Kürt Sorunu çözümünde, terör örgütü ve beraberinde BDP, her ne kadar sürekli aynı şeyi yaparak başta Kürt ve diğer halkların doğal ve insani hakkı olan Ana Dillerinde Eğitim konusunu siyasi arguman olarak diline dolayıp suistimal etse de, bu hak tüm halklara, klasik bir söylemle ifade etmek gerekirse, elbette analarının ak sütü kadar helal bir hak.
Ana Dilde Eğitim hakkının halklara iadesi ile ilgili olarak, ‘’hak mıdır ? değil midir’’
noktasındaki tartışmalar bir yandan halen devam etmekle birlikte, bu
hakkın halklara iade edilmesine karşı çıkanların en önemli
argumanlarının da yine ‘’bölünme korkusu’’ olarak tanımlanabilecek şizofrenik bir durum olduğunu gözlemliyorum.
Aynı şizofrenik durumu hatırlarsanız, Kürtçe Müzik yasağının kaldırılmasında, TRT ŞEŞ in yayına alınması öncesinde ve diğer bir çok kültürel insani hakkın halklara iadesi öncesinde de yoğun bir şekilde yaşamıştık.
Şimdi de Ana Dilinde Eğitim hakkını verirsek ülke
bölünür korkusu aynı çevrelerce topluma pompalanmaya ve demokratik
gelişim engellenmeye çalışılıyor.
Ana Dilde Eğitim yapan Ülkelerin bölünmediğini,
daha da geliştiğini görmek için, gelin bu yazımda hep birlikte Ana Dilde
Eğitim ile ilgili dünya geneli duruma şöyle bir bakalım ve Ana Dilinde
Eğitim hakkına sahip oldukları için sözüm ona ‘’bölünmüş paramparça olmuş’’ hatta tanımlarken daha da ileri giderek‘’fakir ve geri kalmış’’ şu ülkelere bir göz atalım.
Kanada...
Kanada Federal yönetim sistemine sahip bir
devlettir ve kantonlardan oluşur. On eyalet ve iki özerk bölgeden
oluşmuştur. Kanada’nın resmi dili İngilizce olmakla beraber,
güneydoğusundaki Koopeck eyaletinde resmi dil Fransızcadır. Diğer
eyaletlerde halkın taleplerine göre İngilizce veya Fransızca eğitim
imkânı sağlanmaktadır. Her iki dilde de eğitim-öğretim yapılmaktadır.
Belçika...
Ülke sembolik olarak krallıktır. Genel meclis ve
senatoya sahiptir. Yerel parlamentolar da vardır. Belçika Devleti dokuz
eyaletten oluşmaktadır. Her eyaletin dillerinin organizasyonu devlete
aittir. Ülkede Flamanca, Fransızca ve Almanca olmak üzere üç ayrı dil
konuşulmaktadır. Belçika’nın Brüksel bölgesi ki ülkenin yönetim
merkezidir ve kullanılan diller Fransızca ve Flamancadır.
Devletin iki resmi dili bulunmaktadır ve bu diller
Flamanca ve Fransızcadır. Belçika’da eğitim politikası ülkedeki dil
farklılığına göre belirlenmektedir. Konuşulan dilde eğitim yapan okullar
bulunmaktadır. Bu okullarda eğitim yöre halkının dilinde yapılmaktadır
ve başka diller öğrencilere öğrenim amacıyla yabancı dil olarak
verilmektedir.
İspanya...
İspanyada eğitim dili 1980 yılına kadar sadece
İspanyolca olmuştur. 1982 yılında İspanyol parlamentosu bir karar alarak
ülkeyi yeni bir idari sisteme göre bölgelere ayırmıştır. İspanya resmen
krallık olmasına rağmen devletin siyasi örgütlenmesini onyedi eyalet
olarak şekillendirilmiştir.
Yeni sistemle birlikte Bask bölgesi ayrı bir bölge
olmuştur ve Bask dili bölgenin resmi ve eğitim dili olarak kabul
edilmiştir. Bask bölgesindeki okullara Bask dilinde eğitim imkânı
sağlanmıştır. Ülkede başlıca dört dil konuşulmaktadır ve bazı
eyaletlerde yerel dil eyaletin resmi dili olarak kabul edilmektedir.
Ancak devletin resmi dili her koşulda yine İspanyolcadır.
Norveç...
Norveç’te iki yerli halk bulunmaktadır. Bu halklar
Norveçliler ve Sami’lerdir. Sami’ler ülkenin Kuzey bölgelerinde yoğun
olarak yaşamalarına rağmen, aynı zamanda tıpkı ülkemizdeki Kürtler gibi
çeşitli başka bölgelerine de dağılmış durumdadırlar. Sami halkı da
Türkiye deki Kürt ve diğer halklar gibi uzunca bir süre kendi devletince
baskı altına alınarak asimilasyon politikaları uygulanmış bir halktır.
