Tarih 31 Ocak 2013...
Başbakan Erdoğan : ‘’Yeni anayasa yazım
çalışmaları Mart ayına kadar tamamlanmaması halinde kendi önerimizi
Meclis'e getiririz ve Referandumla millete gideriz.’’ şeklinde bir açıklama yapar.
Tarih 6 Şubat 2013...
Başbakan Erdoğan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve
Slovakya'yı kapsayan resmi gezisinin dönüşünde uçakta gazetecilerin
sorularını cevaplar. Sorulan bir soru üzerine ‘’Anayasa değişikliğini referanduma götürmek için BDP ile müşterek adım atabiliriz.’’ açıklamasını yapar.
Tarih 7 Şubat 2013...
Başbakan Erdoğan'ın bölgelerin sorunlarını ilk
ağızdan öğrenmek amacıyla başlattığı bölgesel istişare toplantılarının
üçüncüsü AK Parti Genel Merkezinde Karadeniz Bölgesi milletvekilleri ve
parti teşkilatı temsilcileriyle yapılır.
Toplantıda, terör örgütüne silah bıraktırmak için
İmralı ile başlatılan görüşmeler ve yeni süreç masaya yatırılır. Sürecin
ve barış ortamının daha da güçlendirilmesi için neler yapılması
gerektiği tartışılır. Karadenizli vekillerle yapılan görüşmede Karadeniz
ile Doğu ve Güneydoğu illeri arasında kardeşlik köprüsü kurulması
gündeme gelir.
AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni'nin
teklifinin Başbakan Erdoğan ve milletvekillerince kabul görmesinden
sonra bir takvim belirlenir. AK Parti'nin Karadenizli ve Doğu-Güneydoğu
Anadolu Bölgeleri milletvekillerinin ortak çalışmasıyla hayata
geçirilecek projede, milletvekilleri kardeşlik köprüsü kurdukları ildeki
vatandaşlara kendi bölgelerini anlatması kararına varılır.
Karadeniz illerindeki kanaat önderleri,
yatırımcılar, STK temsilcileri, sporcular, sanatçılar ve o ilin
milletvekillerinden oluşan heyetlerin, Doğu-Güneydoğu'daki illere
giderek vatandaşlar ile sohbet etmesi planlanır. Aynı şekilde
Doğu-Güneydoğu'daki oluşacak heyetlerin de Karadeniz illere gidip
oralarda vatandaşlar ile bir araya gelmesi panlanır. Heyetlerin
düşüncelerinin yanı sıra yaşadıkları sıkıntı ve dertlerinin de
paylaşılmasına karar verilir.
Projenin adı resmen deklare edilmese de ‘’Kardeşlik Köprüsü’’
dür. Kardeşlik köprüsünün ilk ayağının Newroz kutlamalarında atılması
planlanır. Newroz'da Karadeniz'den Doğu ve Güneydoğu'ya çıkarma
yapılması öngörülür. Newroz öncesi ise, karşılıklı il ziyaretleri
gerçekleştirilmesi planlanır. Kardeşlik köprüsünün ilk etapta
Trabzon-Van, Samsun-Diyarbakır ve Rize-Hakkari arasında kurulması
konusunda hem fikir olunur.
Tarih 9 Şubat 2013...
Başbakan Erdoğan'ın Slovakya dönüşü söylediği "BDP ile referanduma gidebiliriz" sözlerine BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'tan cevap gelir. Demirtaş şunları söyler :
‘’Buna da kapalı değiliz. Bizim de
fikirlerimiz var, AKP’nin de doğru önerileri var. Türkiye’nin yeni bir
sisteme girmesi lazım. Bütün kültürlerin Türkiye’nin birliği içinde
korunması gerektiği ilkesi anayasanın ruhuna sinmelidir. Yakın olduğumuz AKP’dir. Bire bir örtüşmüyor ancak yakınlaştığımız parti AKP’dir.’’
Tarih 10 Şubat 2013...
AKP’nin Anayasa kurmaylarından TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, Taraf Gazetesi’nin artık çokça konuşulan AKP-BDP ortaklığı
ve Yeni Anayasa tartışmasıyla ilgili sorularını yanıtlar. Kuzu,
Başbakan Erdoğan’ın Meclis’teki komisyondan sonuç alınamadığı durumda
BDP ile ortak anayasa yapma yoluna gitme kararını “Amaç yeni anayasa. Kim destek verirse onunla varız, BDP ise BDP” sözleriyle destekler.
