18 Nisan 2015

Koalisyon Öcü Değil

Bir hafta kadar önce Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, 30 Mart 2015 tarihli bir anketin sonucuna dayanarak Türkiye’deki genel seçimler sonucunda bir koalisyon hükümeti göründüğünü söylemişti.

Ankara’da parti temsilcileriyle görüşen Schulz, “Seçim sonuçları belirsiz. İktidar partisi hükümet kuracak bir çoğunluğu dahi bulamayabilir” demişti.

Schulz’dan önce de buna benzer değerlendirmeler ve koalisyon hükümeti olması ihtimalleri ben dahil başkaları tarafından da gündemde yer bulamamış olsa da dile getirilmişti.

Nedir Koalisyon...

Bu soruya kısa cevabımı zaten başlıkta verdim ancak gelin biraz teknik ve ansiklopedik tanımından yola çıkarak konuya giriş yapalım.

Koalisyon, kavram olarak Latince coalescere (kaynaşmak) sözcüğünden gelmekte, İngilizce “coalition”; belirli bir amaç doğrultusunda birlikte hareket etmek anlamında kullanılmakta.

Siyasi Partiler arasında, ya bir seçim için ya da parlamenter rejimde değişik eğilimlerin temsil edileceği bir Hükûmeti desteklemeyi öngören bir çoğunluk oluşturmak için yapılan anlaşma olarak da adlandırılabiliyor.

Partilerin oluşturduğu koalisyonun “Koalisyon Hükûmeti” olarak adlandırılabilmesi için partilerin Hükûmete üye vermeleri ve bir “koalisyon protokolü” ya da bir “ortak programda” anlaşmaları gerekmekte.

Koalisyon, parlamenter demokrasilere özgü bir olgu ve genelde iki büyük partiyi esas alıyor, ancak daha fazla sayıda parti ile de gerçekleştirilebiliyor.

Hükümetler Tarihine Kısaca Değinelim...

Türkiye'de koalisyon geleneği eskilere dayanıyor ve çok partili hayata geçildiği günden bu yana birçok koalisyon hükümeti kurulmuş.

Cumhuriyet öncesi kurulan 6 Meclis hükümetini saymazsak, Cumhuriyetin ilanı sonrası, yani 30 Ekim 1923 tarihinden bu yana Türkiye'de 61 hükümet görev yapmış.

29 Ağustos 2014’de kurulan son Davutoğlu Hükümeti ise 62.Hükümet olarak görevine halen devam ediyor.

62 hükümetin 5’i Askeri Darbeler sonrası iş başına gelmiş, 36 hükümet sadece tek bir partinin milletvekillerinden oluşturulmuş ve 21 hükümet ise iki ya da daha çok partinin oluşturduğu koalisyonlar olarak kurulmuş.

20 Kasım 1961'de kurulan İsmet İnönü Hükümeti'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet Partisi (AP) Milletvekilleri yer almış ve bu Cumhuriyet tarihimizin ilk koalisyon hükümeti olmuş.

Koalisyon Kötüdür Algısı...

Her ne kadar İngiltere, Almanya ve buna benzer birçok ülke yıllarca koalisyon hükümetleri ile başarı ile yönetilmiş olsa da, Türkiye toplumunda koalisyon hükümetleri ile algı negatifdir.

Örneğin İngiltere, dünya siyasetinde ABD ile birlikte ve hatta çoğu zaman ABD’yi de motive eden, dünya ölçekli siyasetin en önemli aktörü.

Almanya deseniz, Avrupa siyasetinin hemen hemen birincil aktörü ve çoğu zaman yön veren ‘’lokomotif’’ ülkesi konumunda.

Bu negatif algı durumunun koalisyonların başarılı uygulamalarından çok başarısız yönlerinin öne çıkartılmış olması nedeniyle toplumda pekiştiğini söylemek mümkün.

Koalisyon hükümetlerine sevimsiz, öcü, kötü vs algısıyla bakanların kendince haklı nedenleri de elbet vardır.

Koalisyonlar mükemmeldir demiyoruz burada... Ama öcü de değiller

Temelde bu algının birtakım siyasi dayatmalardan, propagandalardan ve büyük oranda eksik demokrasi bilgimiz ve anlayışımızdan kaynaklandığını da gözardı etmemek gerekir.

Koalisyon Hükümeti İcraatlarından örnekler...

Bazılarınız diyebilir ki kardeşim neden iyi örnekleri ayıklayıp önümüze koyuyorsun.

Zaten yeterince kötü, zararlı, öcü sıfatı verilmiş ve felaket senaryolarına varan çok sayıda örneklemelerle gözümüze sokulduğu için oluşmuş bir negatif algıdan bahsederken, madalyonun öteki yüzüne bakmayı açıkçası daha doğru buluyorum.

