23 Haziran 2015

Kürdofobik Birey ve Devlet Aklı -3-

Irak-Türkiye ilişkilerine kısaca göz gezdirmiştik,

Türkiye’nin Kürdofobik devlet aklının mahsulü olan Kırmızı Çizgilerinin,

Zaman içerisinde nasıl pembeye dönüştüğünü hatırlamıştık...

Sonrasında ise Suriye’ye de birlikte bakmıştık.

Gelelim değerlendirmemize...

Ülkemizin endişelileri yine sazı almışlar ellerine,

Bu aralar sıkça tıngırdatıyorlar kırmızı çizgi türkülerini...

Bu seferki türküleri ise biraz daha değişik.

Kürdofobilerini öylesine coşturmuşlar ki,

Til Abyad’ın IŞİD güçlerinin elinden geri alınmasını,

İnsanların zulümden kurtarılmasını bile üzüntüyle karşıladıklarını gizleyemiyorlar...

Bunu hem AKP’lilerin söylemlerinden açıkça anlıyoruz,

Hem de kendilerine yakın gazetemsi paçavralarda attıkları akıl almaz manşetlerde açıkça gözlemleyebiliyoruz.

YPG gibi kendi vatan toprağını ve halkını savunmaktan başka bir çabası olmayan,

Geneli, yerleşik halktan ve çoğu gönüllülerden oluşmuş bir öz savunma gücünü,

Alçakça, hayasızca ve arsızca, hiç utanıp sıkılmadan kalkıp

Tecavüzlerle anılan,

Kafa kesen görüntülerle hatırlanan,

Kafeslerde hunharca insanları diri diri yakan bir örgüt ile karşılaştırabiliyorlar...

YPG’nin IŞİD’den daha tehlikeli olduğunu manşetlerden alçakça söyleyebiliyorlar.

Bununla yetinmedikleri gibi,

Savaştan ve IŞİD zulmünden canhıraş şekilde kaçan,

Başka bir alternatif bulamadıkları için mecburen Türkiye’ye sığınan,

Çoğunluğu Arap ve Türkmenlerden oluşan insanların da,

YPG, orada ‘’etnik temizlik’’ yaptığı için zorla gönderildiğini iddia edebiliyorlar...

Bunları söylerken ve iddia ederken,

Elbette IŞİD’in Til Abyad sokaklarındaki tutsak sergi kafeslerini görmezden geliyorlar,

Çatışma olan bir ortamdan insanların daha güvenli bir yere doğal olarak gideceklerini,

Söz konusu dahi etmiyorlar...

Hele de Til Abyad sanki onlarca yıldır IŞİD’in yönetiminde bir yerleşim yeriymişcesine,

Orası için yayın organlarında ‘’YPG’lilerin eline geçti’’ ifadelerini kullanmaktan,

Ne utanıyorlar ne de çekiniyorlar...

Be hey insafsızlar, be hey vicdansızlar,

Bu kadar mı hemhal oldunuz IŞİD ile, bu derece mi kronik Kürdofobiklersiniz...

Ey sen Kürdofobik kardeş ve ey sen Kürdofobik devlet aklı !

Sizler istemeseniz, sabah akşam çıldırasıya ayak diretseniz bile,

Tarih,

Kürtlere ve Türklere bu ortak vatan toprağında birlikte yaşamayı,

1071’de Malazgirt’de,
1915’de Çanakkale’de,
1974’de Kıbrıs’da,

Ve elbette Kurtuluş Savaşında yaptıkları gibi,

Diğer tüm Türkiyeli halklarla birlikte ittifak kurmayı yeniden zorunlu kılmaktadır.

Bu gerekli ve olası ittifakın önünde, ne senin bireysel fobi ve saplantların,

Ne de senin ona da bilerek bulaştırdığın kırmızı çizgili, fobik ve saplantılı devlet aklın,
Dur-ma-ma-lı-dır...!

Israrla durdun/uz diyelim, o zaman ne mi olur...

O halde bu sorunun doğru cevabı için, gelin eğri oturup doğru konuşalım...

Ne Sanıyorsunuz...

Kimlik dahi verilmemiş Suriye Kürtlerinin kimliklerinden sittinsene vazgeçtiklerini,

Veya yarın vaz geçeceklerini mi sanıyorsunuz...

