15 Mart 2013

Dünden Bugüne IRKÇILIK -9-


Dönemi anlatmaya devamen...

1935 – 1940 arası yıllarda Cumhuriyet Gazetesinin şimdiye dek bahsettiğimiz bu Tek Tipçi, Irkçı ve dolayısyla da Faşist sistematiği desteklemek adına, o günkü Dünya’nın ‘’moda’’ ve ‘’model’’ ideolojisini ülkede yaymaya katkı sunmak adına olsa gerek, sıklıkla Hitler ve Nazi Almanyasını öven yazılar yayınladığı görülür.

Cumhuriyet Gazetesinin Nazi propagandası yaptığı sırada, Kemalist sistemin entellektüelleri ve seçkinleri de Irkçı-Faşist bir takım hayallerini çeşitli yollarla topluma yaymaya çalışmaktadır.

********

Örneğin ;

Türkiye spor tarihinin önemli isimlerinden Selim Sırrı Tarcan, ırkçı ve faşist sistemin uygun gördüğü beden terbiyesi amacı ile ilgili olarak, gerekli olan bir takım disiplin hareketlerini Almanya ve İtalya gibi ülklerden tabir yerinde ise kopyalamak yöntemiyle Türkiye’ye getirir ve adapte eder.

1939 Yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin kurucusu Ord.Prof.Dr. Mazhar Osman Uzman, öjeniyi savunur ve CHP’nin halk konferanslarında bakın şöyle konuşmalar yapar:

“Bir çok cepheden yapıya muhtaç vatanı da soyu bozuklarla doldurmak, darülacezeler (düşkünlerevi) bîmarhane (şifaevi) ve hapishaneler için nesil yetiştirmek de hiç şayanı temenni (dilemeye yaraşacak şey) değildir. Onun için sağlamları çoğaltmağa teşvik ve mecbur etmeliyiz, çürüklere de sen yetersin, senden nesle lüzum yok demeliyiz.”

1942'de dönemin dünyadaki genel otoriter ikliminden etkilendiği açıkça görülen Başbakan Şükrü Saracoğlu şu açıklamaları yapar ve kimseler rahatsız olmaz.

 “Bizim için Türklük kültür olduğu kadar kan meselesidir”

Daha önce bazı sözlerine bu yazı dizimin önceki bölümlerinde de yer verdiğim, Mahmut Esat Bozkurt, ‘’Atatürk İhtilâli’’ adlı kitabında, şunları söylemektedir :

“Zamanımızın bir Alman tarihçisi, gerek Nasyonal Sosyalizmin ve gerek Faşizmin Mustafa Kemal rejiminin az çok değiştirilmiş birer şekliden başka bir şey olmadıklarını söylüyor. Çok doğrudur. Çok doğru bir görüştür. Kemalizm otoriter bir demokrasidir ki, kökleri halktadır. Türk Milleti piramide benzer, tabanı halk, tepesi yine halktan gelen başıdır ki, bizde buna ŞEF denir.  ŞEF, otoritesini yine halktan alır. Demokrasi de bundan başka bir şey değildir.”

********

Güler misin ağlar mısın ?

Dönemin Kemalist elitleri ne kadar da hoşnutlar bu benzerlikten değil mi ?

Öyle ya, daha önce bahsettik, Faşizm ve Nasyonel Sosyalizm, Kemalizm adı altında ‘’moda’’ ve ‘’model’’ bir rejim olarak benimsenince hal doğal olarak böyle oluyor.

Dilerim Mahmut Esat Bozkurt’un bu ‘’manifesto’’ niteliğindeki sözleri bugünlere hangi zihniyetin sonucu olarak geldiğimizi anlamak adına kulağımıza küpe olur...

Bir sonraki, yani 10. yazım bu konuyla ilgili dizinin son yazısı olacak

Hoş Kalınız..

15 Mart 2013
Twitter : @cngzkync