18 Mayıs 2015

Bu Telaş Neyin Nesi


Ne Olmuştu....

Mübarek’in zulmündeki Mısır halkının, Tahrir meydanında günlerce süren o görkemli ve bir o kadar da çatışmalı direniş ve protestolarındaki talebi Mübarek’in istifa etmesiydi.

Bu karalı talep başarıya ulaşmış ve Mübarek istifa ederek çekilmişti...

Zulümden ve başlarındaki diktatörlerden kurtulmak için umutla bekleyen diğer tüm bölge ve dünya halkları için de bir umuttu Mısırlıların  halk ‘’devrimini’’ başarması.

Mübarek'in istifası, öncelikle Mısır halkının ve domino etkisiyle de tüm diğer diktatör zulmü altındaki mazlum halklar için de bir milad olabilirdi. Öyle olmadı...

Mısır’da yönetimi asker devraldı ve Mısır halkı bu devir teslimi, tıpkı Türkiyelilerin büyük çoğunlukla ve çığılıklarla kutladığı  12 Eylül 1980 darbesi gibi, Mısır’da da halk yönetimin askere devrini sevinç ve coşkuyla karşıladı.

Koskoca bir oyunun ilk perdesiydi bu...

Oyun kurucular, bir ‘’oyuncu değişkliği’’ oyununun ilk perdesini sahneye başarıyla koymuş ve seyircisinden yani halkdan da büyük bir takdir ve alkış almıştı...

Aslında bir halk devriminde önemli olan, bir diktatörün gitmesinden ziyade halkı ezen ve zulmeden mevcut rejimin değişmesi ve yerine evrensel  demokrasi ve özgürlüklerin hakim olduğu yeni bir sistemin oluşturulmasıydı. Öyle de olmadı...

Zaten ‘’Oyun’’ öyle olması için kurgulanmamıştı ki...

Mısır'da halk için adeta ''Firavun'' hükmündeki Mübarek gitmiş ama onun yerine ''Ordu'' yönetimi devralmıştı.

Ekim 2011’de bu gelişmeler çok sıcakken yazdığım bir köşe yazımda da bahsettiğim üzere Mısır’da bir ‘’Darbeye Devşirilmiş Devrim’’ in ilk perdesi sahnelenmişti.

Bir süre sonra yapılan demokratik seçimlerde ülkeyi yönetme görevine, halkın çoğunluk oylarıyla Mursi yönetimi seçilmiş ancak bu yönetim de bir süre sonra oyunun aslına uygun olarak, bugünün darbeci hükümeti olan General Sisi’ye yani yeniden askere devrolunmuştu.

Sonrasında yapılan seçimlerde bu sefer nasıl olduysa, Mısır'ın eski Savunma Bakanı Abdulfettah El Sisi 23 Milyon 780 Bin oy alarak % 96,91'le seçimi kazanmış ve Devlet Başkanı olmuştu.

Yani oyunun ikinci ve son perdesi de sahnelenmişti....

Bildiğiniz üzere Mısır’daki Cumhurbaşkanlığı yani Devlet Başkanlığı yasal sorumluluk ve yetkiler açısından bizdekinden oldukça farklıdır, Devlet Başkanı Mısır’da ülkedeki önemli hükümet birimlerini yönetir ve politik elitin de çivisi olup Mısır Anayasası Devlet Başkanına çok geniş yetkiler vermektedir.

Şimdi Ne Oldu...


Mursi ve yönetimi Sisi tafafından tutuklanmış ve yargılamaları da halen devam etmekteydi.

İşte tam bu noktada geçtiğimiz günlerde Mısır’dan Mursi ile birlikte birçok kişi hakkında idam kararı verildiği kamuoyuna duyuruldu.

Şimdi verilen idam kararının Mısır Müftüsü tarafından da onaylanıp onaylanmayacağı merakla bekleniyor. 

Bu arada hatırlatmakta fayda var, Mursi ve idam cezasına çarptırılan diğer sanıkların temyize gitme hakları da bulunuyor.

2013 yılı Temmuz ayında iktidardan devrilen Muhammed Mursi hakkında verilen idam cezası kararı Türkiye ve uluslararası kamuoyunda da tepkilere yol açtı.

Uluslararası Kamuoyu Ne Dedi...


Mursi döneminde Planlama Bakanı olan Darrag uluslararası toplumu, kararı protesto etmeye davet etti ve ayrıca bunun siyasi bir karar olduğunu ve temelinde yalan, iftira ve paranoyak komplo teorilerinin yattığını söyledi.

Uluslararası Atom Enerji Kurumu'nun eski başkanı Mısırlı politikacı Muhammed El Baradey, idam kararını "insan haklarının ağır ihlali" olduğunu belirtti.

Uluslararası Af Örgütü’nün Kuzey Afrika sorumlusu Muhammed Elmesiri, yargılanmanın tümden adil olmadığını vurgulayarak Mursi'nin yasal desteği aylarca ulaşamadığını söyleyerek, Mursi hakkında verilen idam kararı yalnızca uluslararası hukuk standartlarına değil, Mısır hukukuna da aykırıdır dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, Muhammed Mursi için verilen idam kararı karşısınnda derin kaygı duyulduğu ifade edildi.

Türkiye Ne Dedi...


