28 Mart 2013

Roboski


19.02.2012 tarihinde ‘’Mazlumun Ahı’’ başlıklı bir yazı kaleme almıştım, yazımı arşivde bulabilirsiniz, o yazımda Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısında Irak, Mısır ve Libya da mazlumların ahının, o ahı alanlardan bir şekilde çıktığını söylemesinden hareketle, Roboski konusunda ümitli olduğumu, ne Başbakan’ın Roboski'yi unutacağını ve ne de unutturacağını söyleyerek, mazlumların ahının yerde kalmayacağını ifade etmiştim.

O tarihlerde Başbakan’ın talimatıyla TBMMM de bir alt komisyon kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde bu alt komisyon çalışmalarını bitirdi ve raporunu sundu. Raporun ne yazık ki toplum vicdanını ve hatta Ak Partili olanlar dahil çoğu komisyon üyesini dahi tatmin etmeyecek bir nitelikte olduğu görüldü.

Roboski de yaşanan katliamın, Başbakan Erdoğan’ın ve iktidarının yıpratılması, Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’in itibarsızlaştırılması ve aynı şekilde MİT  Müsteşarı Hakan Fidan’ın da itibarsızlaştırılması ve yıpratılmasını amaçladığı yönündeki kanaatimi halen koruyorum.

İlaveten bu katliamın aynı zamanda silahlı örgüte yönelik o günlerde devam eden yoğun operasyonları durdurarak örgüte nefes aldırmayı da amaçladığını düşünüyorum. Roboski deki insan katliamı ile bu operasyonu organize edenlerin bir taşla birden çok ‘’kuş vurmayı’’ öngördükleri aşikar. Bu katliamda bir suçlu var ise bu suçlunun asla Erdoğan ve ekibi olduğuna inanmıyorum. Tam tersine hedefin Erdoğan ve ekibi olduğu fikrindeyim.

Bu nedenlerle, Roboski katliamı üzerinden iktidarı yıpratmaya çalışmanın çok doğru ve hakkaniyetli bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Ancak iktidarın Roboski katliamı sonrası, kendi stratejik yönetsel hataları nedeniyle Roboski meselesinden yara aldığı kanaatindeyim.

Elbette Roboski de en büyük yarayı bölgede yaşayan ve canlarını yitiren Kürt vatandaşlarımızın başta aileleri olmak üzere Türkiyeli tüm Kürtler ve elbette Kürt olsun olmasın vicdanlı diğer Türkiyeliler de almıştır.

Olası bir kalıcı barışa yelken açıldığı, silahların sustuğu bu günlerde, tıpkı Irak'taki, Mısır'daki, Libya'daki gibi, mazlumların ahının yerde kalmaması adına hala yapılacak bir şeylerin olduğuna inanıyorum.

Elbette niyetim siyaset ustası Başbakanımız Erdoğan’a ‘’akıl vermek’’ olmamakla birlikte, Roboski için gönlümden geçenleri boyun borcum bilerek sizlerle paylaşmak istiyorum.

Benim hissiyatım şu ki, Roboski deki mazlum Kürt vatandaşların kapısı, Uludere araştırma Komisyonu raporundaki vicdanları tatmin etmeyen ifadelere ve bugüne değin yaşanmış her şeye rağmen Erdoğan'a ardına kadar açıktır.

Erdoğan sadece bir Başbakan olduğu için değil en başta bir insan olduğu için o mazlum vatandaşlarımızın kapıları Başbakan’dan gelecek bir taziye ziyaretine bence sonuna kadar açıktır.

Erdoğan’ın hele de toplum olarak bugünlerde yapacağı, hiç değilse yarım saatlik bir taziye ziyareti bile, kararlı şekilde arayışında olduğumuz kalıcı barışa çok olumlu bir katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Ne olur veya ne kaybedilir ki Başbakan Erdoğan Roboski’ye kısa da olsa uğrasa ve kabirleri ziyaret etse ?

Ne kazanılır ya da kaybedilir ki Erdoğan rahmete eren Kürt vatandaşlarının kabirleri başında bir Kur'an tilaveti yapsa ?

Hani derler ya, bence wallahi ‘’dadından yenmez’’ ve üstelik bugüne değin Roboski katliamı üzerinden yapılan art niyetli propaganda ve polemikler de son bulur..

Hayırlısı Olsun... 

Hoş Kalın...

28 Mart 2013
@cngzkync