Örneğin Sami dilinin sınıflarda konuşulması yasaklanmıştır.
Norveç devletinin bu asimilasyon politikaları 30
yıl kadar sürmüştür. Bizim 12 Eylül 1980 darbesinin sıkıntılarını
yaşadığımız 80 li yıllarda, Norveç Parlamentosu, Sami halkı için kendini
Sami olarak tanımlayanlar tarafından seçilmiş bir konsey
oluşturulmasına imkan sağlanmış ve bu konseyin Sami halkını ilgilendiren
bütün konularda tavsiyede bulunma hakkı olduğunu kabul etmiştir.
1985 de zorunlu eğitim için yeni bir ulusal
müfredat programı kabul edilmiştir. Norveç’te Zorunlu Eğitimde Sami
öğrencilere özel haklar verilmiştir. Ulusal müfredatta Sami öğrenciler
için üç ders bulunmaktadır.
1- ) Sami anadilinin eğitimi,
2- ) Sami öğrenciler için, ikinci bir dil olarak Norveçce,
3- ) İkinci dil olarak Sami dili. Bu ders anadili Norveçce olan ancak Sami dilini İkinci dil olarak öğrenmek isteyenler içindir
Sami okullarında ki öğretmenlerin Sami dilini
konuşma, Sami kültürünü bilme ve olumlu bir tavır içinde olma
zorundalıkları bulunmaktadır. Bununla birlikte tarih, coğrafya ve kültür
derslerinin içerikleri, Sami tarihi, Sami kültürü ve Sami yaşam tarzına
uygun şekilde hazırlanmıştır.
İtalya...
Resmi belgeler İtalya da bazı bölgelerde iki dilde
hazırlanmaktadır. Resmi belgeler bazı bölgelerde iki farklı dilde
hazırlanmasıyla beraber her koşulda İtalyanca olan geçerli
sayılmaktadır.
İtalya da anaokullarından başlamak üzere temel
eğitimde İtalyanca ile beraber talebe göre diğer dillerin eğitim aracı
olarak kullanılması mümkün kılınmıştır.
Danimarka...
Danimarka’da yaşayan Alman halkı aynen kendi
ülkelerinde yaşadıkları gibi her türlü din, dil, eğitim ve kültür gibi
haktan yararlanmalarının yanı sıra, eğitim için de Danimarka eğitim
bütçesinden ödenek almaktadırlar.
Finlandiya...
Ana Dilde Eğitim konusunda çok fazla detay
anlatmaya gerekmeyen bir ülke Finlandiya. Çünkü bu ülkede altı ayrı Ana
Dilde Eğitim yapan okullar bulunmaktadır.
Avusturya...
Bu ülkeyi de çok detaylı anlatmaya pek gerek yok
sanırım, Avusturya’da 1967 yılından bu yana okullarda ek anadil dersi
verilmektedir.
Fransa...
Bir çok yasal düzenlemede örnek aldığımız ülke olan
Fransa’da Fransızca dışındaki yerel diller, anaokullarından başlamak
üzere üniversiteye kadar hem resmi, hem de özel okullarda sorunsuz
engelsiz öğretilmektedir.
İsviçre...
Bu ülke Ana Dilde Eğitim sorununu aşmış örnek
gösterilebilecek ülkelerin başında geliyor diyebiliriz. İsviçre
vatandaşı olanlar, eğitim sistemleri sayesinde en az iki veya üç dil
öğrenebilmektedir. Bu dillerin öğrenilmesinde ve öğretilmesinde sorun
yaşamamaktadır.
İsviçre devleti yirmi üç eyaletten oluşan federal
bir devlettir. İsviçre de eyaletlerde Almanca, Fransızca, İtalyanca ve
Roman dili konuşulmaktadır. Her eyalette eğitimde o eyaletin Ana Dili
kullanılırken, diğer bir eyaletin dili de zorunlu seçmeli dil olarak
eğitimde kullanılmaktadır. Bununla birlikte yaygın olarak İngilizce de
eğitim kurumlarında öğretilmektedir.
Bolivya...
1994′de bir eğitim reformu yapmıştır. Bu reform ile
Bolivya devleti ülkede İspanyolca’nın yanı sıra Bolivya’daki OTUZ yerel
dilin bütün okullarda hem dil dersi, hem de öğretim dili olarak
kullanılmasına olanak sağlamıştır
İsrail...
