24 Aralık 2011

Aynı Tas Aynı TRT


Daha birkaç gün önce 10 Aralık 2011 tarihli , ''TRT Nereye ?'' başlıklı makalemde, TRT den kamuoyuna yansıyan ve uzunca bir süredir devam eden, açıkçası kurum kimliği ile örtüşmediği oldukça aşikar, uslup ve dil konusuna dikkat çekmiştim.

TRT'nin artık hepimizin malumu ''Kamuoyu Açıklamaları'' na son olarak , Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından periyodik olarak düzenlenen Başkent Toplantıları'nın önceki akşam Ankara Swiss Hotel'deki son toplantısında, konuk olarak katılan TRT Genel Müdürü Sayın İbrahim Şahin'in, daha önce TRT Şeş'te de görev almış bir sanatçı hakkında asla kabul edilemez ve inanın buraya yazmaktan bile hicap duyduğum ''Rojin denen aşüfte'' sözleri eklendi.
Toplantıya katılan yazarların basına yansıyan açıklamalarıyla bilgi sahibi olduğumuz bu durum karşısında inanın ilk duyduğumda ben şahsen çok da şaşırmadım.
İbrahim Şahin'in, toplantıya katılanlar arasında yer alan Taraf Gazetesi yazarı Sayın Orhan Miroğlu'nun bu ifadelere itirazına ise, sarf ettiği sözlerinde bir hata görmeyip ''Benim üslubum Böyle'' diyerek cevap vermesi ise TRT'nin kamuoyu açıklamaları üslubundan rahatsızlığını dile getirmiş birisi olarak beni bile oldukça şaşırttı.
Sayın Genel Müdür'ün tercihi olan kişisel uslup, TRT nin uslubu asla olmamalıdır, çünkü bu uslup kurumsal bir uslup değildir.
Böylesi nadide bir kurumun, bu uslupla kurumsal varlık ve saygınlığını nereye kadar yürütebileceği noktasında derin endişeler yaşıyorum.
Bu haliyle TRT'deki mevcut müdüriyetin, bu nadide kurumun Genel Müdürlük makamı koltuğunu layıki ile temsil ettiği kanaatinde değilim.
TRT'nin hiç de hoş olmayan ve toplumun çeşitli katmanlarında oldukça ciddi olarak eleştirilmekte olan hal ve gidişi ile ilgili olarak, başta sorumluluk alanı dahilinde olduğu üzere Sayın Bülent Arınç ve diğer tüm ilgili makamların gerekli tedbirleri alacağı düşüncesindeyim.

Bu arada, Sosyal Medya'da Facebook ve Twitter mecrasından yükselen seste , Sayın Genel Müdürün istifası ciddi ve yogun bir şekilde #ibrahimsahinistifa konu başlığı ile talep edilip dile getirildiğini gördük. Peki ''İstifa'' bir çözüm müdür ? Neden olmasın ?


Yeni bir TRT vakası ile karşılaşmamak ümidi ile ve üzerinde şimdilik çok da konuşup tekrara düşmemek için, bir önceki makalemdeki temennimi TRT için yinelemek istiyorum. Durum tüm açıklığıyla ortadadır ve daha fazla söze de pek gereklilik yoktur.
Bu gidiş, hiç de iyi bir gidiş değil ama biz yine şunu söyleyerek sözlerimize son verelim....
Varışlar Hayrola !
24 Aralık 2011
Twitter : @cngzkync