Koalisyon Hükümeti denilen yapıların tamamen kötü olmadığını, bazı geçiş dönemlerinde başvurulmasında hiç bir sakınca olmadığını düşünüyorum.

Türkiye toplumundaki genel kanının tersine gayet iyi bir demokratik  aygıt ve akıl olduğunu anlamamız iyi örneklere de bakınca kolaylaşacaktır diye düşünüyorum.

57. Koalisyon Hükümeti...

Hazır son yılların en önemli siyaset gündemi Yeni Anayasa iken size hem de o meşhur 2001 Ekonomik Krizinin çıktığı anda ülkeye hükümet eden DSP-MHP-ANAP koalisyonundan birkaç örnek vereyim.

12 Eylül 1980 darbesi ürünü o başımızdan atamadığımız 1983 Anayasasında yer alan 33 Madde, AB Reform Paketi şeklinde tanımlanarak TBMM’nin %86’sı gibi bir çoğunluk oyu ile değiştirilmiştir ve bu tarihimizdeki en büyük anayasa değişikliklerinden biridir.

Yine AKP Hükümetleri sürekli "Olağanüstü Hal bizim dönemimizde kaldırıldı" derler ya hani, gelin o işin aslına bakalım.

TBMM'de 19 Haziran 2002'de alınan karar ile, OHAL'in uygulandığı son iki şehir olan Diyarbakır ve Şırnak'da, ‘’30 Temmuz 2002'den 30 Kasım 2002'ye kadar son OHAL uygulamasının devamı ve 30 Kasım 2002'de kesin kaldırılması’’ kararlaştırılmıştı.

Yani işbaşına AKP hükümeti yerine bir başka parti de gelse, OHAL zaten bu düzenleme nedeniyle seçimden 1 Ay sonra doğal olarak kalkacaktı ve bu icraat esasen AKP’ye değil bir koalisyon hükümetine aitti.

54. Koalisyon Hükümeti...

Şu, yakın tarihimizin en çok dile dolanan bir başka koalisyon hükümetine, REFAH-YOL hükümetine de bakalım, Refaf Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonuna.

Bütçeden tarım desteklemesine ayrılan fon % 150 arttırılmış.

Enflasyon oranında aylık yapılacak yeni zamlarla memurun enflasyondan etkilenmesi engellenerek, defaten memur maaşlarına % 100 zam yapılmış.

Asgari Ücrette % 101, Emekli memur maaşlarına % 116, Emekli işçi maaşlarına % 121, Bağ-Kur emekli maaşlarına % 221 zam yapılmış.

Eşel-Mobil Sistemi ile enflasyon oranında yılık maaş artışı sağlanmış ve Zorunlu Tasarruf kesintileri kaldırılmış.

Sanayi üretimi % 30’dan % 90’a, Esnaf kredi limitleri ise iki katına çıkarılmış. Buğday, Fındık, Pancar, Tütün ve tüm taban fiyatlarda % 312 ’ye varan artışlar yapılmış. Gübre desteğinde % 100 artış sağlanmış.

Koalisyon Hükümetleri Ne Sağlar...

Esasen demokratik bir yöntem ve kavram olarak parlamenter sistemlerde koalisyonlar bir tür emniyet sübabıdırlar.

Hükümet etme kademesinde halkın en yüksek temsil oranlarına ulaşabildiği demokratik yapılardır.

Demokrasinin yüksek gayesinin çoğunlukçuluk değil çoğulculuk olduğunu da düşündüğümüzde, farklı siyasi anlayışlara sahip partilerin biraraya gelerek oluşturacakları yapıların kötü şeyler olduğunu söylemek, hem teknik olarak abes hem de demokratik anlayış bakımından sorunludur.

Sözün özüne gelecek olursak, Türkiye’nin yakın gündemindeki genel seçimler sonrası, oluşması muhtemel durumlardan biri de koalisyon hükümeti kurulması olabilir.

Bu ihtimali iktidarda olan AKP’nin endişe ile karşılayacağını ve tedbiren ‘’koalisyonlar kötüdür, felakettir’’ temelli bir algı yönetimi yapabileceği de açıktır.

Bir koalisyon hükümeti olur veya olmaz.

Demem o ki...

Sanki rekor oylarla geldikleri iktidarda ülkedeki tüm sorunları yoluna koymuşlar, tüm temel vaadlerini gerçekleştirmişler gibi, yapmaları muhtemel ‘’İstikrar’’ palavralı kuru gürültülere en azından demokrasiye bildiği kadarıyla da olsa inanan bireyler olarak pabuç bırakmamak lazım.

Hoş Kalın