13 Haziran 2015

Filika Telaşı

Noluyor kardeşim, nedir bu telaş...

Daha düne kadar yere göğe sığdıramıyordunuz,

Bir AKP türküsü tutturmuş, gece gündüz çalıp söylüyordunuz...

Türkiye size dar gelmişti, yetmemişti...

Reisiniz, patronunuz için söylediğiniz ‘’Türkiye’nin lideri’’ sıfatı ile yetinmemiştiniz,

Önce İslam Alemi sonra da Dünya Lideri diye tanımlamış, bunu dilinizden düşürmemiştiniz.

Ne günlerdi yaa, değil mi...

Seçim sonuçları belli oluncaya dek iktidar eteğine tutunmuş, öylece beklemiştiniz...

Kendinizden oldukça emindiniz...

Yüzde 45’li 48’li sonuçlar cepte keklik diye pek bir keyifliydiniz oysa...

Bedelini ödeyip yaptırdığınız anketler toplumu psikolojik olarak da hazırlamıştı bu sonuçlara değil mi...

Nereden bilecektiniz ki, 10danSonra gibi Oy ve Ötesi gibi, muhalefetteki tüm partilerin gönüllüleri gibi insanlar bu sefer sandıklarda kuş uçurtmayacak...

Anlıyorum halinizi, sonuç hüsran tabi...

Ciddi ve büyük bir yenilgi...

Kolay değil hazmetmek...

Yok yok, size hazım için soda falan öneren basit espriler yapma derdinde değilim...

Tabi ki bazılarınız hala bu durumunuzu reddedip kabul etmeme pişkinliğini de gösterecektir...

Hatta, hala utanmadan kendini iktidar sanıp, sağa sola ahkam kesip, meydan okuma pişkinliğini de gösterecektir bazılarınız..

Böyle davrananlarınız şova başladılar bile,

Keyif ve kahkaha ile izliyoruz tabi bu hallerinizi de...

Şimdilerde ise, almış sizleri bir telaş,

Bakıyorum, peşpeşe AKP’yi eleştiren ve AKP’nin neden son seçimde başarısız olduğunu anlatmaya çalışan yazılar yazıyorsunuz..

Bazılarınız, ben demiştim, uyarmıştım tavrına sığınarak sözüm ona önceden de eleştirmiştim edasında...

Bazılarınız ise anca seçim sonuçları açıklandıktan sonra kıvrak yazılarla tespitler, sözüm ona başarısızlık analizleri yapma telaşında...

Hoş, o ben demiştim diyenlerinizin bir çoğu da zaten AKP’nin alacağı başarısızlık iyice belirginleşmeye başladığında anca kenarından köşesinden bişeyler karalayabilmişti...

Zaten o yazdıklarınız da eleştiriden ziyade, AKP’ye umutlu tavsiye ve destek yazılarıydı...

Tabi canım, Zülf-i Yare dokunmadan tabi ki...

Nasıl dokunasınız ki, ucunda işsiz kalmak falan var değil mi ?

Hatta baksanıza muhalefet edenlerin yazdıklarının sonuçlarına,

Ya hapisteler, ya da haklarında onlarca dava devam ediyor...

Ne gereği var değil mi...

Zira iş, para, mevki, makam, tv programı, gazete köşesi gibi şeyler..

Sizler için doğrudan yana olmaktan her zaman daha önemli olmuştu...

Asıl telaşlı yazı ve eleştiriler seçim sonuçları belli olunca peşpeşe gelmeye başladı...

Burada isim isim verip sen sen sen demeye gerek yok, siz zaten kendinizi biliyorsunuz.

Eh zaten toplum da artık biliyor fark ediyor ve hakkınızdaki notu gerektiği gibi veriyor...

Eleştirmenin, hatta öz eleştiri yapmanın nasıl bir erdem olduğunu size anlatmaya kalksak,

Önce erdemli insan olmanız gereği hasıl olacak...

Zaten erdemli olsaydınız göz göre göre doğrulardan kaçıp eğriye doğru der miydiniz ki...

