Türkiye’nin güney sınırına denk gelen, Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde, oldukça önemli gelişmeler yaşandı.
Tel Abyad Operasyonu...
Tel
Abyad, IŞİD güçlerinin Türkiye’nin Akçakale sınır kapısına komşu ve
IŞİD’in Türkiye’ye açılan kapılarından biri olması anlamında ‘’stratejik’’ bir yerleşim birimiydi.
Bir diğer husus da, IŞİD’in PYD yönetimi altındaki Kobane ve Cizire kantonları arasında yer alan bu bölgeyi elinde tutarak, bu iki Rojava kantonunun birbiriyle olan doğal stratejik bağlantısını kesmesiydi.
Türkiye’nin
sınır güvenliğinde tedbirsizlik, zaafiyet ve benzeri elde olan veya
olmayan birtakım sebeplerden dolayı açıkça yetersiz kaldığı bir ortamda,
Kendine çeşitli türden destek sağlamak noktasında Tel Abyad, şüphesiz IŞİD için çok önemli bir ‘’geçiş noktası’’ özelliği taşımaktaydı.
Rojava’nın silahlı gücü YPG/J’nin
ön hazırlığı ve son hamlesi ile birlikte tamamı yaklaşık bir aylık bir
zamanı kapsayan Tel Abyad’ı özgürleştirme operasyonu gerçekleşti.
YPG/J, Cizire Kantonu'nun batısında, 6 Mayıs itibariyle '’Şehit Rubar Qamışlo Hamlesi’' adıyla bir dizi operasyon başlatmıştı.
Tel Abyad'ın güneyinden ve doğusundan yani Cizire kantonu tarafından yapılan askeri operasyonlara ek olarak,
Batıdan yani Kobani kantonu
tarafından da operasyonlar yapılmış ve böylelikle Tel Abyad batı, doğu
ve güneyden kuşatılarak son hamle için gerekli hazırlık yapılmış oldu.
Tel
Abyad çevresindeki farklı cephelerde IŞİD adım adım geriletilerek
yapılan operasyonlar sırasında YPG/J’nin açıklamasına göre IŞİD’e 500’ün üzerinde kayıp verdirilmişti.
Bu noktada YPG/J savaşçılarının kahramanlık, azim ve başarılarına önemli bir katkının da
elbette koalisyon uçaklarının Tel Abyad çevresinde yaptığı YPG/J ile
koordineli bir dizi bombardımandan geldiğini söylememiz gerekir.
Tel
Abyad’ın IŞİD kontrolünden geri alınması sonrası yapılan açıklamalardan
da anlaşıldığı üzere koalisyon uçakları, karadaki operasyonlarla sıkı
bir koordinasyon içinde yer almıştı.
Örneklemek gerekirse, Beyaz Saray Basın Sözcüsü Josh Earnest, Tel Abyad'ın ele geçirilmesi ardından,
"Bu, koalisyonumuzun; karada
becerikli, etkili yerel savaşçıları destekleyebildiğinde IŞİD'e karşı
önemli bir ilerleme sağlayabileceğinin göstergesi" demişti.
Koalisyon desteğine bir başka örnek vermek gerekirse, Orta Doğu uzmanı Bill Law’un yaptığı şu değerlendirmeyi de gözden kaçırmamak gerekir, Law
"Şüphesiz, müttefiklerin
hava desteği olmadan Tel Abyad'ın kurtuluşu gerçekleştirilemezdi ama YPG
de birkaç aydır IŞİD'e karşı azmini ispatlamış bir savaşçı güç" demişti.
Suriye'deki muhaliflere yakın çizgide olan, İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları için Gözlemevi (SOHR) Genel Müdürü Rami Abdurrahman ise ;
‘’Tel Abyad'ın yapısı
nedeniyle koalisyon uçaklarının bombardımanı sonucu IŞİD'lilere
Rakka'dan yardım gidemedi, Kürt güçleri bölylece köy köy ilerledi,
sonuçta Tel Abyad içinde sadece yaklaşık 150 IŞİD militanı kaldı’’ demişti.
