
Konu gereğinden fazla ve maksatlı olarak uzatılıp medya ve sosyal
mecralarda yer alınca üzerime vazifeymişcesine kısa bir iki kelam da ben
edeyim dedim…
Tüm tartışmalar ve Demirtaş’ın bir yerde mecbur kaldığı izahatlar bir
yana, ben de Demirtaş’ın TBMM deki yemin töreninde doğru tavrı
sergilediğini ifade edenlerden yana taraf olduğumu, burada gönül
rahatlığıyla ifade etmek isterim…
Demirtaş’ın bu tavrını doğru bulmama sebep olarak buraya bir çok söz
de sıralamak mümkün ancak ben bir örnek olması açısından sadece şunlarla
yetinmeyi tercih edeceğim…
Bu örnek aslında Türkiye’deki iki önemli muhalefet partisinin
yürüttükleri muhalefet ve siyaset anlayışlarının da güncel bir turnusolu
gibi…
Örneğe geçelim ve bakalım Kılıçdaroğlu ve Demirtaş, Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile önümüzdeki yeni dönemde karşılıklı görüşmeler konusu
hakkında ne demişler….
Kılıçdaroğlu : ‘’Savaş hali olmazsa Erdoğan’la görüşmem’’
Demirtaş : ‘’Savaş olmasın diye Erdoğan’la her gün görüşürüm’’
Erdoğan ile görüşüp görüşmeme konusunda iki sol tandanslı muhalefet
partisi liderinin bu iki farklı tavrı aslında bize çok şey anlatmaya
yeterli…
Meclisteki CHP’li Altay’ın usul ve uslub olarak tasvip etmediğim
protestosu asıl eleştiri konusu olması gerekirken Demirtaş’ın kendisinin
de çeşitli şekillerde ifade ettiği sembolik nezaketinin eleştiri konusu
yapılmaya çalışılmasının elbette tesadüfi olduğunu düşünmüyorum.
Eleştirilerin asıl hedefinin Demirtaş üzerinden, yükselen ve kendini
her geçen gün daha da hissettiren Kürt Siyaseti olduğunu, bizzat
Demirtaş’ın siyasetteki başarılı grafiğinin bozulma arzusu olduğunu ve
HDP’nin itibar gören ‘’yeni yaşam’’ söyleminin engellenme çabası olduğu
apaçık ortadadır.
Tüm bu komplike taarruzlara rağmen HDP kanadındaki siyasi aklın,
Sırrı Süreyya Önder’in Erdoğan ailesini gülümseten diyaloğu ve
Demirtaş’ın o bazı çevrelerce çok eleştirilen sembolik bir ‘’çepik’’ ile
yukarıda saydıklarımdan çok daha önemli olan Çözüm Süreci’ni sekteye
uğratma amaç ve hedefini, yani çok önemli bir ‘’oyunu’’ bozup, kurulmaya
çalışılan “tezgahı” yıktıklarını görmek gerekir…
Yıkılan ‘’tezgah’’ altında kalanların, “çepik” üzerinden devam eden
çırpınışları kendilerini tezgah enkazı altında toz ve çamurda kalmaktan
kurtaramazken, Demirtaş son Cumhurbaşkanlığı Seçim kampanyasındaki
‘’Yeni Yaşam’’ söylemi ve yemin törenindeki son başarılı tavrı ile,
siyasete kalite ve olgunluk katarak ülke siyasetinin çıtasını
yükseltmeye devam ediyor…
Hoş Kalın
@cngzkync