Geçtiğimiz Cuma günü, Kanaltürk adlı televizyon kanalının konuğu oldu Sayın Erdoğan...
Yine ‘’muhteşem’’ sorular sorabildiği ‘’düşünülen’’ Genel Yayın Yönetmeni beş gazeteci karşısında dikkat çekici ifadelerde bulundu.
Aslında bildik bilindik bir ‘’vaka’’
durumunda olan ifadeleri burada uzun uzadıya yazıp anlatmaya çok da bir
gereklilik yok. Evet uzun uzadıya değerlendirip anlatmaya ‘’ne yazıktır ki’’ çok fazla bir gereklilik yok...
Ne yazık ki ‘’dostça’’
değerlendirme yapanların iktidar ahalisi tarafından bir türlü
anlaşılamadığı, yada bir ihtimal onların anlatmayı beceremediği bir
kısır döngüdeyiz...
Kısaca üzerinden şöyle bir geçelim...
Hain Ebeveynler...
Bir önceki yazımda da ifade ettiğim üzere yeni egitim öğretim yılı, yeni ‘’Dert+Dert+Dert’’ sistemi ile çok yakında başlıyor..
Başta doğu ve güneydoğu illerinde olmak üzere
Türkiye’nin birçok ilinde plansızlık ve hazırlıksızlık nedeniyle
sınıflarda 80-90 öğrencinin aynı anda eğitim alması gerekecek...
Hadi bu fiziki sorunları bir anlığına kenara
koyalım, bir süre sonra bir şekilde halledildi diyelim, peki ya bu 66 ay
meselesi n’olacak ?
Bazı ebeveynlerin tercihlerini bu yaş düzeyinde
okula yollamak istememeleri durumu konusu sorulunca, Erdoğan bu konuda
tercihlerini bu yönde kullanmak üzere mecburen rapor vs alanlara ‘’Bakın bu 66 ay meselesinde gidip rapor alanları ben evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum’’ dedi...
Bu ne kadar güzel bir ifadedir böyle, annelere babalara nasıl ve böyle rahatça ‘’hain’’
yakıştırması yapılabilir ? Anneler ve babalar sizinle ve iktidarınızın
icraatleri ile ilgili hemfikir olmuyor ise onlara direkt olarak ‘’hain’’ mi denir ?
Anne ve babalar evlatları konusunda özgür
vatandaşlar mıdır yoksa ülkeye hükmedenin birer tebası ve talihsiz bir
şekilde tanımladığınız üzere ‘’hain’’ midir ?
Hatırlatalım..
Ne o anne babalar ‘’teba’’ dır ne de siz imparatorluğa sahip bir ‘’hükümdar’’ sınız. Onlar yasaların izin verdiği ölçüde demokratik tercih haklarına sahip, ‘’özgür birey’’ ve ‘’vatandaş’’ tırlar, açıkçası onlar ‘’halk’’ tırlar. Siz de onların oyları ile görev verilen ve sadece onlara yönetsel olarak vekalet edensiniz...
Kürt Sorunu Yoktur...
Erdoğan konuşmasının bir bölümünde gelen bir soru üzerine ‘’Kürt Sorunu yoktur’’ ifadesinde bulundu. Bir gazetecinin düzeltmesi ile bu ifadesini ‘’inkar’’ kapsamından kurtarmak için, ‘’Kürt Sorunu yoktur Kürtlerin Sorunları vardır’’ şeklinde toparladı.
Bu ifadede şaşkınlık yaratan şey Kürtlerin ‘’Kürt Sorunu’’ tanımından anladığı ile yönetenlerin bu ifadeden anladıklarının meğer aynı şeyler olmadığının ortaya çıkmasıydı.
Kürtler zaten on yıllardır ‘’Kürt Sorunu’’ yada ‘’Güneydoğu Sorunu’’
dendiğinde kendilerinin sorun olarak algılandığı değil, kendilerine ait
sorunların varlığının ifade edildiğini düşünüyor ve bu sözleri bu
şekilde kullanıyorlardı.
Yoksa onlarca yıldır yöneten akıl ve dahi devlet
aklı, bu ifadeyi Kürtlerin kendilerini bizzat sorun olarak ifade edecek
manada mi kullanıyorlardı.. ?
Öyle idi ise vay halimize...
Hatırlatalım...
