Biyolojik
yaş ortalaması ülke yaş ortalamasının çok altında olduğu görülen, akli
yaş ortalaması bugünkü temel sorunların kaynağı olan kurucu irade ile,
yani Tek Tipçi Ulusalcı Akıl ile yaşdaş olanlar toplaşmış bir ‘’Türklük Bildirisi’’ sunmuş topluma.
Sayısal
olarak da her ne kadar birer ikişer o bildiriye imza atmadığını ifade
edenler söz konusu olsa da 300 kişi olduklarını beyan etmişler. Sayıları
çok mu önemli diyenleriniz olabilir. Elbette önemli değil de durumu
izah ve bildiriyi sunanların bu sayıya vurgusu nedeniyle ben de bahsetme
gereği duydum, hepsi bundan ibaret.
Dertleri sanırım şu ; hazırlanmaya çalışılan Yeni Anayasa da ‘’Türk Milleti’’
tanımı kaldırılmasın, vatandaşlık tanımı değiştirilmesin. Evvela şunu
belirtmek gerekir ki, hazırlanmaya çalışılan Yeni Anayasa’dan ‘’Türk’’ ve ‘’Türk Milleti’’
tanımlarının kaldırıldığı falan yok, yanlış saymadıysam mevcut
anayasanın 49 değişik yerinde bu ifadeler zaten yer almakta ve bunlarla
ilgili de bir çalışma yok. Yapılan çalışma sadece vatandaşlık tanımına
dair bir çalışma ki, bu da bence mutlaka yapılması gereken bir çalışma.
Anaysal vatandaşlığı esas alan, vatandaşlık tanımının ırk ve etnisiteden
arındırılması ise ülkenin geldiği koşullar gereği kaçınılmaz ve son
derece gerekli.
İktidarın
bu kelimeler tanımlar kalksın diye de bir talebi de bugüne kadar vuku
bulmuş değil. Bırakın iktidarı, PKK nın, BDP nin ya da her hangi başka
bir grubun bile böyle bir talebi söz konusu değil. Peki hal böyle iken
bu ‘’Beyaz Muhtıra’’ da neyin nesi diye sormak gerekiyor.
Bir adım öteye taşıyalım durumu, yarın birileri de çıkıp ‘’Kürtlük Bildirisi’’
yayınlasa, barış için didinilen, silahların susması için uğraş verilen
bir dönemde, bu tip bildirilerin bu görüşmeler ve şu ana kadar başarı
ile yürütülen süreç için sonuçları ne olacaktır ?
Şöyle bir kafanızı kaldırın ve bakın, daha ‘’barış’’
sözünün kararlılıkla kullanılmaya başladığı ve görüşmelerin topluma
yansıdığı tarihlerden bugüne kaç insanımızın canı sağ kalmıştır, kaç
çatışma nedeniyle olası ölüm engellenmiştir. Hiç mi hamd etmezsiniz ?
Böyle
bir dönemde böyle bir çıkış yaparak, ırkçı manifesto yayınlayanlar, ırk
temelli bir dille kaleme aldıkları duyurunun neye hizmet edeceğini
hesap edemeyenler aldıkları vebalin farkındalar mı ?
Açıkça
kendi ırkı dışındakilere tepeden bakan, üsttenci, kibirli, tek tipçi,
kendilerini toplumu oluşturan diğer halk topluluklarından daha üstün,
seçkin ve elit gören, bugünkü sorunlarımızın ana müsebbibi kurucu irade
zihniyetinin bugünlere sarkmış kırıntılarının bu yaptıkları, ülkenin
toplumun birliğine mi hizmet eder yoksa tam tersine ve düpedüz fiili bir
bölünmeye mi ?
Bu 300 Beyaz Muhtıracı
ülkenin siyasi tarihinde, belki de on onbeş sene sonra, tıpkı bugünkü
28 Şubatçıların ‘’Post Modern Darbeciler’’ olarak anılmasına benzer bir
anımsama ile, örneğin ‘’Beyaz Darbeciler’’ olarak anılmayı ve bu şekilde tarihe geçmeyi mi istediler yoksa ?