Tarih 16 Şubat 2013...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mardin-Midyat taki
Erdoba Elegance Otel'de düzenlenen akşam yemeğinde STK temsilcileri ve
kanaat önderlerine hitap eder. Anayasa Süreci ile ilgili olarak yaptığı
konuşmasında Başbakan Erdoğan, Yeni Anayasa çalışmaları konusunda da CHP
ve MHP ile uzlaşma sağlanamaması halinde halk oylamasına gitmek üzere, Anayasa hazırlıklarını BDP'ye sunabileceklerini söyler.
Konuşmasında, BDP'yle uzlaşı sağlanması halindeyse Anayasa taslağını halka götüreceklerini belirten Erdoğan,
''Bu parlamento çatısı alında olanlarla
bütün partiler her şeyi beraberce konuşur. Komisyonda beraber
oluyorsun, konuşuyorsun. Anayasa gibi önemli bir meselede, sivil bir
anayasaya geçmek, darbe anayasalarından kurtulmak için biz bu tür riski
alırız''
diyerek sözlerini tamamlar.
Tarih 18 Şubat 2013... SİNOP
Sanki AK Parti’nin 10 gün önce kendi Genel Merkezinde oluşturduğu ‘’Kardeşlik Köprüsü’’
projesinden haberleri varmışcasına ya da bu projesinin bir
parçasıymışlar gibi, İmralı’da gerçekleştirilen görüşmeleri ve çözüm
sürecindeki gelişmeleri aktarmak için Halkların Demokratik Kongresi
(HDK) adında BDP li milletvekillerinden oluşan heyet Karadeniz turuna
çıkar. İlk durak Sinop’tur.
BDP/HDK heyeti Sinop’da, sayıca az olmalarına
rağmen gözü dönmüş protestocu bir grubun saldırılarına maruz kalır.
Heyete ait özel araçlar hunharca parçalanır. Heyet öğretmen evinde 9
saate yakın mahsur kalır.
Emniyet birimleri neden bu göstericilere zamanlı
müdahalede bulunmaz ve neden örneğin hemen her yerde kullandığı gaz
bombalarını ya da göz yaşartıcı spreylerini kullanıp bu şiddet kullanan
protestocuları hemen dağıtamaz akıllarda bir soru işareti olarak kalır.
Merkez ilçe olarak yaklaşık 100.000 nüfusa sahip
Sinop’un yerel halkını iyi tanıyan ve olay anında orada bulunan
insanların genel ifadelerinde bu saldırıcı gruptaki insanların hiç de
Sinop’lu yerel vatandaşlara benzemedikleri iddia edilir. Başka yerlerden
gelmiş oldukları ısrarla dile getirilir.
Heyet dokuz saat süren bekleyişin ardından,
emniyetin temin ettiği zırhlı araçlarla Sinop’u terk ederek gece
Samsuna’a doğru yola çıkar ve ulaştıktan sonra geceyi Samsun’da geçirir.
Tarih 19 Şubat 2013... SAMSUN
Sabah saatlerinde DHKP-C'ye yönelik yeni bir
operasyon kapsamında, önemli bir bölümü kamu çalışanı olan çok sayıda
(167) kişi çeşitli illerde gözaltına alınır. Bu tarihin en büyük DHKP-C
operasyonudur.
BDP/HDK heyeti önceki geceden Samsun’a varmıştır ve
gün içindeSamsun’da ilk olarak yerel ve ulusal basının kentteki
temsilci ve çalışanlarıyla bir araya gelmeyi planlamıştır. Bu arada HDK
heyetinin Samsun ziyaretini ‘protesto’ amacıyla kent merkezinde toplanan
bir grup Türkiye Komünist Partisi (TKP) Samsun İl binasına taş atarak
binanın camlarını kırar.
Basında yer alan haberlere göre sabah saat 08.30'da
TKP Samsun binası önüne gelen yaklaşık 50 kişi taşlarla camları
kırmıştır. Çevik Kuvvet ekiplerinin olay yerine gelmesi üzerine dağılan
grup, Cumhuriyet Meydanı'nda yeniden toplanarak protestolara devam eder.
Protestoların ve BDP/HDK heyetinin Samsun
temaslarının devam ettiği saatlerde, AK Parti Mecliste mutad grup
toplantılarını yapmaktadır. Erdoğan konuşmasının bir bölümünde BDP/HDK
heyetinin önceki gün Sinop ta ugradığı saldırya da değinerek, bu
saldırıları kınayıp bir anlamda BDP/HDK heyetindeki sivil siyatçileri,
şiddete başvuran protestoculara karşı savunarak demokrat bir duruş
sergiler ve şunları söyler :
‘’Beğenirsin, beğenmezsin, bu gelenler
bu ülkenin seçilmiş milletvekilleri. Yapacakları toplantı yasalar içinde
olduğu sürece saygı duymak zorundasın. İzlemeye mecbur değilsin.