Bu ülkede iki ciddi sorun vardır ve bunlardan birinin adı ‘’Kürt Sorunu’’ diğerinin ise ‘’Terör Sorunu’’ dur...
Açılım Yoktur...
Siz kalkın günlerce iç siyasi propaganda uğruna
toplumun ağzına bir parmak bal çalarcasına içleri ne yazık ki boş,
plansız, hazırlıksız şekilde,
‘’Kürt Açılımı’’
‘’Alevi Açılımı’’
‘’Azınlıklar Açılımı’’
‘’Roman Açılımı’’
deyip sözde paketlerle halkın karşısına çıkın, sonra bunların tamamından vazgeçip adını ‘’Demokratik Açılım’’ koyun...
En sonunda da ‘’açılım’’ ifadesinin ‘’millici’’ çevreler tarafından verilen gazla sözüm ona yanlışlığını anlayıp bugün ‘’açılım yoktur’’ deyin...
Son olarak da, geldiğiniz siyasi görüşü temsil edecek en uygun ifadeyi kondurup ‘’Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’’ adını verin...
Projenin başında ‘’milli’’ olmasa olmaz değil mi ?
Mesela sadece ‘’Birlik ve Kardeşlik Projesi’’ tanımı geldiğiniz tabanı ve hızla yönelip adeta teslim olmakta olduğunuz ‘’milliyetçi’’ tabanı tatmin etmez değil mi ?
Hatırlatalım....
‘’Açılım’’ ifadesinden korkmaya çekinmeye hiç gerek yok....
Yeter ki açılım yada projenizin içeriği hazır, demokratik hak ve özgürlükler anlamında da dop dolu olsun...
Akıldanlara Dikkat...
Zihinlerde kavram kargaşaları yaratmak üzere başbakan çevresindekümeleşip ona ‘’akıldanlık’’ yapan ve bu sayede ‘’mucit bilgiç’’ edasında bugüne değin Muhafazakar Demokrat Ak Partiyi rayından çıkarıp, Milliyetçi Muhafazakar Ak Parti kimliğine dönüştürmeyi maalesef başaran, iktidar nemacılarına artık prim vermemek gerekmektedir...
Hatırlatalım...
Bu çizgi değişimi Ak Partiye Doğu ve Güneydoğu
seçmenini neredeyse tamamen kaybettirmek üzeredir, ülke geneli oy
oranları en ılımlı ve Ak Partiye yakın firmaların anketlerine göre bile
en az 3-5 puan gerilemiş durumdadır...
Süregelen Medya Tehditleri..
Her fırsatta ‘’malum medya’’ ve ‘’bir kısım medya’’
söylemi üzerinden medyayı adeta tamamen sansürlemeye yönelik hedefler
içeren açıklamalar ile birlikte özgürce düşüncelerini ifade etmesi
gereken ‘’köşe yazarları’’ üzerinden yapılan eleştiriler, adeta birer orantısız güç kullanımı ve oldukça tehditkardır...
Hatırlatalım...
Eski bir tanımla ülkenin hem ‘’sol’’ hem de ‘’sağ’’ demokratları bu gidişattan son derece rahatsız durumdadır...
Dokunma Tehdidi...
Televizyondaki programda kullanılan, ‘’domuzdan yana’’ ifadesi, BDP ye atfen yapılan ‘’dokunulmazlıkları kaldırma’’ tehdidi gibi bir kaç başlık altında daha söylenecek çok söz var ancak kısaca değinelim...
BDP nin bence de hatalı davranan bazı
milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmanın, onları hapse atmanın
yada o partiyi kapatmanın bu ülkeye mevcut koşullarda ne getirip ne
götüreceğini muktedir olanlar idrak ve hesap edemiyor ise yapacak
söylenecek çok fazla şey yoktur..
Hatırlatalım...
Dokunulmazlıkları kaldırma, hapse atma, partiyi
kapatma gibi hamleler mevcut koşullarda Terör Örgütü’nün ekmeğine yağ
sürecek ve tam da istedikleri propaganda imkanını yaratacaktır, aman
dikkat....
Welhasılkelam...
İnanın sözlerin bir anlamda tükendiği ve kar etmediği noktaya doğru görünen hızlı gidişat, yazmaya da pek iştah bırakmıyor..
Siyasetin tehdit ve orantısız güç kullanımı içeren ifadelerden arınması temennisi ile...
Bugünlük bu kadar...
01 Eylül 2012
Twitter : @cngzkync