22 Nisan 2014

Ortadoğu’da Kürt Siyasi Hareketleri -2-

Devamen...

Ortadoğu’da mevcut Kürt Siyasi Hareketlerinin yakın geçmişine de şöyle bir bakalım, bugünkü mevcut durum hangi koşullar altında vücut bulmuştu, bugüne nasıl gelinmişti birlikte hatırlayalım...

Bırakuji (Kardeşin Kardeşi Öldürmesi)

Aslında mevcut bölgesel yönetimin oluşturulmasına 1970 yılında Bağdat yönetimiyle Irak'taki Kürt topluluğunun liderleri (Barzani ve Talabani) arasında varılan anlaşmayla karar verilmiştir. Ancak bu oluşumun hayat buluşunun 1992 yılındaki Körfez Savaşı'ndan sonra gerçekleştiğini görmekteyiz.

1992 de bölgesel parlamentonun oluşturulması için yapılan seçimlerde Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) oyların % 45'ini, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ise oyların % 43.6'sını alır ve hemen hemen eşit sandalyeli bir yönetim kurulur.

O yıllarda Bağdat yönetiminin Kürt yönetimine uyguladığı yaptırım nedeniyle bu bölge için dış dünyayla bağlantı sadece Habur sınır kapısı ile Türkiye üzerinden sağlanabilmektedir ve sınır kapısından sağlanan gelirlerin paylaşımı üzerinden bir çatışma başlar. Aslında bu bir bahanedir ve asıl çatışma nedeni iki aşiret arasındaki bölgeye egemen olma çabasıdır. Bu egemenlik yarışı Barzani ve Talabani aşiretleri arasında 1994 yılında kanlı bir iç savaşa dönüşür ve maalesef ‘’bırakuji’’ gerçekleşir. Kürtler acımasızca birbirlerini öldürürler.

Tabi bu iç savaş, ABD'nin Kürtleri bir bütün olarak Saddam’a karşı güç olarak kullanma planını sıkıntıya düşüreceğinden olsa gerek, ABD her iki tarafı 1995 Ağustos’unda Dublin de bir araya getirerek bir uzlaşma sağlar. Türkiye’de bu görüşmelerde gözlemci olur ancak çatışmaların durması sağlanamaz.

Bölgedeki boşluktan stratejik fayda sağlamak amacıyla olsa gerek İran bölgeye ‘’Bedir Tugayı’’ adında yaklaşık 10.000 olduğu söylenen askeri bir güç gönderir. Bu sevkiyat ABD'nin bölgedeki politikası ile uyuşmayınca ve doğal olarak ABD'yi rahatsız edince, bu sefer ABD tekrar bir girişimde bulunur ve Türkiyeli yetkililerin de bulunduğu bir heyeti bölgeye göndererek iki tarafı biraraya getirerek ateşkesi sağlar.

Ancak 1995 yazında sağlanan ateşkes fazla sürmez, bir yılın ardından İran’dan yardım ve destek alan Talabani güçleri (KYB) Erbil’i ele geçirince dengeler yeniden bozulur. Bunun üzerine Mesut Barzani Bağdat (Saddam Hüseyin) yönetiminden o tarihlerde destek ister ve alır. Bu destekle Mesud Barzani (KDP) Talabani’nin (KYB) birliklerini Erbil’den çıkarmayı başarır.

Bu sefer de Saddam’ın yeniden Irak’ın Kuzeyinde etkinliğinin artacağı endişesine kapılan ABD, 3-4 Eylül 1996 tarihlerinde Irak'ın güneyindeki hava savunma mevzilerini bombalayarak imha eder ve1991’de ilan edilen Uçuşa Yasak Bölge sınırını 32. Paralelden 33.Paralelin güneyine doğru genişletir. Bu dönemde ilginç bir başka gelişme daha yaşanır ve Irak’ın kuzeyinde ABD ile iyi ilişkiler içerisindeki 6,700 civarında Kuzey Iraklı Kürt, Türkiye üzerinden ABD'ye bağlı Guam adasına gönderilir.

1995'te Dublin’de başlayan süreç, Türkiye, İngiltere ve ABD'li yetkililerin, Türkmen, KDP ve KYB yetkililerinin 1996’da Ankara’da toplanmasıyla Türkiye merkezli olarak şekilllendirilmek istenir. Türkiye’nin bu çabası Türkmenlerin sürece sokulmasından rahatsızlık duyan KDP’nin işbirliğinden uzaklaşması ve KYB’nin de yeniden PKK ile yakınlaşmasından dolayı görüşmeler 1997’ye kadar sürmesine rağmen sonuç alınamaz. Irak’ın Kuzeyindeki gelişmelerden oldukça rahatsız olan Türkiye, 1997’de PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarına yönelik olarak Şafak Harekatı ve Çekiç Harekatı adında iki büyük askeri harekat gerçekleştirir.

ABD Saddam karşıtı politikalarını gerçekleştirmek için Irak Kürdistan’ında bu kardeş kavgasına son vermek durumundadır ve nihayet 1998’de meseleye ağırlığını yeniden koyar ve Kürt grupları bu sefer Washington’da bir araya getirerek, bir anlamda süreci kendi kontrolüne alır. Sonunda ateşkes sağlanır ve ‘’Bırakuji’’son bulur.

Irak Kürdistanı'nda, Kürtler arasında gerçekleşmiş bu kardeş kavgası Türkiye dahil çevredeki tüm ülkelerin ve özellikle ABD’nin bölge politikalarını yeniden değerlendirmesine ve ciddi değişikliklere gitmesine de elbette neden olmuştur.

Buraya kadar hatırlatmaya çalıştıklarım, aslında bölgenin ne kadar değişken zeminlerde kendini şekillendirmeye çalıştığını hatta bölge dışı güçlerce şekillendirilmeye çalışıldığının ve bugün özellikle PKK ve KDP arasında devam eden tabir yerinde ise soğuk savaşın da temel nedenlerine işaret ettiğini düşünüyorum...

Bir sonraki yazımda bugüne dönerek bölgedeki Kürt Siyasi Hareketlerinin güncel durumunu anlatmaya çalışacağım...

Devam edecek...

Hoş Kalın
22 Nisan 2014
@cngzkync