Yeni Anayasada ‘’Türk Milleti’’
tanımı yer alsa ne olur olmasa ne olur ? Şu soruya cevap verin Beyaz
Muhtıracılar, kuruluştan bugüne Türk hariç diğer kimlikler anayasalarda
yer almadı da ne oldu ? Yok mu oldular ? Yok mu edebildiniz ki
anayasadan ‘’Türk’’ ifadesi çıkarılırsa yok olmaktan tir tir titreyerek korkuyor ve paranoyak endişeler duyuyorsunuz ?
Kürtler,
Lazlar, Çerkesler, Yahudiler, Ermeniler ve diğer halklar nerdeyse yüz
yıl süren bir asimilasyona tabi tutularak, tek tipleştirilmeye,
Türkleştirmeye ve hatta Sunni Müslüman Türk yapılmaya çalışıldı da ne
oldu ? Yok mu oldular ? Yok edilebildiler mi ?
Kaldırın
kafanızı da bakın etrafınıza, ahlaksızca Yahudi dölü, Ermeni dölü
denilerek akıl almaz aşağılamalar yapılmasına, zorunlu göçlere tabi
tutulmalarına rağmen bu toprağın yerleşik insanları yok edilebildiler mi
?
Mum
söndülerle aşağılayarak hakaretler edilen Aleviler Aleviliklerinden vaz
mı geçtiler, kart kurt sesi çıkarıyorlar o yüzden onlara Kürt deniyor
diyerek utanmadan arsızca alay edilen aşağılanan, bununla yetinmeyip
bazılarının kuyrukları da var denilmiş, dilleri yasaklanmış, eski devlet
eliyle binlerce köyü yakıp yıkılan yurtlarından edilen ve kendi ana
diliyle şarkı türkü okudu diye hapislerde çürütülen Kürtler tüm bu
sistematik zulüme rağmen yok mu oldular ? Yok edilebildiler mi ?
Derdiniz statü kaybı değil ise, işinize geldiğinde eşitlikten bahsederek, ahkamlar keserek, ‘’neleri eksik’’
dediğiniz o halklarla neden aynı seviyeye gelmekten gocunuyorsunuz ?
Onların ırksal kimlikleri anayasada yer alıyor mu da sizler kendi ırk
adınızın vatandaşlık tanımı olarak yer almamasından rahatsızlık
duyuyorsunuz ?
Anayasa
denilen yazılı bir metinde herhangi bir ırk ya da millet adı anılmasa
da o halklar var olmaya devam edecektir. Sosyolojik varlıkları
isimlerini bir yerlere yazarak yoktan var edemeyeceğiniz gibi var
olanları da bir yerlere yazmayarak yok edemezsiniz.
Sürekli
bölünmekten korkan, bu korku ile var olmaya çalışanlar, bu korku
üzerinden siyaset devşirenler, artık akıllarını başlarına devşirmeliler.
Korkmayın,
yazılı bir metinde yer almayacak diye, ne Türkler, ne Kürtler ne de bu
toprakları vatan yapmak üzere Malazgirt te, İstanbul’un Fethi’nde,
Sakarya da , Dumlupınar da, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Kore’de
ve Kıbrıs’ta can veren diğer halklar yok olurlar.
Bu
safhalardan geçmiş bir vatandaş topluluğunun, içlerinden her hangi
birinin ne diğerine bir üstünlüğü söz konusu olabilir, ne de bu
unsurların her hangi birinin bu vatan topraklarının ve ülkenin tek
sahibi olduğu iddia edilebilir.
Bu ülke sadece kendine Türk diyenlerin değil, bu ülkenin vatandaşı olma vasfına sahip herkesindir.
Hoş Kalın...
02 Nisan 2013
@cngzkync