Ülke nüfusunun yüzde seksenikisi (%82) İbranice
konuşmasına rağmen ülkede oturan yüzde onsekizlik (%18) Arap nüfusunun
konuştuğu Arapça’ya özel bir statü tanınmış. Resmi dil İbranice ancak
Arapça diline eğitim ve kültür alanları ile kamu alanlarında özel bir
statü verilmiş. Araplar ilk ve orta öğretimde kendi Ana Dillerinde
Eğitim alabiliyorlar ve ikinci dil olarak da İbranice’yi öğrenmek
zorundalar.
Çin...
Ülkede çok sayıda farklı etnik grup ve yaklaşık 140 farklı dil konuşulmakta. Ülkenin çoğu Mandarini adında bir dil konuşmakta.
Ülkenin resmi dili Çince. 1984 yılında çıkardıkları
bir yasayla bölgesel özerklikler verilmiş ve özerklik bölgelerinde
dilin korunması ve geliştirilmesi gerektiği belirtilmiş. Özerk bölgeler,
o bölgedeki eğitim dili hakkında karar alma yetkisine sahip kılınmış.
Özerk bölgelerdeki öğrenciler kendi anadillerinin yanı sıra Çince’yi de
öğrenmek zorunda.
Almanya...
Almanya’da bazı eyaletlerde ilkokuldan başlayarak
haftada 3 ila 5 saat zorunlu anadili dersleri veriliyor. Almanya 1980′li
yıllarda uyguladığı çocukların Almanca’yı iyi öğrenebilmeleri için
anadillerinden yoksun bırakılmaları tezini artık terk etmiş.
Almanya ‘’Ulusal Uyum Planı’’
adı altında çift dilli eğitimin gerekliliği yaklaşımı kabul edilmiş.
Haftada iki saat Türk ve Alman öğretmenlerin bir arada girebilecekleri
dersler düzenlenmiş ve her iki dilin de karşılaştırmalı öğretimi
uygulanıyor.
Amerika Birleşik Devletleri...
Amerika’nın nüfusun yüzde yirmibeşi (%25)
tarafından konuşulan İspanyolca dili, eğitimde ikinci dil olarak yer
alıyor. Ana Dili İspanyolca olan çocuklara yönelik okullar bulunmakta.
Öğrenciler eğitimlerini bir hafta İngilizce, bir hafta da İspanyolca
olarak alabilmekte.
İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler...
Bu üç bögede de Ana Dilinde Eğitim hakkı vardır. Bu
hak bu bölgelere yetki devri ile özerklik tanıyan bir takım yasalarla
tanınmış.
Eğitim alanında Gal ve İskoç dillerinin
kullanılması düzenlenmiş, okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim
ve üniversite dönemlerinde Gal ve İskoç dillerinde eğitim kabul edilmiş,
ayrıca bu dillerin okul dışı eğitimle öğrenilebilmesine de imkan
tanınmış.
Gal ve İskoç dillerinin medyada, yargı
kurumlarında, idari makamlarda ve kamu kurumlarınca kullanımı da
düzenlenmiş. İrlanda dili de dahil olmak üzere her üç dilin de sadece
özel alanda değil kamusal alanda da kullanımı serbest kılınmış.
Her üç dilin konuşulduğu bölgelerde bölgesel ve yerel yönetimlerde bu dillerdeki yer adlarının resmî dildeki adıyla birlikte kullanılması ve benimsenmesi kabul edilmiş.
Welhasılıkelam...
Başka ülkelerde Ana Dilde Eğitim yapılmadığını ve
Ana Dilde Eğitim yapılırsa ülke bölünür diyenlere net olarak sözüm şudur
; Ana Dilde Eğitim, ülkeyi bölmez, tam tersine güçlendirir ve
zenginleştirir. Ana Dilde Eğitim bir ülkeyi özgürleştirir ve demokrasiyi
geliştirir.
Farklı ülkelerde farklı metodlarla Ana Dilinde
Eğitim sorununun çözülmesi yukarıda anlatmaya çalıştığım örneklerdeki
gibi ya da yeni ve karma bir modelle çözülebilir.
Ana Dilinde Eğitim meselesi esasen eğitim ve
öğretimle alakalı bir konu olmasına rağmen, bu konuyu siyasi tartışmalar
içinde ele almaktan tüm taraflar süratle vazgeçmelidir.
Bu konu insani ve doğal bir haktan ibarettir,
ideolojik duruşların ve özellikle de toplumumuzda kaygı verici şekilde
taraflarca yükseltilmekte olan milliyetçi söylem ve iddiaların
ekseninden çıkarılmalıdır, siyasi meze yapılmamalıdır.
Hoş kalın...
16 Kasım 2012
Twitter : @cngzkync