Yasalar içinde olduğu sürece saygı duyacaksın.’’
Bu konuşmayı takiben, Samsun da bulunan BDP/HDK
heyetinden Karadeniz gezisinin Samsun dan sonraki kısmının iptal
edildiği açıklaması gelir.
******
Yapılan açıklamalar ve olaylar arasındaki bağlantıları kurmak yukarıdaki kısa kronolojiye bakarak sanırım zor olmayacaktır.
Son gelinen noktada gündemi de meşgul eden bazı konulara dair düşüncelerim şöyle ;
1* Halen Sinop ve Samsun hadiselerinden de kolayca
anlaşılabileceği üzere bazı çevreler Öcalan ile yapılan görüşmeleri
tasvip etmemektedirler ve olası barışa karşı çeşitli menfaatleri gereği
direnmeye devam etmektedirler. Özellikle Sinop da ufak bir grubun
heyeti dokuz saat süreyle mahsur bırakması ve emniyet birimlerinin
geciken yetersiz müdahalesi düşündürücüdür, akıllarda soru işaretleri
bırakmıştır.
2* BDP ve AK Parti’nin son dönemde ortak bir
strateji yürüttüklerini düşünüyorum, kamuoyunca aralarında zaman zaman
örneğin İmralı’ya gidecek ziyaretçi isimleri konusunda bir gerginlik
varmış gibi görünse de, bu durumun stratejik işbirliğinin bir parçası
olduğu kanaatindeyim. Bana göre her iki parti de Öcalan ile görüşmeler
ve hatta Yeni Anayasa süreci adına şu an gayet uyum içinde
bulunmaktadırlar. Gelinen aşamada şimdilik sürecin geçmişten ders
alınarak profesyonelce yürütüldüğü kanaatindeyim.
3* İsimlerin AK Parti tarafından kendi vereceği
izne tabi olduğu ve onayladığı isimlerin gidebileceği yönündeki
açıklamalar AK Parti’nin kamuoyuna ve tüm taraflara bu görüşmelerde ‘’kontrol ve denetim bendedir’’ mesajı
olarak okunabilir. BDP nin isim belirleme konusu üzerindeki söylemleri
ise kendi tabanına ve üke kamuoyuna, biz de bu süreçte ciddi olarak
varız ve yer alıyoruz mesajı olarak okunabilir. Elbette tarafların bu
siyasi mesajları vermek adına kamuoyunu gereksiz yere meşgul ettiği de
söylenebilir ancak her aşamada tarafların tüm gelişmeleri siyaseten
kazanca çevirme gayretleri içinde olmaları da siyasetin kendi doğası
gereği normal karşılanmalıdır. İsim tartışması toplumca henuz
görülemeyen bazı adımlar için görüşme zamanı kazanma ve tarafların bir
anlamda kendi tabanlarının tabiri caizse gazını alma stratejisi olarak
da yorumlanabilir.
4* Gelinen noktada Ak Parti adına MİT, BDP ve
Öcalan üçlüsünün görüşmeleri uyum içinde ve başarı ile yürüttüklerini
düşünmekle birlikte, asıl meselenin bundan sonra, bu üçlü arasındaki
ittifaka Murat Karayılan liderliğinde ve İran etki alanındaki Kandil
grubunun, Bahoz Erdal liderliğinde ve Suriye etki alanındaki grubun ve
Zübeyir Aydar liderliğindeki Avrupa grubunun da dahil edilmesi olduğu
kanaatindeyim. Öcalan’ın yeni gelecek ziyaretçileri vasıtası ile tüm bu
gruplara ileteceği mesajların kabul görmesi önemli ve sürecin devamı
açısından belirleyici olacaktır. Öcalan’ın Karayılan, Bahoz ve Aydar
dan, kabul görmesini temenni ettiğim ilk talebinin tek taraflı bir
ateşkes ilanı ve sınır dışına çekilme olacağını düşünüyorum. Bu tip bir
talep gerçekleşir ve kabul görürse demokratikleşme adımlarının da buna
paralel hızlanacağı kanaatindeyim.
Ne diyelim... Sabırlar ola ... Hayırlar ola...
Hoş kalın...
21 Şubat 2013
Twitter : @cngzkync