IŞİD’in
Tel Abyad’ı neden fazlaca direnemeden, bir anlamda geri çekilerek
hakimiyet ve yönetimini yeniden ve mecburen PYD kontrolüne bıraktığını
anlamamıza yardımcı olacak yukarıdaki açıklamalara ilaveten,
Burkan El Fırat (Fırat Volkanı) ve Liwa El Tahrir güçlerinin Tel Abyad içerisindeki uyuyan hücrelerinin de Tel Abyad özgürleştirme harekatının başarıyla sonuçlanmasında, oldukça önemli bir katkı sağladığını belirtmek gerekir.
YPG/J Rakka’ya İlerlerken...
Tel
Abyad’ın yeniden PYD denetimine geçmesinin ardından, Rojava’nın silahlı
güçleri YPG/J savaşçılarının IŞİD’in Suriye’deki başkenti olarak
görülen Rakka’ya 20 Km mesafeye kadar ilerleme kaydettiğini de gördük.
İşte tam da bu sırada, yani YPG/J'nin Rakka’ya yaklaşmakta olduğu sırada, IŞİD’in Kobane’ye saldırısı gerçekleşti.
Kobane
bu saldırıya hazırlıksız yakalanmıştı, savaşan güçlerinin çoğu Tel
Abyad operasyonu için kent dışına çıkmış ve Kobane’nin güvenliği her zamankinden daha zayıftı.
IŞİD’in Kobane’ye ani bir baskın yaparak, resmi açıklamalara göre %90’a yakını silahsız, kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan 233 sivili ve 23 YPG/J savaşçısını katlettiğine maalesef şahit olduk.
Rakka YPG/J İçin Bir Tuzak Olabilir mi ?...
Elimizde
istihbari bir bilgi veya açıklama yok, bu nedenle Rakka’ya ilerlemenin
askeri ve stratejik gerekliliğini doğal olarak tam bilemiyoruz, ancak
eldeki verilerle değerlendirecek olursak,
Rojava yönetiminin silahlı güçleri YPG/J’yi Rakka’ya yöneltmesini, Rakka’nın Rojava doğal sınırları dışında ve IŞİD’in en güçlü olduğu yerlerden biri olması nedeniyle, şahsen doğru bulmadığımı belirtmek isterim.
Yaklaşık
bir ay sürmüş Tel Abyad harekatı sonrası muhtemel muharebe
yorgunluğuyla, IŞİD’in en güçlü kalelerinden biri olan Rakka’ya, başkent
ilan ettikleri bir yerleşime yönelmek, bunu geride Kobane’yi de
savunmasız bırakarak yapmak, ne derece yerinde bir hamleydi...
Mesele IŞİD ve Rakka ise, bunu da Kürt güçlerinin sırtına yüklemenin şu ortamda Kürtleri ölümcül bir tuzağa çekmek olmadığını kim söyleyebilir...
Konu
Rakka’nın özgürleştirilmesi ise, bunu da Türkler, Araplar, Koalisyon
güçleri vs birlikte yapsalar çok daha doğru olmaz mı...
IŞİD ile mücadele belli ki devam edecektir, bunun Kürtleri esasen direkt ilgilendirmeyen Rakka gibi coğrafyalarda dahi, Kürtlerin canları ve kanları üzerinden yürütülmesi ne kadar doğrudur...
Elbette
sonuç itibariyle bu ilerlemenin gerekliliği veya yanlış bir yönelim
olup olmadığı noktasında son sözü söyleyecekler, duruma açıklık
getirecek olanlar,
Bugüne kadar Rojava’da IŞİD’e karşı tüm dünyanın da takdir ettiği üzere kahramanca savaşmış ve halen savaşan YPG/J yetkilileri olacaktır.
Devam edecek...
Hoş Kalın
@cngzkync