En temel insani hakları on yıllardır gasp edilmiş insanların,

Haklarını aramayacaklarını, almayacaklarını, unutacaklarını mı sanıyorsunuz...

O insanların zulme eywallah diyceklerini mi sanıyorsunuz...

Ya da Türkiyeli Kürtlere yıllar boyu dediğiniz gibi, Suriyeli Kürtlere de ''terörist'' diyerek,

Onların en temel insani haklarına kavuşmalarını engelleyebileceğinizi mi sanıyorsunuz...

IŞİD ne ise YPG de odur öylemi... ?!

Aklı Başa Devşirelim...

Türkiye halkları olarak unutmayalım ki,

Artık akıllı olmak ve aynı coğrafyayı yüzyıllardır paylaştığımız Suriyeli, Iraklı, İranlı tüm Kürtlerle, stratejik, politik ve ekonomik müttefik olmak durumundayız.

Bu coğrafyada, ‘’Türk’ün Türk’den başka dostu yoktur’’ gibi cümleleri ifade ederken gözden kaçırdığınız, aradığınız o iyi dost IŞİD değil Kürtlerdir.

Türkiye ile ekonomik anlamda entegre olmuş bir Irak Kürdistanının bize hiç bir zararı olmamıştır...

Tam tersine son derece önemli katkısı vardır ve olmuştur...

Suriye’de de söz konusu olabilecek bir Suriye Kürdistanının veya adı her ne olacak ise bölgesel bir Kürt yönetiminin de Türkiye’ye zararı yoktur, tam tersine faydası vardır

Türkiye ve diğer ülke sınırları içerisindeki Kürtler arasındaki iyi ilişkiler her iki taraf için de hayati önem taşımaktadır.

Suriye’nin kuzeyinde bir Suriye Kürdistan’ı kurulur yada kurulmaz, bunu zaman gösterecektir.

Lakin, Türkiye halkları olarak bizler ve devletimiz,

Suriye Kürtlerini, vaktiyle Irak Kürtlerini ve tabi ki kendi Kürtlerimizi tehdit olarak gördükçe, dışladıkça ve onlardan uzak durdukça,

Tüm bölge Kürtleri birbirlerine şüphesiz herzamandan daha da fazla yakınlaşacaktır.

Türkiye, Suriye Kürtlerine mesafeli duracağına ve bir tehdit olarak göreceğine,

Özellikle de Suriye’nin içinde bulunduğu şu kaotik dönemde onlara destek olmalı,

Tecavüzcü, kafa kesen, insanları diri diri yakan örgütleri sırtlayacağına,

Vatandaşlarını ve devlet aklını Kürdofobiye esir edeceğine,

Bölge Kürtlerinin Türkiye ile ekonomik ve siyasi anlamda entegrasyonu ile yeni bir ortadoğu oluşmasına özel çaba sarf etmelidir.

Umalım Türkiye,

Vaktiyle Irak Kürdistanında yaptığı hatayı tekrarlamasın ve bölge politikasını yenilesin,

Kürtlerin bölgedeki haklı mücadeleleri sonucu elde ettiği zaferler karşısında yine anlamsız ‘’kırmızı çizgiler’’ oluşturmasın,

Türkiyeli halkların umut dolu yarınlarını Kürdofobik tutumlara mahkum etmesin ve hiç de mantıklı ve stratejik olmayan saçma sapan dirençler göstermesin.

Türkiye, bölgesinde ve dünya ölçeğinde büyüyecekse,

Bunu Türkiye’deki ve bölgedeki diğer Kürtlerle birlikte omuz omuza verip güç birliği oluşturarak,

Türkiye dışındaki Kürtlerle entegre olarak yapabilir.

Türkiye, ne kendi vatandaşı olan Kürtleri kendi kaderlerini tayin etme hakkını kullanmaya zorlamalı,

Ne de kendi vatandaşı olmayan Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme hakkına olumsuz müdahalelerde bulunmalıdır.

Umalım seçimler sonrası oluşan yeni dönemde, birey, hükümet ve devlet aklı artık kendini  

Kürdofobiden kurtarır ve sağlıklı kararlarla yola devam ederek ülkenin önünü açar...

Hoş Kalın
@cngzkync