Kusura bakmayın, hiçbiriniz samimi gelmiyorsunuz...

Beni inandırmak gibi bir derdiniz olduğunu zaten düşünmüyorum lakin,

Hiçbiriniz, eteğine tutunduğunuz o iktidarı bugünlerde eleştirirken maksatlı olmadığınıza halkı da inandıramazsınız...

Bakın kardeşim,

AKP’yi eleştirmek, eleştirebilmekse mevzu,

AKP’yi eleştirmenin hakkını verenler ve inandırıcı olanlar kimlerdir biliyor musunuz...

AKP iktidarken ve en güçlü olduğu anlarda onu hain, kalleş, dönek, paralel gibi yakıştırmalara göğüs gerip eleştirmekten korkmayanlardır.

AKP iktidarken ve en güçlü olduğu anlarda onu eleştirirken hapse atılmayı, işinden kovulmayı ve yine de dik durmayı başaranlardır...

AKP cenahından gelen AKP eleştirilerinin hası, AKP iktidardayken, sonuçlar kestirilemezken ve iktidar nimetlerinden sonuna kadar nemalanırken yapılanlardır...

Seçim sonuçları öngörülmeye başlandıktan hemen sonra,

Hele de seçim sonrası durum netleştikten sonra yapılan,

AKP'li AKP eleştirilerinin batan AKP gemisinden kaçış ve filikalara binme telaşı olmadığına ahmaklar dışında kim inanır sanıyorsunuz...

Allah aşkına,

Bu millete, Türkiye halklarına, bak gördün mü nasıl eleştiriyorum, ben doğrucuyum diye tatava yapmayın artık...

Son ana kadar da iktidar eteğine tutunuk birer canlı türü olarak geldiniz bugünlere.

Ben sizlerin Kabataş videoları yayınlandığı gece o konudaki gerçek hissiyatınızı ve samimi yorumlarınızı da bilirim,

Ertesi gün ise utanmadan, sıkılmadan düşünceniz dışında kaleme aldığınız hakikatten uzak ama o konudaki AKP söylemine paralel destekçi yazılarınızı da...

Ben sizlerin saçma sapan internet yasakları konusundaki, yasağı yanlış bulan gerçek düşüncenizi de bilirim,

Ertesi gün kaleme aldığınız ve kendi düşüncenizin tam karşıtı, ancak AKP politikalarına uygun düşme çabasındaki yasağı detekleyen yazılarınızı da...

Size elli türlü yoldan, bakın yalaya yalaya iktidar dondurmasını önce siz bitireceksiniz,

Bu yanlıştır yapmayın etmeyin de dedik dostça ve defalarca...

Ve sonunda dediğimiz oldu değil mi...

İktidar dondurmasını dibine kadar yaladınız ve bitirdiniz.

Şimdi hiç boşuna çabalamayın, ağlayıp zırlamayın...

Siz de onunla eridiniz ve bittiniz...

Dün kalemini, fikriyatını, hissiyatını satan ve kiralayan oldunuz,

Bugün de yarın da siz büyük ihtimalle böyle olacaksınız...

Ben sizlere kısaca KGPD demiştim hatırlar mısınız...

Yani Kullanışlı Geridönüşümlü Plastik Demokratlar

İşte bu durumunuz değişmeyecek...

Ne yazık ki sizin karakteriniz bu....

Ama çoğunuzu birebir tanıyorum,

Oturup kalkmışlıklarımız var bir şekilde...

Onların hatırına, ben yine de sizlere duacı olayım...

Allah sizleri ıslah etsin...

Ya Hu ! Bu kadar telaş edip kaptanınızı üzmeyin...

Nerede kaldı biatınız, sadaktiniz...

***

Şimdilerde AKP gemisinin filikaları dolup dolup taşıyor....

En acıklı halde olanları ise filikalara dahi binemeyip gemide kalanlar,

Ha bir de tam binerken denize düşen ve üstelik yüzme bilmeyenler var...

İşin kötüsü onlara can simidi atan da yok iyi mi...

Hoş Kalın