3 Eylül 2014

Demirtaş’ın Çepiği

Bir tartışmadır gidiyor….
Konu, CHP’li Milletvekili Engin Altay’ın Cumhurbaşkanı yemin töreni öncesi Başkanlık Divanı’na Anayasa ve İçtüzük kitapçığını fırlatması ve sonrasında Demirtaş’ın medyaya açıklamalar yapmak durumunda da kaldığı ‘’alkış’’


Yazımın başlığında geçen ‘’çepik’’ kelimesinin, Türkçe’deki karşılığının ‘’alkış’’ olduğunu da hatırlatarak devam edelim…


Demirtaş zaten bu konuda bazı açıklamalar yapmış ve neden alkışladığını izah etmek durumunda kalmıştı…
Burada o izahatların ve kendisinin ifade ettiği nedenlerin üzerine çok fazla birşeyler eklemek niyetinde değilim…


Konu gereğinden fazla ve maksatlı olarak uzatılıp medya ve sosyal mecralarda yer alınca üzerime vazifeymişcesine kısa bir iki kelam da ben edeyim dedim…

Tüm tartışmalar ve Demirtaş’ın bir yerde mecbur kaldığı izahatlar bir yana, ben de Demirtaş’ın TBMM deki yemin töreninde doğru tavrı sergilediğini ifade edenlerden yana taraf olduğumu, burada gönül rahatlığıyla ifade etmek isterim…


Demirtaş’ın bu tavrını doğru bulmama sebep olarak buraya bir çok söz de sıralamak mümkün ancak ben bir örnek olması açısından sadece şunlarla yetinmeyi tercih edeceğim…



Bu örnek aslında Türkiye’deki iki önemli muhalefet partisinin yürüttükleri muhalefet ve siyaset anlayışlarının da güncel bir turnusolu gibi…

Örneğe geçelim ve bakalım Kılıçdaroğlu ve Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önümüzdeki yeni dönemde karşılıklı görüşmeler konusu hakkında ne demişler….

Kılıçdaroğlu : ‘’Savaş hali olmazsa Erdoğan’la görüşmem’’
Demirtaş : ‘’Savaş olmasın diye Erdoğan’la her gün görüşürüm’’

Erdoğan ile görüşüp görüşmeme konusunda iki sol tandanslı muhalefet partisi liderinin bu iki farklı tavrı aslında bize çok şey anlatmaya yeterli…

Meclisteki CHP’li Altay’ın usul ve uslub olarak tasvip etmediğim protestosu asıl eleştiri konusu olması gerekirken Demirtaş’ın kendisinin de çeşitli şekillerde ifade ettiği sembolik nezaketinin eleştiri konusu yapılmaya çalışılmasının elbette tesadüfi olduğunu düşünmüyorum.

Eleştirilerin asıl hedefinin Demirtaş üzerinden, yükselen ve kendini her geçen gün daha da hissettiren Kürt Siyaseti olduğunu, bizzat Demirtaş’ın siyasetteki başarılı grafiğinin bozulma arzusu olduğunu ve HDP’nin itibar gören ‘’yeni yaşam’’ söyleminin engellenme çabası olduğu apaçık ortadadır.

Tüm bu komplike taarruzlara rağmen HDP kanadındaki siyasi aklın, Sırrı Süreyya Önder’in Erdoğan ailesini gülümseten diyaloğu ve Demirtaş’ın o bazı çevrelerce çok eleştirilen sembolik bir ‘’çepik’’ ile yukarıda saydıklarımdan çok daha önemli olan Çözüm Süreci’ni sekteye uğratma amaç ve hedefini, yani çok önemli bir ‘’oyunu’’ bozup, kurulmaya çalışılan “tezgahı” yıktıklarını görmek gerekir…


Yıkılan ‘’tezgah’’ altında kalanların, “çepik” üzerinden devam eden çırpınışları kendilerini tezgah enkazı altında toz ve çamurda kalmaktan kurtaramazken, Demirtaş son Cumhurbaşkanlığı Seçim kampanyasındaki ‘’Yeni Yaşam’’ söylemi ve yemin törenindeki son başarılı tavrı ile, siyasete kalite ve olgunluk katarak ülke siyasetinin çıtasını yükseltmeye devam ediyor…


Hoş Kalın
@cngzkync