Başbakan Davutoğlu Bursa Mitinginde, "Eğer kast ettikleri Türkiye'de % 52 ile Cumhurbaşkanı olan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ise bilsinler ki bu topraklarda bir daha seçilmiş Cumhurbaşkanı ya da Başbakan idam sehpasına gönderilemeyecek. Mahkeme edilemeyecek, mahkeme önüne çıkarılamayacak’’

Başbakan Davutoğlu Balıkesir Mitinginde, "Özellikle söylüyorum. Mısırda darbeciler, seçimle işbaşına gelen Mursi'yi idama mahkum ettiler. Biz bu olanları biliyoruz. Türkiye'de milli idareyi mahkum etmek için bu tip darbelerle oyun oynadılar. Aslında Mısır'da darbeyi planlayanlar, Mısır'dakinin benzeri darbeyi Türkiye'de planlamışlardı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Sultangazide, ‘’Mısır eski Mısır'a dönüyor. Eski Mısır'ın ne olduğunu biliyorsunuz değil mi ? Oraya dönüyor. Batı maalesef hala darbeci olan Sisi'ye karşı tavrını ortaya koymuyor. Kendisi idamları kaldırırken, Mısır'da bu idam kararlarına seyirci kalıyor. Buna karşı bir uygulama yapmıyor. Bir de bakıyorsunuz ki kendileri hep beraber onlarla bir araya gelip yine müşterek dayanışma içerisinde pozlarını veriyorlar’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kayseri’de, "Mursi şayet idam edilirse ki inanmıyorum. İnşallah edilmeyecek, edemeyecekler. Ben de eğer böyle bir akıbete uğrarsam rabbim inşallah bizlere de o makamı lütfedecektir diye inanıyorum"

Dikkat Çeken Tepki Farklılığı...


Türkiye’den yapılan açıklamaların, darbe ve idam karşıtlığı kısmı ile ilgili kısmına ben tamamen katılmakla birlikte, uluslarası kamuoyundan gelen tepkiler ile Türkiye’den Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamalar arasında bir kişiselleştirme farkı olduğunu görüyorum.

Bunun bir gazete manşetinden hareketle de olsa açık bir savunma durumuna girilerek yapılmasını çok düşündürücü buluyorum.

İdam cezasının zaten olmadığı Türkiye’de,  Mısır’dan örneklemeyle ve bir gazete manşetinden yola çıkarak can hıraş şekilde, meydanlarda bağıra bağıra ‘’astırmayacağız’’ demenin hangi endişe ile söylenmiş olduğunu insan merak ediyor.

İlaveten Başbakan’ın söylediği ‘’Mahkeme edilmeyecek, mahkeme önüne çıkarılmayacak’’ ifadesi de enteresandır.

Birincisi yargılanmak kötü birşey değil , tersine varsa haksız suçlamalarla suçlananlar için bir aklanma fırsatıdır.

İkincisi de ola ki ortada herhangi bir suç varsa veya söz konusu olursa hangi kudretle bir yargılanmanın önüne geçmek hukuk devleti iddiasında olan bir ülkede mümkün olacaktır.

Ortada herhangi bir suç yoksa, telaş neden, endişe neden ?

Hele de idam cezası olmayan bir ülkede ‘’astırmayacağız’’ ifadesi hangi korkuyla kullanılmıştır?

Türkiye İdamı Önlemek İçin Ne Yapmalı...


AKP hükümetinin, Mursi'nin idamını engellemek için izlediği velvele yapma yöntemi yanlıştır ve idam bence de zayıf ihtimal olsa bile, Türkiye’nin bu tutumu Mursi'nin idam kararının uygulanmasını Mısır yönetimi nezdinde bir inatlaşmaya bindirebilir.

Doğru olan Avrupa ve ABD'ye avazın çıktığı kadar bağırıp tehditkar söylemlerde bulunmak değil, Avrupa,  ABD,  Rusya ve İngiltere ile doğru dürüst diplomatik girişimlerde bulunmak ve diplomasi ile Mısır'ı bundan vazgecirmeye çalışmaktır.

Esasen, Mursi'nin idam edilme kararının uygulanmaması için, uluslararası alanda iyiden iyiye itibarsızlaşmış AKP kükümetinden ziyade Türkiye'nin muhalafet partilerinin ve STK’larının bu karara karşı duruş göstermesi, bence uluslararası kamuoyu ve Mısır nezdinde AKP’nin girişimlerinden daha etkili ve ciddi olarak algılanacaktır.

Mursi'nin henüz Mısır Müftülüğünce onaylanmamış olsa da idam kararına karşı tavır göstermek için İhvancı olmaya falan da gerek yoktur.

Türkiye kamuoyu, siyasi görüş veya ideoloji gözetmeksizin, salt ''İdama Karşı Olmak'' noktasında Mursi için bir ortak tavır sergileyebilir.

HDP ve diğer muhalafet partilerinin bu karara tepki vermeleri, uluslararası boyutta diplomasi ve ikna çabalarına girişmeleri, Türkiye'nin son yıllarda yapabileceği en prestijli diplomatik girişimlerden biri haline gelebilir.

Mursi'nin idam kararıyla ilgili muhalefetin birlikte ortak çaba göstermemesinden doğacak boşluğu, tam da seçim sürecinde olan Türkiye’de AKP’nin bir seçim malzemesi haline dönüştürmesi muhtemeldir.

Muhalefetin konuya uzak kalması yla oluşacak boşluğun, tıpkı daha önce de Mısır konusunda onlarca kampanya ve mitingde sadece Rabia işareti yaparak ve dört parmaklarını adeta gözlerimize sokarak iç siyasette rant sağlayan AKP tarafından doldurulacağı açıktır.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın yaptığı üzere, Mursi ile ilgili karar üzerinden kendilerine pay çıkaran panik atak bir tutum ile Mursi'nin olası idamını engellemek mümkün olmadığı gibi, bu tavır AKP'nin kendi korkularının realize olması ihtimalini de kuvvetlendirir.

Hoş Kalın... 
Twitter : @cngzkync