Irak
Kürdistanında seçimlerin Barzani tarafından Türkiye’de Erdoğan’ın
seçim başarısına oy anlamında oransal ve siyasal duruş olarak benzer
şekildeki başarısı ile sonuçlanmasının ve resmi olarak açıklanmasının
ardından Hewler ( Erbil) ‘de yapılan bombaları saldırıları önemli buluyorum.
Önümüzdeki
günlerde saldırıyı gerçekleştirenlerin kimler olduğu konusunda vitrine
elbette bir takım örgüt veya grupların isimleri çıkacaktır.
Kimin
hangi taşerona bu saldırı emrini verdiği sorusundan çok daha önemli
olanın bu saldırının asıl hedefinin ne olduğu sorusunun cevabı olduğunu
düşünüyorum.
Irak
Kürdistan’ı federe devletini kurduğundan bu yana istikrarlı bir biçimde
ekonomik sosyal ve siyasi anlamda gelişme trendi yakalamış ve yaklaşık
altı yıldır, yani 2007 den beri de bu türden terör saldırılarına muhatap
kalmamış, bölge koşullarına bakıldığında aslında dikkat çekecek şekilde
de güvenli ve hızurlu bir bölge.
Hoş ‘’terör uzmanı’’
sıfatlı ve bu konuda akademik kariyeri olan biri değilim ancak bu tip
saldırılardan sonra ilk akla gelen sorulardan birinin, kimler neden
yaptı ile birlikte elbette neden şimdi sorusu olduğunu söyleyebilirm.
Irak
Kürdistanında seçimler daha yeni bitti, Mesud Barzani oylarını geçmiş
dönemdeki seçimlere oranla yanılmıyorsam %25 gibi bir oranda arttırdı
ve belki de rakiplerinin geçmiş dönemlerdeki gibi bir seçim ittifakı
yapmamalarının da getirdiği olanakla diğer partileri açık farkla geçerek
birinci parti olmayı başardı.
Barzani
ve Erdoğan’ın bölgede yürüttükleri siyasette hemen hemen aynı
paralellikte, yani muhafazakar demokrat çizgide olduklarını biliyoruz.
Hatırlarsanız Barzani Ak Parti’nin kongresine katılmış ve bir de konuşma
yapmıştı.
Yapılan
saldırıya dönecek olursak, bu saldırının hedefinin Barzani’nin seçim
başarısını gölgelemenin yanında, karşılıklı atılan olumlu adımlarla
giderek daha da gelişen ilişkilerin olası sonuçlarından olan, özellikle
Türkiye açısından önemli bulduğum stratejik Kürt-Türk ittifakının baltalanması olduğunu düşünüyorum.
Hewler de yapılan son saldırıda atılan bombalar , günümüzde Kürtçe tanımlarıyla coğrafik olarak Bakur, Başur, Rojava ve Rojhilat olmak üzere dört ayrı bölgede yaşayan Kürtlerin her birinin kalbine atılmış bombalardır.
Türkiye’nin
bu saldırı sonrası Irak Kürdistan’ı yönetmine destek olması ve yanında
yer alması hem insani açıdan hem de stratejik açıdan çok önemli bulduğum
muhtemel bir Kürt-Türk ittifakı için de hayati önemdedir.
Saldırıların Irak Kürdistanındaki Kürt halkının kazanımlarını bir türlü hazmedemeyenler ve olası bir Kürt-Türk ittifakına karşı duruş gösterenler tarafından organize edilmiş olabileceği kanaatini taşıyorum.
Türkiye’nin
her geçen gün daha da demokratikleşen ve kendi Kürtleriyle de hızla
barışan demokrasisine paralel şekilde geliştirilebilecek win-win yapısında bir Kürt-Türk
ittifakının, bölgede yeni bir süper güç yaratabilecek potansiyelde
olduğunu, halkların huzur ve barış içinde refah yolunda bölge halkı
dahi olmayanların müdahale ve güdümünden uzak şekilde gelişimlerine
olanak sağlayabilecek önemli stratejik bir oluşum olacağını
düşünüyorum.
Bu
vesile ile Hewler’de hayatlarını kaybedenlere rahmet diliyor, bu terör
eylemini organize eden ve gerçekleştiren tüm hain odak ve unsurları
Yaradan’ın takdir ve adaletiyle başbaşa bırakıyorum.
Hoş Kalın
29 Eylül 2013
@cngzkync